Mesut Yar Görmesem olmaz!
HABERİ PAYLAŞ

Görmesem olmaz!

Bir baktım ki bu hafta “Survivor”la (Star TV) ilgili bir şey karalamamışım. Olmaz vallahi işin uğuru kaçar... Son ada konseylerinde filan anladım ki eskiler “birini tanıyacaksan onunla yolculuk et” önermesinde haklılarmış... Bir küsur ay içerisinde insanlarda yaşanan değişimi tek başına açlık krizlerine bağlamak artık mümkün değil... Adada limitsiz tüketilebilen suya bir şeyler katılıyor olmalı. Yoksa bu dönüşümü manalandırmak için neden bulamıyorum... Neyse. Adanın en delikanlı adamlarından Mert de son bölümde gitti. Ertunga ve ardından Mert derken ada sinirleri en sağlam iki oyuncusunu kaybetti... Bakın net söylüyorum, bundan sonrası tufandır sevgili okur!

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

O transferde sorun mu var?

“Karadayı” ve “Kara Para Aşk”ın (atv) senaristlerinden Eylem Canpolat ve Sema Ergenekon ikilisi dizi sektörünün en itibar gören kalemlerinden. Her iki dizi için de söylenecek çok şey yok. Açıkçası işler umulandan çok daha iyi gidiyor. Tabii bu tip başarılar da direkt senarist hanesine yazılıyor... Mesele o değil de, iki kalemin açıklaması bana düşündürücü geldi. Bildiğim kadarıyla bu iki başarılı kalem uluslararası bir yapım şirketiyle transfer sözleşmesi yaptı... Bu işe mevcut yapım şirketi Ay Yapım’ın çok bozulduğunu da biliyorum. Acaba senaristler 2015 Mayıs’a kadar devam edecek olan işbirliğinde stres yaşamamak için mi “Bir anlaşmamız olmadı” dediler. Amiyane deyişle ortamı yumuşatmak için. Dur bakalım?

İstanbul filan güzel ama...

“Kurt Seyit ve Şura” (Star TV) dizisi için son düzlüğe girildi. Başından beri yapım şirketi ve kanalın altını çizdiği “hikaye İstanbul’da hareketlenecek” meselesine sıra geldi... Durum böyle olunca önce dizinin oyuncu kadrosunda değişikliğe gidildi. Ardından dizinin ismi “Kurt Seyit ve Şura - İstanbul” olarak ve biraz da uzayarak değişti... Bitmedi. Dizinin karşısında tutunamadığı rakibi “Küçük Ağa”nın (Kanal D) rüzgarından daha az etkilenmesi için saati de 1.5 saat aşağıya, neredeyse prime time 2 kuşağına kaydırıldı... Kabul etmek lazım ki oradaki kuşaklar prime time kuşağının ilk dilimi kadar para etmiyor... Bu da gösteriyor ki dizinin reklamı özel fiyatlar üzerinden pazarlıkla satılacak. Vallahi harcanan para ortada, reklam maliyeti çıkarır mı, emin değilim... Tüm bu değişiklikler tutmazsa “Kurt Seyit ve Şura” yarım sezonluk bir peri masalı olarak raflarda yerini alacak. Ve edebiyattaki devamlılığını maalesef ekranda sürdüremeyecek... Ne denir ki, umarım bu görkemli dizi yeni bir hayal kırıklığı daha yaşamaz. Başta ekibi olmak üzere tüm sevenlerine yazık olur hani...

Haberin Devamı

İlk işin tutsun Ali Atay!

“Leyla ile Mecnun” dizisinde çizdiği profil ile ciddi bir hayran kitlesi oluşturan ve bu başarısını o günden bu yana sürdüren oyuncu Ali Atay önümüzdeki günlerde yönetmenlik koltuğuna oturuyor... Ali Atay’ı burada magaziniyle değil, ürettiği işlerle anmak açıkçası çok hoşuma gidiyor. Bu son üretimi de kariyeriyle ilgili yeni bir yol hikayesi gibi... Ali Atay ilk filmini birlikte rol aldığı dizi arkadaşlarıyla çekecek. Senaryo şimdilik sadece Serkan Keskin’in (İsmail Abi) elinde. Ama anladığım kadarıyla “Leyla ile Mecnun” karakterlerinin çoğu da kadroya katılacak gibi... Küçük, fazla kalabalık olmayan bu ilk iş için Ali kardeşimize baht açıklığı dileyelim. Sakin ve çalışkan bir adam olduğunu biliyorum. Varsın konuşkan olmasın, ben işine bakarım!

Haberin Devamı


Önce bir geçmiş olsun de!

Oyuncu Nejat İşler mucizevi bir şekilde aramıza döndü. Öncelikle büyük geçmiş olsun diyelim. Gördüğü tedavi sonrası yaşadığı değişim de fotoğrafından belliydi... İnsanların bu çok sevilen aktörün sağlığa kavuşmasından ziyade, yeni tipi hakkında yorumlarda bulunması içimi acıttı... “Kilo almış” diyenler mi istersiniz, “Yüzü şişmiş” tespitinde bulunanlar mı? Şişen bir şey varsa benim içim oldu sevgili okur... Genç ve yetenekli bir aktörün yaşama tutunuşuna sevineceğimize profil fotoğraflarına bakıp tespit yapan arkadaşlara net bir temennim var. Allah kimseyi canıyla sınamasın... Hadi Nejat, o sıcak gülüşünü en kısa zamanda ekrandan göster. Hadi kardeşim!

Uyarlama diyorsun ama...

Ekranda uyarlama dizilerin başına gelenler belli. Birkaç alternatif dışında tutunabilen dizi neredeyse yok denecek kadar az... Yabancı dizilerin kafasıyla bizimkisi arasında ciddi bir makas var. Dolayısıyla orada tutan hikayeleri yerlileştirirken çok dikkatli olmak gerekiyor... Mesela efsane “The Killing” dizisi bizde “Cinayet” (Kanal D) olarak uyarlanınca beş bölüm, “Oliver Twist” gibi defalarca sinema ve TV’ye uyarlanan bir başyapıt bizde “Düşler ve Umutlar” (FOX) olarak uyarlanınca dört bölüm gidebiliyor... Bunun yanında istisnalar da var elbet. Mesela bir “Medcezir” (Star TV), bir “Galip Derviş”, bir “İntikam” (Kanal D) ve bir “Umutsuz Ev Kadınları” (FOX) gibi. Bunlar bir şekilde tutup 13 bölüm barajını aşabilen şanslı işler... Erken final yapanları sayıp moral bozmak yerine biraz daha bizden hikayelerle uyarlamaların kalesini yıkabilir miyiz, ona bakmak lazım bence!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder