Mesut Yar Haydar hocam bir el atar mısınız?
HABERİ PAYLAŞ

Haydar hocam bir el atar mısınız?

Haberin Devamı

Güllerin Savaşı (Kanal D) dizisinde Gülru, intikam için Cihan’la evlendi. Cihan, onunla gerçek anlamda birlikte olmak istiyor. Yani gerçek bir karı koca gibi yaşamak istiyor ama Gülru’da tık (!) yok! Eh Serçe Sarayı’na (Star TV) bakıyorsun orada da Serçe çocuklarını geri alabilmek için öğretmen Ali Rıza ile evlenmiş. Ali Rıza’nın Serçe’ye içi gidiyor ama bu hanımefendide de tık yok... Geçtik Yılanların Öcü (Show TV) dizisine. Kara Bayram, Fatma evlendi diye Hatice ile nispet evliliği yapıyor. Bu kez Hatice, Bayram’a hevesli ama Kara Bayram’ın aklı başka yerde. Diğer taraftan Fatma da Deli Haceli’ye “avucunu yalarsın” kafasında... İyi de nasıl olacak bu işler anacığım? Ne diyelim ki dizilerin bu istenmeyen evlilik meselelerini Dr. Haydar Dümen’e mi ihale etsek? Hoca bir baksa, belki bir şeyler kıpırdanır. Ne dersiniz?

[[HAFTAYA]]

Diziler podyuma döndü!

Gelinlik defileleri hâlâ yapılır mı? Bildiğim kadarıyla defile denilen şey hayatımızdan çıkalı bir hayli uzun zaman oldu. Şimdi tek tük, çoğu da sponsor oldukları ödül gecelerinde filan modacılar tarafından yapılıyor. Bunu bir kenara koyun... Peki, defilenin etkinliğini üstlenebilecek başka bir mecra bulmak mümkün müydü? Evet, bulundu da zaten. Bakın dizilere herkes gelinlik giymeye başladı... Ciddi bir kitlenin takip ettiği esas kadın rollerindeki isimler birer ikişer gelinliği geçiriyorlar sırtlarına. Hafta başı Karadayı’da (atv) Feride giymişti, haftanın sonuna geldik bu kez Medcezir (Star TV) dizisinde Mira giydi... Her oyuncuyu bir gün gelinlik içinde göreceğiz bu net. En azından gelinlik modasının takipçisi olabileceğiz. Evlenmeye devam!

Müge Anlı kitap oluyor...


Müge Anlı, ekranın en çok izlenen programlarından Tatlı Sert’te (atv) programın iklimine uygun olarak sıkça dil hataları yapıyor... Üstelik heyecanla söylenen o sözleri bir sonraki telaffuzda da pek düzeltmiyor. Böyle olunca Türkçe kurdu Hüseyin Movit ağabeyimizin dilinden düşmüyor... Hüseyin Movit, sosyal medya üzerinden yaptığı Müge Anlı Türkçesi eleştirilerini bir kitapta toplamaya karar vermiş. Kitabın taslağı elime ulaştı. Elbette kırılacak bir şey yok içinde. Çok izlenen bir programa Müge Anlı’nın telaffuz ve anlam hataları üzerinden örneklerle konuşma dilini doğru kullanma taktikleri veriliyor... Çok izlenmenin bedeli var, insan çok eleştiriye de açık olmak zorunda. Müge’nin bu kitaba bozulacağını düşünmüyorum. Tam tersine ders çıkaracağı nettir!

Küçük Prens Kıvanç Tatlıtuğ

Yaşayan en büyük tiyatro ustalarından biri Ali Poyrazoğlu. Bugünlerde “Küçük Prens Bana Dedi ki” isimli enfes oyununu sahneliyor... Geçtiğimiz akşam mevzu dizi oyuncularından açılınca; “İlle de okullu olması gerekmiyor. Bir başka disiplinden gelip bu işi hepimizden iyi yapabilenler var” dedi... Kendisine “Bu anlamdaki prensin kim?” diye sorduğumda tereddütsüz tek isim verdi; “Kıvanç Tatlıtuğ”. Haksız da değildi... Bilmiyorum Kıvanç şu sıralarda ne yapıyor? Ama ne yaparsa yapsın bir yandan da oyunculuk mesleğindeki birikimini geliştirsin. Belli ki büyük oyuncu olarak sadece yerel zihinlere kazınmayacak. Bir ustanın kendisine verdiği notun üstüne yapılacak en yerinde analiz bu olmalı. Hadi Kıvanç, sete, sahneye, ekrana; neredeysen!

Bakıp da geçeceğim ama...

Eğlenmek için “bak geç” işler ekranda kendine giderek daha derin bir temel buluyor. Artık insan türünün çeşitliliğine sosyolojik bir bakış mı dersiniz yoksa izleyicinin empati eğilimi mi bilemiyorum... Ama bilimsel dili bir yana bırakırsak Evleneceksen Gel (Show TV) hakikaten dünyanın en ilginç ilişki sirki haline geldi. Geçen gün bir sakallı ağabey mevcut taliplerini şutladıktan sonra aradığı kriterleri saydı. Bombayı da sona sakladı... “Özellikle İranlı kadınlardan teklif bekliyorum. Çünkü İranlı kadınlara çok büyük zaafım var” diyerek stüdyoda “bekleyenler” tribününde yerini aldı... Ağabeye o hattan talip çıkar mı bilmiyorum ama bizim evlilik programları da resmi olarak sınırlarımızı aşan yapımlar arasına girdi. Hadi bakalım hayırlısı!

Bir sahnede üç reklam arası!


Kaderimin Yazıldığı Gün (Star TV) isimli dizide birileri aksiyonun düğmesine bastı. İş artık taşıyıcı annelik meselesinden başka bir hatta doğru kaydı... Kahraman Bey’in kahramanca maceralarını izlemeye başladık. Bebek kaçırıldı, kaçıranlar tespit edildi, kovalamaca başladı filan derken önceki akşam esas kızımız Elif arabanın içinde denize yuvarlandı... İşte eziyet de orada başladı. Yuvarlanma sahnesinin başında reklama gidildi, dönüldü sahnenin ortasını gördük, yeniden reklam. Dönüldü, araba suyla buluştu ve final jeneriği! Belli ki bu cinsten sahnelere harcanan büyük para o uzun reklam aralarıyla karşılanıyor ama bir sahneyi üçe bölüp sarıp başından izletmek de bayıyor be kardeşim. Yazılmasaydı kaderimiz böyle vallahi!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder