Esmedi ve daha da esmeyecek gibi!

Şu bir gerçek ki beklenen kitle daha TV başına geçmedi. Hâl böyle olunca birçok program, haber bülteni ve dizi bıraktığı reytingleri mumla arıyor... Siyasal gündemin en sıcak anlarını yaşadığımız şu günlerde, yorumlarıyla dikkat çekmesi olası Fatih Portakal (FOX) bile “ekrana döndüğünü” kendi kitlesine inandıramadı... Kış ortasındaki reytinglere bakacak olursak Fatih, uzun bir süre daha izleyicine gel ve gör yapmak zorunda... İsmail Küçükkaya’nın işi biraz daha rahat oldu açıkçası. Tatilcinin bile sabah açık olan TV sesine ihtiyacı olduğunu düşünürsek İsmail Küçükkaya “buradayım” duygusunu izleyenine biraz daha hissettirdi. Hafta boyunca reytingleri kademeli olarak arttı... Şimdi mesela haber ekranının diğer ağır topları bekleniyor. Koşuya katılırlarsa izleyici haber ekranının önüne birikebilir mi, bilemiyorum... Çünkü bu yaz en çok duyduğum iki şikayet havanın esmemesi ve haberlerin iç kararttığıydı. Dur bakalım...

Hayatını da dizi gibi çekiyor!

Babam Sınıfta Kaldı, Kertenkele, Pis Yedili gibi dizilerin başarılı yönetmeni Kartal Çidamlı, hayatını önceki gün oyuncu Gamze Arsıman ile birleştirdi... Kartal hoca eline çabuk olduğu kadar entelektüel birikimi de yüksek bir yönetmen. Bana göre hayatını da kamera arkasındaki gibi yönetiyor... Baksanıza düğün film seti gibi bir havada yapılmış. Belli ki Kartal hoca hayatının aşk dizisini çekecek ve bir ömür boyu sürecek. Benim dileğim bu en azından. Bu en anlamlı eserini merakla izleyeceğim hocam...

[[HAFTAYA]]

Buyurun ekranda!

“Ekranda” isimli bir platform geliştirilmiş. Dizi ya da programlarda izlediğiniz karakterlerin kıyafetlerini beğeniyorsanız hemen bu adresin yolunu tutup bir benzerini kendiniz için ısmarlayabiliyormuşsunuz... Dışarıda bir hayli yüksek paralar kazandıran bu yan sektörün Türkiye’de ne zaman geliştirileceğini bir zamandır düşünüyordum. Artık oldu... Geçenlerde Kiralık Aşk (Star TV) dizisinde yayınlanan bir sünnet kıyafeti için “nereden bulacağım?” diye ortalığı ayağa kaldıran okurumu düşündükçe bir nebze rahatladım. Beni arayarak değil, ilgili adrese giderek bulacaksın canım kardeşim. Oldu da bitti maşallah diyelim!

Melekler ve Şeytanlar

Şehrin Azizleri diye bir film vardı. Hatta yanlış hatırlamıyorsam devamı çekildi. Hollywood aksiyon işlerinde başarılı tabii ki; iyi bir öykü yakaladıysa gerisi kendiliğinden geliyor. Açıkçası bizde öyle değil... FOX’ta başlayan Şehrin Melekleri isim olarak bahsettiğim filmi hatırlatsa da içerik olarak pek de yanından geçemedi. Hatta şöyle söyleyeyim; Arka Sokaklar, Behzat Ç. ve Doktorlar dizisi arasında bir yerde kalakaldı... Ruh hali iyi olmayan Behzat Komiser’i düşününce yeni dizinin ekip başı Cemal çok da yabancı gelmedi. Eh, ekipteki git gel ruhlara bakarsak da Arka Sokaklar’ın 10 yıllık geçmişinden sağlam parmak izleri gördük. Ha, “bu işler zaman işi usta” derseniz, sözüm yok tabii ki. Ama bizim izleyicinin esinlenmelere saygısının kalmadığını da not düşmek lazım...

Racon kesecek birileri lazım!

İki gündür oyuncu ağabeyimiz Erdal Özyağcılar ile yapımcı dostumuz Birol Güven arasındaki “Mayıs Kraliçesi” polemiğini dikkatle takip ediyorum... Erdal ağabey, Birol Güven’in eylülde Show TV ekranında olacak yeni dizisinin başkarakteri için “2003’te kaleme aldığım ‘Yaşar’ isimli dizi projesinden fazlaca esinlenmiş” diyor. Benim tarifim biraz daha hafif tabii... Birol Güven cephesinde ise o karakterin dizinin formatının alındığı Güney Kore dizisinde ana rol olduğu iddiası var... Tarihler üzerinden gidersek Erdal ağabeyin işi henüz Güney Kore rüzgarı böylece güçlü esmeden önce dizi piyasasına girmiş. Ama işi pratiğe çevirmek bir türlü kısmet olmamış... Pratikte ise Show TV’de yayınlanacak dizinin ana karakteri olan kaynak ustası kızı Yağmur Tanrısevsin haftalar öncesinden yaşamaya başlamış bile.

BİR ÜST KURUL ŞART OLDU!

Neyse. İşin içinde esinlenme, alıntı hatta çalıntı iddiaları olunca bu mesele öyle konuşularak çözülecek gibi değil... Bu durumda aklıma tek çözüm geliyor. Artık ciddi bir sektör olan ve ihracat kalemi olarak tanımlanan dizi piyasasına da bir “üst kurul” gerekiyor... Bilirkişiler karar vermeli, mesela bir senaryoda esinlenme aleniyse yapımcıya da yayıncıya da en azından etik bir uyarıda bulunulmalı. Ha, takmıyorlarsa da ciddi yaptırımlar uygulanmalı... Yoksa bu piyasada çok fazla dost iki vakte kadar düşman olacak. Ve elbette sektörün “suyu çıkacak”. Aman ha diyelim!