Bu tarz benim gidebilir!

Bu sezon gündüz kuşağının en parlak işi “Bu Tarz Benim” (Show TV) oldu. Aslında yapımcılar şapkadan tavşan filan çıkarmadı. Dizilerde izlediğimize benzer diyaloglar, gel git ruh haliyle ilgi odağı olan figürler ve toplamda tam da meftunu olduğumuz curcuna ortamı filan derken formül tuttu... Elbette bu formülü hazırlamak çok da kolay değil. Tutturmak ve tutturan bileşenleri bir araya getirmek de öyle. Program şimdi haklı olarak bunun ekmeğini yiyor...

Ama ilginç bir şekilde ortada “kalk gidelim” havası var. Çok tutulan işlerin kanallar arasında transferi sürpriz değil. Kaldı ki daha kimse değinmeden programın farklı bir kanalla görüşme içinde olduğunu yazmıştım. Önceki gün buna “Acun Ilıcalı bu yarışmayı istiyor” haberi de eklendi... Show TV altın yumurtlayan tavuğu elinde tutabilecek mi bilmiyorum? Ama anladığım kadarıyla ortada biraz da “duygusal” sıkıntılar var... Günlük üretilen işlerde kaynak zorluğu çekilirse susuzluk kaçınılmazdır. Bana göre yarışmanın “gitti, gidebilir” kulislerinin nedeni işte bu kaynak zorluğu. Yoksa kim “pişmiş aşa su katar ki?”...

[[HAFTAYA]]

Asıl şimdi başlıyor...

Kabul etmek gerekir ki Nurgül Yeşilçay özellikle Türk sinema ve dizi sektörünün başına on yılda bir gelebilecek bir ışığa sahip. Oyunculuk tavrından oynadığı karakteri içselleştirmesine kadar bir dolu başarısı var... Yine kabul etmek lazım ki kariyer denilen hayat yolunda “sürekli başarı” diye bir formül bulunmadı. Kendi işinin fenomen isimlerini iniş ve çıkışlarıyla ama toplamda Z raporuyla değerlendirmek gerekir... “Paramparça” (Star TV) isimli dizi son zamanlarda “taşlanan kadın” kıvamına getirilen Nurgül Yeşilçay için yeteneklerini alabildiğine kullanabileceği geniş bir alan yaratıyor... Kimi kalemler diziyi eleştirirken Nurgül hakkında “bitti” filan diye yazmış. Vallahi kimse alınmasın ama önceki gece izlediğim haliyle “asıl şimdi başlıyor” diye düşündüm...

Karakalemi sansürlemek...

FOX önceki gün yayınladığı “Titanic” isimli Hollywood yapımında tuhaf bir sansür uyguladı. Esas oğlanın aşkına bakarak çizdiği çıplak resimleri sansürledi... Çıplak fotoğraf filan demiyorum, bildiğin karakalem eskizlerdi bunlar. Bildiğim kadarıyla bu film Türk TV tarihi içinde onlarca kez ekrana geldi ve gelmeye de devam edecek gibi... Ama hiçbirinde karakalem eskizin sansürlendiğine tanıklık etmemiştim. Filmdeki bazı sahnelerin kesilmesi normal, çıplaklık ya da aşırı cinsellik barındırıyor olabilir çünkü... Fakat resimden fantezi çıkarma olasılığından hareketle eser olarak tanımlanan bir karakalem çalışmasını buzlamak neyin kafasıdır; biri bana anlatabilir mi?

Yılbaşı ekranı yaklaşırken...

Kanallarda yılbaşına hazırlıklar tam gaz gidiyor. Ana akım kanalların üçü yılbaşı gecesi için kararını verdi... Kanal D ünlü isimlerle oynanacak bir “Ben Bilmem Eşim Bilir” maratonunu kağıt üzerinde hayal ediyor. İş henüz netleşmedi ama belli ki o gece yayınlanan dizi ya da formatların içinde çok sürpriz isimler olacak. Bolca da eğlence! Star TV yeni yıla yeni işi “Mahşer-i Cümbüş” ve konuk ünlülerin yer aldığı “Güzel Köylü” isimli diziyle girme kararı almış. “Mahşer-i Cümbüş” konuklarını içine hemen katabilen bir ekip; doğal olarak eğlenceli bir gece ekranı ortaya çıkacak... Show TV eğer elinden kaçırmazsa “Bu Tarz Benim” formatı içinde genellikle hafta sonları ekrana getirdiği panayır tarzında bir gece planlıyor. Bunun yanında “Güldür Güldür Show’un geceye yönelik hazırlıkları olduğunu biliyorum... Atv için yeni yıl akşamı şimdilik bir kara kutu. FOX ise çok muhtemel kanalın reyting getiren yüzlerini toplayacağı bir ortak formata kafayı yoruyor. Gerisi, iyilik güzellik işte!

Rengi değil yönetmeni değişti

“Kertenkele” (atv) dizisi sezonun çok ses getiren işlerinden biri oldu. İmam kılığına giren bir dolandırıcının hikayesini anlatan ama bir yandan da iyiye doğru yolculuğunun altını çizen sevimli bir hikayesi var. Kimi çevreler çok tutmasa da ben o hatta olan biteni hayatta başa gelecek ihtimaller dahilinde çok da samimi buluyorum... Neyse meselemiz başka. “Kertenkele” dizisini konuşulur hale getiren ve kazasız belasız mevcut bölümüne taşıyan yönetmen Kartal Çidamlı koltuğunu bıraktı... Bu “olmadı ben gidiyorum” türünden bir gelişme değil. Kartal Çidamlı yapım şirketinin yeni projesinin matematiğini ayarlamak için koltuk değiştirdi. Şimdi yine “konuşulacak” bir dizinin yönetmen koltuğunda olacak. “Kertenkele” ise yayınlandığı bölümlerde yakaladığı iyi matematiği kendi seyrinde devam ettirecek. Dilerim kazanılmış bir dizi olarak hayatımızda kalır. Mevcut ekranlarda iyiliğin telkinine de çok ihtiyaç var artık...