Giriş
“Diğer Yarım” atv’nin yaz başında ekrana getirip bu haftaya kadar devam ettirdiği ender dizilerden biriydi... Açıkçası kimi oyuncuları dahil olmak üzere insanların üzerindeki genel kanı sezon başlangıcını bile görmeyeceğiydi. Ama bir şekilde, aşağı ivmeyle de olsa bugüne kadar geldi...
[[HAFTAYA]]
“Diğer Yarım”, kolayca ötekileştirdiğimiz çağımıza yarı mizahi göndermeler yaparak insani telkinlerde bulunduğu için çok da iş yapacağını düşünmeyen herkesi yanılttı. Belki de atv yanılttı. Ha, belki de sırf vermek istediği “samimi” mesaj adına dizinin ömrünü uzattı. Ne olduysa oldu ama dizi bir şekilde gidenler arasına katıldı; geçmiş olsun diyelim...
PARAMPARÇA BİR GECE...
Star TV’nin iddialı dizilerinden “Paramparça” önümüzdeki pazartesi günü ekrana gelecek. Başrollerinde Erkan Petekkaya ve Nurgül Yeşilçay var. Dizi, ekranlara daha çok program içeriği üreten Endemol şirketinin ilk büyük drama yatırımı... Toparlayacak olursak baştan aşağı iddialarla dolu. Bu yüzden dizinin pazartesi akşamı özellikle “Karadayı” (atv) karşısında bu iddialar bütünüyle yükseleceğini düşünüyorum...
Bunu bir kenara koyarsak Star TV, “Reaksiyon” isimli dizisini aynı gecenin ikinci dizisi olarak belirledi. Daha dün prime time 2 kuşağının yüksek maliyetli dizileri taşıyamayacağını yazmıştım. Bu değişim bu denkleme ters işte... Bu yüzden birine hoşgeldin derken diğerine hoşçakal demeyelim de, başka da bir şey istemem!
SON DÜZLÜĞE GİRERKEN...
Kasım ayı reytinglerinde son dönemece girildi. Şimdiye kadar gelen veriler bu ay zirvenin el değiştireceğini söylüyor. Ama biliyoruz ki son 1 haftada bütün taşlar yerinden oynuyor... Bir iddialı futbol maçı, birkaç gişe filmi, bir iki iddialı dizinin ani çıkışı filan derken artık rakamsal olarak birbirinin kuyruğuna yapışmış reyting performansları ve sıralaması aniden değişebiliyor...
Mevcut durumda toplam izleyicide ayı zirvede göğüsleyen kanallar Show TV ve FOX olarak görülüyor. Ama durum geçen ay da yaklaşık olarak böyleydi. Sonrası mı; Kanal D ekim ayını birinci kapattı. Bakalım kasımda son düzlükte yüzü gülen kanal hangisi olacak?
MİLADINA DÖNDÜ
Oylum Talu son olarak TV8’de kuşak programı sunuyordu. Aslında uzun bir süredir kuşak programı sunucusu olarak karşımıza çıkıyordu... Açıkçası ekrandaki havasıyla da yayınlandığı saati dolduran yegane yüzlerden biriydi. Bunu bir kenara koyalım... Oylum önümüzdeki haftadan itibaren 360 isimli haber kanalının ana haber yüzü olacak. Bir nevi milat noktası olan haberciliğe dönmüş oldu...
Ekranda bazen istem dışı değişiklikler oluyor, bilirsiniz. Dilerim Oylum Talu yeni işine güle oynaya yani heyecanla başlayacak olsun... Çünkü dönüşümün böylesi, yeniden “merhaba” demenin bu türlüsü etkili oluyor. Şimdiden hayırlısı olsun...
PROGRAMA BİR BİLEN ŞART
Seyirci “Gözüm Üstünde” (Star TV) isimli programı anlayamadı. Malum, zaten kendisi TV karşısında anında yorum yapıyor. Başkaları kimin hakkında ne düşünüyor gibi bir merakı yok... Böylece kilitlenip kalan programı kurtaracak tek şey TV dünyası hakkında bir takım kulislerin dillendiriliyor olması gerektiği...
Artık programa kulağı delik bir goygoycu mu alırlar yoksa arada bir eleştirmeni evlerden birine sokup, “ne olacak bu televizyonların hali?” diye mi sordururlar bilemiyorum... Bildiğim tek şey bu izlenme payıyla o maliyette bir programın çok da yaşayamayacağı. Dilerim tersi olur ama realite böyle...
KÜÇÜK AĞA YENİDEN ZİRVEDE'
Salı akşamı “Küçük Ağa” (Kanal D) birinciliği yine eline aldı. Açıkçası geçtiğimiz iki hafta üst üste “Kaderimin Yazıldığı Gün”ün (Star TV) arayı açtığını görmüştük. Böyle gider diyenler de oldu... Ancak bazı işler küçük oynamalarla kaybettiği izleyiciyi çok kolay geri alabiliyor.
Mesela aniden ortaya çıkan takıntılı bir tipin hikayenin altını üstüne getirmesi de en çok iş yapan dokunuşlardan biri... Küçük Ağa’nın sevimliliğini bir kenara koyarsak, entrikasız dizinin mevcut reyting evreninde iş yapması artık güç, hep birlikte görüyoruz...
TERSİNDEN ELEŞTİRİ YAPILABİLİR Mİ?
Neredeyse her gün kendimi “Bu Tarz Benim” (Show TV) isimli yarışma hakkında bir şeyler karalarken buluyorum. Çok izlenen işlerin çok yazılıyor olması da anormal değil hani...
O değil de önceki gün yarışmanın sunucusu Öykü Serter bir hayli kötü giyinmişti. Boyundan aşağı sarkan bir püskül ve parçalardan birleştirilerek dikilmiş bir etek. Tam da “rüküşlük” özneli kavgaların ortasında kalınca ister istemez Öykü’nün kıyafetine de odaklandı zihnim... Ben hiç denk gelmedim ama acaba yarışma ahalisi kimi zaman sunucu ve jürinin de kıyafetine göndermeler yapıyor mu?
Öykü’nün o günkü kıyafeti aceleye gelmiş, jüri üyelerinden İvana Sert’in seçtiği bluz ise neredeyse üzerinden sarkar vaziyetteydi. Acaba bir final gecesi de ben gidip oralara, eleştirilmeyenleri eleştirsem mi?
“Durduk yere kaşınmak” diye buna denir sanırım, ne dersiniz?
