Giriş
Dünkü sayfamızı kaçıranlar bugünkü sayfayla arayı kapatabilirler. Ekranda savrulup giden ya da kalıp yerini sabitleyen dizileri kim neden izler ya da “ben neden izlerim” merakı içinde kaleme alınan diziler analiziyle iki gündür uğraşıyorum. Açıkçası bu hem kendim hem de okur için ciddiye alınabilecek bir yüzleşme oluyor. Hadi devam edelim!
[[HAFTAYA]]
ZENGİN KIZ FAKİR OĞLAN
Hepimizin böyle ilişkilere tanıklığı yok mudur? Daha doğrusu bu isim bizzat Yeşilçam filmlerinin ana teması olarak yıllarca vazgeçilmez izlencelerimizin başında gelmiyor mudur? İnsan bu soruların yanıtını “Zengin Kız Fakir Oğlan”ı (TRT 1) izleyerek rahatlıkla verebiliyor. Dizideki fakir oğlanın başına gelmedik iş kalmadı. Bunu da aksiyon kadrosundan sayıp, mutlu sona doğru birlikte yol almak en iyisi.
GALİP DERVİŞ
Açıkçası izlediğim en iyi uyarlama. Daha doğrusu gerçeğe en yakın duran sevimli bir iş. “Galip Derviş”in (Kanal D) oyuncuları kendilerini hiç zorlamıyor. Üstelik hemen her bölümde karşımıza çıkan bir konuk oyuncu var ki sanki serinin başından beri hikayenin içindeler. İnsanı bu denli içine alan bir iş hangi gün ya da saatte yayınlanırsa yayınlansın izlenir oluyor. Tıpkı FOX’taki “1 Erkek 1 Kadın 2 Çocuk” gibi...
GÖNÜL İŞLERİ
Samimiyetle söylemem gerekirse, “Gönül İşleri”ni (Star TV) son dönemde izlediğim en iyi dizi olarak not düşeceğim. Birincisi, hakikaten iyi niyetli bir iş. İkincisi, karakterlerin hepsi her ailede bulunacak cinsten. Babacan bir enişte ya da dayı, üç benzemez kız kardeş ve meseleleri en son haber alan bir baba. Üstelik bu ailenin bir de ayakta kalma çabası var ki insan kendini hikayenin bir ferdi gibi hissediyor. Her karakteri ayrı tek geçerim ama enişte rolündeki Timuçin Esen döktürüyor kardeşim...
YEDİ GÜZEL ADAM
Kim derdi ki edebiyatla ilgili bir iş yapılacak da kendisine sıkı bir izleyici toplayacak? Sıkı diyorsak her hafta değişmez bir kemik kitlesi var. Sağlı sollu edebiyata gönül vermiş yüreklerin “Yedi Güzel Adam”da (TRT 1) resmedilen gerçek şair ve yazarlara inceden meftun olduğu da çok açık. Saf edebiyata susamış gönüller için gövdesinde fazla miktarda yaşanmışlık nişanesi taşıyan bu iş bana göre mevcut ekranların yüz akı gibi geliyor...
KERTENKELE
“Kertenkele” (atv) daha ilk bölümde toplumun kimi kesimlerinde rahatsızlık yarattı. Oysaki anlattığı hikaye bir adamın iyilik ve aşka doğru evrimiydi. Ben şimdilik plastik tipler üzerinden aktarılan bu evrim hikayesini izlemekten zevk alıyorum. Dizi imam ya da mühendis, sanatçı ya da inşaat işçisi, hepimizin içinde bulunan “ince kötünün” doğru yönlendirmeyle “hacimli bir iyiye dönüşebileceğinin” iyi çekilmiş bir röntgenidir!
FATİH HARBİYE
Sınıflar ve statüler arası ayrımın kimi zaman birbirini nasıl çekeceğinin biraz da abartılı bir şekilde, hep sürprizlere denk gelen haliyle anlatıldığı bu dizi benim en sıkı takip ettiğim işlerden. Tuhaf bir şekilde insanı içine alan bir atmosferi var. “Fatih Harbiye”de (Show TV) anlatılan hepimizin imkansız ya da imkanlı duygularının vücut bulan hali. Yayından kalkmasının haksızlık olacağını düşünüyorum... Beni aFFeT “Beni Affet” (Star TV) günlük diziler içinde en iyisi. Günlük diziler içinde en iyi kendini tekrar eden iş. Günlük diziler içinde en trajik, günlük diziler içinde en fantastik hikaye. Bahar geçer de yaz gelir mi bilemem ama yaza kadar bu diziyi takip edeceğim kesin!
ARKA SOKAKLAR
Ekranlarımızdan çok sayıda polisiye gelip geçmedi, bu kabul. Geçip gidenler arasında kalıcı olabilen ve artık “klasik” tabir edebileceğimiz bir TV serisi olan “Arka Sokaklar”da (Kanal D) toplumla arası açık görünen polislik mesleği içindeki bireylerin aslında tam da bizden biri olduğunu ele veren bir sürü kanıt var. Şu ölümlerden dönmeleri fazla abartsa da verdiği mesajlarla uzun ve eğlenceli bir kamu spotunu andırıyor. Ve ne yalan söyleyeyim, her bölümde bağımsız hikayesi olması da diziyi ayrıca çekici kılıyor...
KÜÇÜK GELİN
İlle de içimizdeki nefret duygusunu ekrana bağırarak boşaltmak istiyorsak mevcuttaki en sıkı hedef tahtasıdır “Küçük Gelin” (STV). Öncelikle hikayesini çok basit bir dille anlatıyor. Öyle entrika filan yok. “İyiler hep iyi, kötüleri Allah ıslah etsin!” gibi bir mottosu var. Benim beğenime hitap etmese de yayınlandığı akşamda kucaklaştığı kitleler ekranda neye tahammül edilebileceğinin de sınırlarını açık ediyor. “Küçük Gelin” toplumun nabzını tutmak için ideal bir nabız ölçer gibi...
GÜZEL KÖYLÜ
Ege işlerini hep sevmişimdir. Nedense de en vurucuları hep Muğla merkezlidir. “Güzel Köylü” de (Star TV) yerel gibi duran ama hemen tüm coğrafyamızı kaplayan bir hikayeler buketi tadında. Aşk var, koşturmaca var, gülmece var, düş kırıklığı var, yerellik var, doğru şiveler var, kötü oyuncular kadar iyi oyuncular da var. Kısacası bu kadar varlık içerisinde yok sayılabilecek bir iş değil...
DİP NOT
Bu diziler içine saygıyla andığımız birkaçını da eklemek isterim; “Benim Adım Gültepe”, “Urfalıyam Ezelden”, “Bugünün Saraylısı”, “Üç Arkadaş”; erken gittiniz kabul edin!
