Dizilerin kanlı delilleri...

Tatlı Küçük Yalancılar (Star TV) dizisinde öldürülen Açelya karakterine ait olduğu öne sürülen kanlı bir hırka Toprak’ın evinde bulundu. Üstelik polis hırkayı eliyle koymuş gibi buldu... Kırgın Çiçekler’de (atv) cesedin taşınmasına yardım eden Serkan’ın gömleğine kan bulaştı. Gömlek anne tarafından bulundu. Anne Nazan kan lekelerinin hesabını sordu... Güneşin Kızları (Kanal D) dizisinde Güneş, Haluk’un kanlı gömleğini gördü ve hesap sordu. Haluk, komşusunu vahşi şekilde dövmüştü... Daha önce Güller’in Savaşı’nda Şevket’in kanlı gömleği; Aşkın Bedel’inde Sedef’in kanlı fuları dizilerde delil açısından diğer karakterlerin şüphe duymaları için bolca kullanıldı. Yahu benim anlamadığım, bu arkadaşlar kanlı delilleri niye yok etmez, ne bileyim, ortadan kaldırmazlar? Bir başka anlamadığım da o deliller nasıl eliyle konmuş gibi bulunur be sevgili okurum?

[[HAFTAYA]]

O lunaparklar olmasa?

İlişki Durumu Karışık (Show TV) dizisinde Can Tekin, Ayşegül’e doğum günü sürprizi yaparak kızımızı lunaparka götürdü. Ayşegül, Can Tekin ve lunapark ikilisini pek bağdaştıramadı, şaşırdı. Lunapark kapalı olmasına karşın gece yarısı Can Tekin, bekçiye para vererek Ayşegül’le keyifli dakikalar geçirdi... Dizilerde esas kız ve esas oğlanları lunaparkta yakınlaştırma fikri pek popüler ama aynı zamanda klişe haline geldi. Acil Aşk Aranıyor’da (Show TV) Sinan’ın Nisan’ı lunaparka davet etmesi ve yakınlaşmaya çalışması bir örnek. Bir diğeri de Medcezir ve Adını Feriha Koydum dizilerinde Çağatay Ulusoy’un canlandırdığı esas oğlanların (Emir-Yaman) esas kızlara (Mira-Feriha) lunaparkta keyifli dakikalar yaşatmasıydı... Bu arada Kertenkele (atv) dizisindeki Ziya ve Zehra karakterleri de lunaparkta eğlenmişler, yakınlaşmışlardı. Hatta Türkan Şoray ve Şener Şen’li İkinci Bahar’da Hanım ve Ali Haydar Usta bile lunaparkta yakınlaşmışlardı... Anlayacağınız Yeşilçam döneminin gölgesi dizilerin üstünde dolaşıyor. Yakınlaşacaksan lunaparkta, uzaklaşacaksan sahilde bir bank üstünde yalnız başına takılacaksın sevgili kardeşim!

Bir de dadı!

Zengin Kız Fakir Oğlan yarın bıraktığı yerden başlıyor. Bıraktığı yerde değil ama. Biliyorsunuz dizi TRT 1 ekranındaydı ve yaz başı itibarıyla FOX ekranına transfer oldu. Yarın akşam ilk sınavına çıkacak... Hikayenin ana çatısıyla çok oynanmamış. Ama belli ki diziye yeni giren bir karakter resmen işin eksenini de ismini de kaydıracak... Bir acayip dadının girişiyle gerçekleşecek olan bu mesele dizinin ismini bir müddet sonra “Zengin Kız Fakir Oğlan ve Kötü Dadı” minvalinde değiştirirse sakın şaşırmayın. Olacak çünkü!

İddia dediğin yeni yüzle olur!

Bir parça acımasız da olsa ters köşeye yatırdığı için Emel Kılıç isimli okurumuzun fikrine kulak vermenizi istedim, bakalım siz ne diyeceksiniz? “Kösem Sultan dizisini büyük bir merakla bekliyoruz ama eğer gelen haberler doğruysa açıkçası hiç sevinmedim. Yapımcı şirket hem Türkiye’de hem de yurt dışında dünya kadar kişiyle görüştük, aradık diye haberler çıkardı ama sonra bir baktık ki Hülya Avşar ve Beren Saat bu dizide... ‘Eskiye itibar olsaydı bitpazarına nur yağardı’ diye bir sözümüz var. Yani koca Türkiye’de yeni bir yüz, yeni bir yetenek bulamadılar mı? Anladığım kadarıyla arama çabaları filan olmamış... Dizi bu aktrislerle başlarsa bana göre sonu Fatih dizisi gibi olabilir. Orada da kimse kalmamış gibi Gamze Özçelik ve Seda Akman’ı kadroya almışlardı ve resmen olmadı. Oysa biz yeni bir yüz, yeni bir heyecan bekliyorduk! Kaldı ki isimsiz oyuncularla başlayan birçok dizi hakikaten tutmuşken. Ha ille de eski yüzler olacaksa, bir Türkan Şoray olsaydı; en azından Sultan isminin de hakkı verilmiş olmaz mıydı?”...

Koyun yabancı pembe dizileri de...

Cüneyt Tan takıldığı bir ayrıntıyı göndermiş. Okuyunca hak verdim. Bakalım siz ne diyeceksiniz? “Beykent TV’de ünlü pembe dizi ‘Cesur ve Güzel’in 2009’da Kanaltürk’te yayınlanan tekrar bölümlerine denk geldim. Dizinin yakışıklı kahramanı Ridge Forrester meğer 40 yıllık Eric Forrester’ın gerçek oğlu değilmiş. Ridge, başka bir adamın oğluymuş. Yani 20 sene senaristler tarafından kandırılmışız... Ancak ilginç olan; yerli dizilerde de bu pembe diziden sonra karakterler arasında onun gerçek annesi ya da babası değilmiş gerçeği ile yüzleşilmeye başlandı. (Karagül ve Kaderimin Yazıldığı Gün ilk akla gelenler.) Bu arada final yapan Kara Para Aşk dizisinin elmaslarla ilgili işlenen hikayesi de ünlü pembe dizi Hayat Ağacı’ndan (Generations) esinlenilmişti. Yerli dizilerin dilini anlayabilmek için bu yabancı pembe dizilerin de ekranlarda yerini alması şart. Reyting listelerinde gözükmeseler de büyük bir ilgiyle izleniyorlar. En azından mevcut senaristlerimiz tarafından!”