Mesut Yar Çaresizim çaresiz!
HABERİ PAYLAŞ

Çaresizim çaresiz!

Doğru mu yapılıyor kestiremiyorum? Bir taşıyıcı anne ile karısı arasında kalan adamın hikayesi ekranda bir adamın çaresizliğinden çok birden fazla seçme hakkını meşrulaştırıyor... Bir de nedense bilmem bizim dizilerde herkes aynı kıza sevdalanıyor ya, bu dizileri izlemek konusunda içimden Dilberay’ın o ünlü şarkısını fısıldıyorum; “Zorunda mıyım?”...

[[HAFTAYA]]

“Kaderimin Yazıldığı Gün” (Star TV) dizisinin bende bıraktığı soru işaretlerinden sadece ikisi bu. Ha, hepsini bir kenara koyarsak “ağalı” dizilerin ne denli iş yaptığını görünce “kendi kendine hayıflanıyorum, herkesin keyfi yerinde” diye düşünüyor insan. Yazıyı yetmişlerden bir şarkı adıyla bitirelim; “Çaresizim çaresiz!”...

Haberin Devamı

O SİHİRLİ EL KİMİN?

“Güldür Güldür”ün “Beşer Beşer”den çıkıp, “İnsanlar Alemi” oradan da “Güldür Güldür Show”a ve reyting listelerinde en alt sıralardan en üst sıralara evrimini başrol oyuncularından Alper Kul anlattı... Öncelikle “Güldür Güldür Show” (Show TV) iyi bir takım oyunu. Kendi starlarını yaratmakla kalmayıp, içinde sırıtan kimseyi kabullenmedi...

Ardından Alper’in dediğine göre BKM (Beşiktaş Kültür Merkezi) yöneticisi Necati Akpınar’ın “sihirli dokunuşları” geldi. Ve her dokunuşta bu neşeli program kendini bir tık daha yukarı taşıdı...

Elbette oyuncuların sahne yorgunluğu sırasında es geçtiği bir takım detaylar başarıya giden yolun anahtarı olabiliyor. Mesele o anahtarı görüp de kullanabilen üçüncü gözlerde... Son dönem Türk Sineması ve TV işlerinin halk gözüyle bakabilen yegane adamlarından biri olan Necati Akpınar’ı kutlamadan geçmeyelim bence...

GARANTİLİ BİR İŞ...

meyvesi “Hom/Ofis” isimli sit-com ile alınmış oldu. Yakında yayına girecek olan gülmecenin başrolünde “Leyla ile Mecnun”un Erdal Bakkal’ı olarak ünlenen Cengiz Bozkurt yer alıyor... Tanıtımdan anladığım kadarıyla dizide işini evine taşıyan bir aile babasının sıkışıp kaldığı ev içi trafik anlatılacak. Ve haliyle de Cengiz Bozkurt performansı öne çıkacak...

Birol Güven aile komedilerinin matematiğini iyi çözenlerdendir. Mesele aile olunca yayından kalkan işi neredeyse yoktur. Böyle garantili ve az bütçeli işle kendine dizi izleyicisini de çekmeyi hedefleyen ‘Hom/Ofis’ bir aile komedisi. TV8 ekranı akıllı bir iş yapmıştır vesselam...

Haberin Devamı

RAPORLUK OLDUK İYİ Mİ?

“Gönül İşleri”nde (Star TV) Saadet bulduğu raporla Servet’in hamile olduğunu öğrendi. Sevda’yı ve babasını alarak kocasıyla boşanmasına engel olmaya çalıştılar. Ancak mahkemeye yetişemediler... “O Hayat Benim” (FOX) dizisinde ise Ateş, Bahar’ı da yanına alıp Mehmet Emir Atahan’a Efsun’un hamile olmadığını kanıtlayan raporu gösterdi. Böylece Efsun’la evlenmekten kurtuldu...

“Alın Yazım” (Kanal D) dizisinde esas oğlan Yiğit, kötü kız Selma’nın hamile olduğuna dair raporun sahte olduğunu hem kendi ailesine hem de Selma’nın ailesine kanıtladı. Elindeki raporu da göstermeyi ihmal etmedi. Böylece Selma ile evlenmekten kurtuldu...

“Beni Affet”, “Aşkın Bedeli” ve “Deniz Yıldızı” (Star TV) gibi günlük dizilerde bu türden olayları çok sık görüyoruz zaten. İşin özü, kimi hamilelik raporları evlilikleri kurtarmaya çalışırken, kimi raporlar da evliliğin eşiğinden döndürüyor. Dizilerin alayı, neredeyse her konuda rapor üzerinden yürüyor. Hepten raporluyuz anacığım, Allah kurtarsın velhasıl...

Haberin Devamı

ISLIK DA BİR ÇÖZÜMDÜR!

Çok ciddi bir izleyici tepkisi var. Diziler başlıyor ve hop arka fondaki müzik sesi idareyi ele alıyor. Ne aradaki diyalogları duyabiliyorsunuz, ne aşk fısıltılarını, ne de galiz küfürleri. Hakikaten kimi zaman sahnede bir gerilim olduğunu bip sesinden anlıyoruz...

Bu ses sorununu önce reklamlarda yaşıyorduk, RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) o işe el attı. Şimdi de dizilerde durum aynı. Tamam, bir işe duygusunu veren elbette müzikleri; ama ne bileyim bunu “Karadayı” (atv) dizisinde olduğu gibi ıslıkla çözen iyi örnekler de var.

Adı üzerinde dizi, izlenmek için yapılıyor. Dinlemek için değil...

ACİL İYİLEŞİNİZ CENK BEY!

O, “Deliha” isimli sinema filminin oyuncusu filan değil kardeşim. O, 20 küsur yıldır radyoda sevgili partneri Erdem Bey ile yaşamı ti’ye alan Cenk Bey... O sahnede devleşen bir müzik adamı, iyi bir solist, iyi bir yazar ve son olarak da oyuncu. Önceki gün evinde geçirdiği talihsiz kaza sonucu yoğun bakıma alınan Cenk Durmazel’den kimi meslektaşlarımın yaptığı gibi “‘Deliha’ filminin oyuncusu” olarak bahsetmek fazlasıyla sığ ve içerik barındırmayan bir tanımlama...

Cenk Bey, lütfen bir kere olsun şakayı uzatmayınız ve hemen ayağa kalkınız. Memlekette ender görülen yeteneklerinizle tekrar aramızda olunuz. Sizi bir film oyuncusu olarak tanımlayan zihniyete kapaklarınızı yapıştırınız, yapınız lütfen!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder