Giriş
Bir diziyi izletebilmek için ana hikayenin dışında yan hikayelere ihtiyaç var. Üstelik kimi yan hikayelerin en az ana eksen kadar sağlam olması gerekiyor... Ama Poyraz Karayel’in (Kanal D) son bölümlerinde karakterlerin hikayelerinin hepsi ana hikaye gibi geliyor bana. Bu durumda insan dizinin asıl meselesinin Poyraz’ın kirliler ile temizler arasında kalması olduğunu unutuyor...
Son bölüm ciddi bir hızla geçti. Daha doğrusu bir bölüm önceki karakterler, bir bölüm sonrasında çok acayip ruh hallerine girdi... Dizinin toplamında özellikle kadın karakterlerin hepsinin sorunlu olduğunu görüyoruz.
Sema’nın nörolojik sorunları var, Begüm desen alkolik zaten, Songül geldiği noktada kendini sabitleyemeyen bir haris, Ayşegül dersen kuşkucu ve doğal olarak gelgit kafa. Dafne diye bir karakter var o da fırsatçı... Erkek tarafına hiç bakmayalım. Kime dokunsan bin türlü psikolojik semptomla karşılaşıyorsun. Hikayenin bundan sonrası ancak ruh ve sinir hastalıkları uzmanlarının içinden çıkabileceği bir kördüğüme bağlanır, benden söylemesi. Aman
Yaz Gerçekten bitti
Aynı hafta hem çilek hem de kirazdan olunca insan bir tuhaf oluyor. Yazın bittiğini anlıyor. Kışın bastırdığını hissediyor filan. Daha önce de yazmıştık Star TV’deki Çilek Kokusu, FOX’taki Kiraz Mevsimi son bulacak diye...
Veda haftası içinde bulunduğumuz hafta oldu. İşin ilginç tarafı Kiraz Mevsimi oyuncuları bir araya gelerek son sahnelerini güle oynaya çektiler. Yani misyonunu tamamlamış bir işin verdiği mutlulukla filan... Ben her dizinin bitimini bir travma olarak değerlendirsem de, eğer samimilerse böyle topyekûn bir mutluluk tablosu beni de mutlu etti... İyi ki bittin Kiraz Mevsimi desek, kimse alınmaz sanırım!
Kısmet demiştik ama
Şu izdivaç işlerinde bana göre en samimi iş Kısmetse Olur (Kanal D) gibi görünüyor. Bana göre dedim ama programın başlangıç tarihinden bugüne kadar aldığı reytingler bir zirve eğrisi gibi durmaya başladı...
Giderek daha çok izleniyor ve giderek yıllarca bu işten uzak durmayı yeğlemiş olan Kanal D adresinin yüzünü güldürüyor... Orada durum belli. Zırt pırt yeni bir gelin adayı ya da damat adayı ile tanışmıyoruz. Mevcut ve sabit kişiler üzerinden bir çeşit bahis kafasına giriyoruz...
Hâl böyle olunca izlediğimiz ekran bir sirkten çok bir tiyatro sahnesini andırıyor. Bu bile tanımadığımız birilerine seri şekilde küfür etmekten iyidir!
Basit daha iyidir!
Arka Sokaklar (Kanal D) dizisinin yarattığı efekti sevdim. İzleyici olarak sıradan “Rıza Baba ve ekibi” gıybetlerine döndük. Arka Sokaklar üzerinde en çok konuşulan polisiye işlerden biri... Basit bir anlatıma sahip olduğu için yaptığı hatalar da basit oluyor ve hemen ortaya çıkıyor. Ama tüm o hatalara rağmen sonuçta bir şekilde iyilerin kazanması özellikle son zamanlarda hiçbir hikayede görmediğimiz cinsten bir mucize. Affedersiniz ama ben kendi adıma vasat bir dram izlemek yerine basit bir izlenceyi tercih ederim. Kafayı yormadan, şöyle rahatça koltuğa kurularak hem de...
Oh be; rtüK başkanını seçti
Ve sonunda yani neredeyse altı ay sonra Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) başkanını seçti. Önceki gün yapılan seçimde AK Parti adayı İlhan Yerlikaya yeni başkan oldu...
RTÜK yapısı gereği parlamentoda temsil edilen partilerin temsil oranı kapsamında kurula üye alıyor. Son seçimde AK Parti’nin üstünlüğü doğal olarak üye sayısını da iktidardan yana bir hale getirdi. Bunun üstüne MHP’li üyeler de oylarını İlhan Yerlikaya lehine kullanınca başkan netleşmiş oldu.. Sonucunun hayırlı olacağını düşünüyorum. Açıkçası vekaleten yönetilen hiçbir mekanizmanın tartışılır bile olsa sağlıklı kararlar verebildiğini düşünmüyorum. En azından kimseye yaranamadığı kesin...
Bu seçim sonrasında kararlar yine tartışmalı olacak ama en azından netlikle verilecek ve sorumluluğu üstlenen bir isim olacak. Muhatap iyi bir şeydir; hayırlısı olsun!
Durmak yok devam!
Kız Tarafı Erkek Tarafı isimli programdan iyi haber geldi. Bu hafta reytinglerde hafif de olsa bir yükselme yaşayan yarışmanın akıbeti biraz daha pozitife bağladı... Belli ki Show TV bir dönem yayına alt sıralardan başlayan “Var mısın Yok musun?” gibi bu yarışmaya da bir kredi verecek. Arkasında durulan iş, ne olursa olsun bir süre sonra izleyicisini topluyor...
Bunun en iyi örneği; bir dönem “Selçuk Yöntem sunamıyor ya” diye eleştirilen Kim Milyoner Olmak İster’in (atv) hemen her bölümünün artık ilk on program arasında yer almasıdır... Demek ki sabır, eğer büyük ölçüde para kaybettirmiyorsa orta vadede kazanç kapısı haline gelebilir. Devam!
