Giriş
Bir TV adamı olarak üzücü ama bir arkeolog olarak keyif verici bir detayı sizinle paylaşmak istiyorum... Bu hafta RTÜK’ün (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) Yüksek Seçim Kurulu’nun verdiği cezalar doğrultusunda yayın durdurmasına şahit olduk.
[[HAFTAYA]]
Beyaz TV, Atv ve Star TV’ye program durdurma cezası verildi. Cezanın doğası gereği ilgili yayın saatinde de RTÜK’ün belirlediği bir belgesel vizyona girdi... Yayın durdurma cezasını başka bir platformda tartışırız. Ama verilen belgesel yayınlama şartının hani “bilgilendirici” olmasıyla da ucundan da olsa tutulur bir tarafı var... Uzatmayalım; haftanın belgeseli “Çatalhöyük” oldu. Bilmeyenler için Çatalhöyük’ün Göbeklitepe’den sonra dünyanın en eski ve en bilinen arkeolojik yerleşim merkezi olduğunu hatırlatalım. Ama o dünyanın içinde biz yokuz maalesef... Tarihe ya da müze gezmeye meraklı küçük bir kalabalık dışında Çatalhöyük’ün ülkemizde bulunduğundan da bihaber milyonlar var. Daha doğrusu vardı... Ekranın en izlenilir saatlerinde yayınlanan “Çatalhöyük” belgeseli fena izlenmedi. Ciddi bir kitle de kültürel zenginliğimizin bir kısmının farkına vardı... Keşke insanımızı tarihimizle cezalar ile değil “merak uyandırmak” marifetiyle tanıştırabilsek. Şimdilik zor görünüyor. Neyse; bir arkeolog ve TV adamı olarak şerrin içindeki hayrı paylaşmak istedim. Anladınız siz!
Tarzımsın Farzımsın rüzgarı!
Size bir sır vereyim mi? Önümüzdeki bir ay boyunca hepimizin diline “Tarzımsın Farzımsın” isimli şarkı dolanacak... “Ulan İstanbul” (Kanal D) dizisinde yarın akşam izleyeceğimiz Karlos ile Yaren’in bu yeni düeti için yaklaşık 1 ay çalışıldı. Ben sözlerini ilk gören, müziğini ilk duyanlardan biri oldum. Yalan yok, dün akşam saatlerinde sosyal medyada yayınlandığından beri ben dahil birçok dostum “Tarzımsın Farzımsın” diyerek kahkahaları ve dansı koyveriyoruz... Uğraş Güneş’in kaleminden çıkan bu yeni düeti sakın kaçırmayın. Ayın hatta kışın hiti olacak. Tıpkı “Kezzapla Mayonez” gibi...
Aman dikkat!
Önceki gün bir canlı yayın stüdyosunda yangın çıktı. Seda Sayan’ın programı yapılamadı, Show TV’nin en iddialı işi “Bu Tarz Benim”in dekoru kül oldu... Geçmiş olsun ve şükür ki cana bir şey gelmedi. Ama bu bir temenni olmamalı, daha doğrusu temenni olarak kalmamalı. Kalabalık seyircili programların hemen hepsinde bu yüksek risk mevcut. Güvenlik tedbirleri gözden geçirilip, yangına neden olan meselelere odaklanılmazsa, maazallah hiç de hoş şeyler yaşamayacağımız ortada. Aman dikkat, ne olur maksimum dikkat dostlar!
Bu kez aramızda kalmayacak...
“Aramızda Kalsın” bitti. Üç sezondur TV8 ekranında olan Sacit Aslan ve Pelin Çini ikilisiyle başlayıp, Salih Keçeci ve Pelin Çini kombinasyonuyla devam eden magazin/analiz programı yerini “Aramızda Kalmasın” isimli yeni bir içeriğe bıraktı... Aslında içerik yeni değil ama sunucular yeni. Jess Molho, (Bonbon) Funda Özkalyoncu ve Tuba Ünsal gündelik magazin gelişmelerini yorumlayacaklar. Nasıl bir fark yaratacaklarını göreceğiz elbette. Bu arada Pelin Çini ne yapacak bilmiyorum, Salih Keçeci’ye de kamera arkası danışmanlık önerildiğini duydum. Herkese yeni yolunda başarılar dilerim...
Kİmseyi üzmeyelim...
Kurt Seyit ve Şura İstanbul” (Star TV) için “sözleşmeler” gereği verilen bir marjdan söz ediliyor. Ben yönetime yakın bir isme sordum. Açıkçası ocak ayından önce yayından kalkmayacağı çok net. Ocaktan sonra yayında olmayacağı da netliğe kavuşmak üzere... Bu yüzden mevcut seyrinde işi iyi bir yapım çıkarmak olan insanlar üzerinde “senin dizin bitecek” stresi yaratmamak lazım artık. Herkes ekmeğinde ve bırakalım öyle de kalsın!
Karagül'e dikiz!
Kabul etmek lazım ki bu yılın geçen sezon bıraktığı reytinge dönebilen tek işi “Karagül” (FOX) oldu. Bunun nedenlerinin başında değişen izleyici evrenine uygunluğu gelmeli. Dizi yapımcıları “Karagül”ün izleyiciyle kurduğu bağın nedenini çok iyi araştırmalı... Tek başına izlendiğinde bir başyapıt diyemeyeceğimiz bir TV dizisi başyapıt iddiası olanları ikiye katlayan bir reyting alabiliyorsa ortada iyi okuyamadığımız bir izleyici zihni vardır. Bu meselenin başka da izahı yoktur!
Yarışmacı arkadaşlara başarılar...
Yarın akşam “Bir Milyon Canlı Para” ile Kanal D ekranındaki yolculuğumuz kaldığı yerden devam edecek. Türk televizyonlarında bugüne kadar en büyük para ödülünü dağıtan “Bir Milyon Canlı Para” bildiğim kadarıyla bu yıl da o kotanın üzerinde bir seyir izleyecek... Bilginin önemini bu köşeye daha önce çoklukla not düşmüştüm. Bu yüzden az ya da çok bilgi yarışmalarının alacağı reyting altın değerindedir. Bu yüzden yarışmacı arkadaşlara ve ekran başındakilere doğruya giden koşuşturmalarında başarılar dilerim...
