Giriş
Lafı uzatmayalım, Aşk Yeniden (FOX) son zamanlarda ekrana gelen en sevimli işlerden biri.
[[HAFTAYA]]
Karakterlerin gerçeğe fazlasıyla yakın durduğu, konuşulan dilin “seviyeli olacağım” diye kasmadığı bir iş.
Böyle olunca insan “bizden bir hikaye” fikrine kapılıyor...
Buraya kadarı resmin bilinen manzarasıydı. Ancak önceki akşam yayınlanan bölümde işin bir de zeka tarafına şahitlik ettik.
Firmaların dizi içine reklam gömdüklerini bir şekilde görmüş, bir süre sonra da alışmıştık...
Ama ilk kez bir elektrikli ev aletleri firması diziye yardımcı oyuncu olarak elektrikli süpürge ve fırın soktu sevgili okur...
Şaka değil başrol oyuncuları arasında geçen diyaloglarda sessiz ama sıkı bir rol üstlendiler. Fırını da elektrikli süpürgeyi de oyuncu yaptık ya, bizim dizi sektörüne bundan böyle ölüm yoktur!
Gabon lideri ve reytingler!
Önceki gün reyting listelerine bakıyorum. O da ne; “Gabon Cumhurbaşkanı Ankara’da” isimli bir program birçok yapımı geride bırakmış...
Bu isim TRT Haber’de Gabon Cumhurbaşkanı’nın resmi ziyaretinin naklen yayınına verilmiş.
Ve hiç de azımsanmayacak bir kitle toplam yarım saat boyunca bu programı izlemiş...
Bir diplomasi belgeseli olsa diyecek bir şey bulamayacağım ama resmi bir ziyaretin benim diyen birçok TV işinin önüne geçiyor oluşu reyting listelerine bakıp reklam veren zihniyet için şaşırtıcı olmayacak mı?
İşin doğrusu “ilk yüz” denilen listeden zaten izlendiğini bildiğimiz haber bültenlerini topyekûn çıkarmak...
En azından geleneksel izleyici eğiliminin gerçekte nereye doğru eğildiğini görmek açısından. Çünkü bu tip örnekler suyu bulandırıyor!
Mahmut Tuncer halaya çağırıyor!
Canınız mı sıkkın? Neşelenecek bir şeyler mi arıyorsunuz? Reklam izlemeyi sevmeseniz de mizahın en büyük kaynağı o hat oldu artık...
Mesela şimdilik sosyal medya üzerinden dönen bir kek reklamı var. Türkücü Mahmut Tuncer reklamı şu acayip tespitle açıyor; “Dünyanın en şık, en klas düğününe bile gitseniz bir yerden sonra bir kırılma olur ve halaya geçilir”...
Malzeme de buradan sonra başlıyor. Mahmut Tuncer, pilates yapacakmış gibi giyinen altı güzel genç kıza halay çeşitlerini öğretiyor...
Reklam iki buçuk dakika kadar sürüyor ama soluksuz izliyorsunuz. Sadece hareketleri değil, Tuncer’in Urfa ağzıyla yaptığı sosyolojik tespitleri de...
Ben geçenlerde izlerken eğlenceli bulduğumu söylediğim meşrubat reklamından çok daha fazla eğlendim.
Reklam dünyası şu sıralarda harikalar yaratıyor, ekrana takılıp kalmayın; geçin internete araştırın, çok eğleneceksiniz!
İkiyüzlüyüz vesselam!
Zahide Yetiş bu kez tiyatro oyuncusu Yalçın Menteş ustanın imdadına yetişti.
Açıkçası Yalçın Menteş yıllar boyu kendine hem sahneden hem de ekrandan çok ciddi bir takipçi kitlesi yaratmıştı...
Elbette seviyor ve yeteneklerini baş tacı ediyorduk. Ama insanız işte, önce sağlığı, sonra durumu bozuldu.
Birol Güven, Yalçın ağabeye iş imkanı sağladı ama bir süre sonra o dizi de yayından kalktı...
Sonrası meçhul diyorduk ki, Yalçın Menteş atv’deki Yetiş Hayata programında görüldü.
Durumunun iyice bozulduğunu ve artık başa çıkamadığı hacizlerle filan uğraştığını söyleyen ustanın önemli bir saptaması vardı; “İhtiyacım olduğunu bilen tüm dostlarım yanımdan hızla uzaklaştı”...
Geçtiğimiz gün toprağa verdiğimiz Zeki Alasya ustayı hatırladım birden. Cenazesinde herkes gözyaşı döküyordu.
Ama kaçı hastaneye gidip, “yapabileceğim bir şey var mı?” diye sordu acaba? Ciddi bir ikiyüzlülük evrenindeyiz. Yalçın Menteş’in borçları o gün o programda silindi, peki ya kalp kırıklığı? Yalan dünya!
Çok muz zorlanıyorsunuz?
Alın Yazım (Kanal D) dizisinde Asya, yıllardır annesini aramaktaydı. Sonunda dizinin kötüleri Selma ve annesi Aysel, bir süre önce ona sahte bir anne buldular...
Zavallı Asya sahte DNA testi hattına girmeden gerçeğe yakın bir hikayeye kanıp sahte anasına aylarca sarıldı...
Bedel (atv) dizisindeyse saplantılı aşık Vedat rakibi olarak gördüğü üvey kardeşi Ali’ye sahte bir anne buldu...
DNA testi ve gerçekçi bir hikaye zaten hazırdı. Ali de gerçekler ortaya çıkana kadar sahte annesini bağrına bastı...
Sonuç itibarıyla bu türden hikayeler günlük dizilerde sıklıkla işlenip çoktan temcit pilavına döndü...
Senaristlerin yeni bir hat bulmak yerine günü akşama taşımasına anlam veremiyorum sevgili okur. Kalemi tutanlar yeni hikaye aramaktan çok mu bunaldılar?
