Mesut Yar Hazır isimler belirlenmemişken...
HABERİ PAYLAŞ

Hazır isimler belirlenmemişken...

Haberin Devamı

İşte Benim Stilim All Star (TV8) deneyimi biraz yuvarlanarak devam ediyor. Bu format geçtiğimiz yılın konuşulma efektini bulamadı. Ağırlıklı olarak aynı isimler arasında geçen tartışmalar ve jürinin bile bundan fena halde sıkılmış olmasının neden olduğu bir durum bu. Her şeyin tekrar ettiği yerde izleyicinin ne işi var? Ama durun. Sunucu Öykü Serter önceki gün programda sürprizi açıkladı. Ocak ayından itibaren programın yarışanları “ünlüler” olacakmış. Açıkçası çok ünlü isimlerin yarışmaya katılıp stillerini yarıştıracağını düşünmüyorum. Bu durumda “az ünlüler” ya da magazindeki moda ikonları podyumda kapışabilirler... Benim birkaç isim önerim var. Bir Eda Taşpınar, bir Süreyya Yalçın, bir Siren Ertan, bir Deniz Berdan, bir Işıl Reçber benim favorilerim olur... Hatta gece hayatının mekancı isimlerinden Ender Sanal’ın dilimize soktuğu “ikoncan” sıfatı da bu yarışma için kullanılabilir; “İşte Benim İkoncanım” gibi, misal!

Karşılaştırmalar çok fena!

Muhteşem Yüzyıl Kösem’de (Star TV) yolunda gitmeyen meselelerden biri dizinin çok ağır ilerliyor oluşu ve sıradan bir sahnenin dakikalar boyunca gösterilmesi olabilir mi? Bu arada önceki gece ekranda ilk kez yeniçeri isyanıyla tanışmış olduk. Muhteşem Süleyman zamanında böyle yaygara filan yoktu... Sanırım sorun da burada. Kanuni’yi oynayan Halit Ergenç’in çizdiği ağır portrenin yanında böyle bir isyan görüntüsü bir hayli hafif kalırdı. Tarihi gerçekleri de atlamayalım tabii... Neyse asıl sorun aslında şu; oyuncularda bir korku, bir rolü dolduramama telaşı, bir “nasıl görünüyorum acaba?” merakı var ve bu ekrandan izleyene geçiyor... Hâl böyle olunca izleyici de yok yere kaygılanıyor. Ve ilginçtir ki dizi hakkında en çok gıybeti yapılan mesele Muhteşem Yüzyıl’daki tiplemelerle karşılaştırmalar oluyor... Bunun farklı bir iş olduğunu bilsek de izleyici ya farkı fark edemiyor ya da fazlasıyla fark ediyor. Buradan sonrasında ortasını bulmak gerekiyor. Yoksa...

Öneride bulunabilir miyim?

Aile işleri deyince akla ilk gelen isimlerden biri Ufuk Özkan oluyor. Geniş Aile’de can verdiği Cevahir tiplemesinden sonra Ufuk’a kalıcı bir kariyer yolu açıldı... O artık aile dizilerinin esas oğlanıydı. Kaldı ki geçtiğimiz ay FOX ekranında son bulan Zengin Kız Fakir Oğlan işinde de bu sıfatını perçinledi... Şimdi Ufuk Özkan’ı atv için çekilen ve kod adı Aile İşi olan dizinin başrolünde göreceğiz. Yan roller de seçilmiş ve Ufuk’un yanına dizilmiş. Şimdi bir esas kız aranıyor... Benim favorim Geniş Aile’de Cevahir’in abayı yaktığı Zuhal Topal, Rojda Demirer ve Ayça Varlıer olabilir. Üçüyle de tamamlanmamış bir hikaye, üçüyle de neşeli meseleleri vardı... “Eh ama o zaman Geniş Aile’nin kopyası olur” diyenlere de basit bir yanıtım var. Ne olur ki? Mevcut ekranda orijinal ve esinlenme görmediğimiz ne kaldı?

Bazı isimler hep konuk oyuncu olmalı!


Zaman atladı ve dizi beş yıl öteye gitti. Analar ve Anneler (atv) dizisinde hikaye silbaştan yazıldı. Kartlar yeniden karıldı ve ilk kaybımızı verdik; Neriman artık yok! Binnur Kaya diziye ciddi bir ağırlık ve gerilim getiren isimdi. Ama daha başından beri “konuk oyuncu” sıfatıyla karelerin içinde yer aldığını biliyorduk. Yine de bana sorarsanız kalıcı bir karakter için yeterince dişiliğe sahipti... İlkeli bir yol hikayesinin gereğini yapan yapımcılar önceki gün karakteri öldürüverdi. Ve ölünce şu gerçek ortaya çıktı; “bazı oyuncular dizinin tüm sezonunda değil, kilit birkaç bölümünde görünüp ekseni değiştirebilme kabiliyetine sahip”... Binnur Kaya’nın gidişi bir travma yaratsa da belki görünce iç çektiğimiz kimi isimler için yeni bir çıkış noktası yarattı; konuk oyunculuk! Açıkçası ben konuk oyuncuları izlerken diziye karşı bir iştah hissediyorum ve belli ki uzun bir zaman boyunca hissedeceğim. Bu duruma kurtarıcı formül denebilir mi?

Gelinler kapışacak...

Show TV aralık ayından itibaren yeni bir kuşak programı ekrana getirecek. Gelin Evi adını taşıyan bu yeni işte, toplumsal merakımız “yeni gelinin evi” meselesinden hareket ederek yeni gelinler çeyizlerini ve elleriyle tasarladıkları yeni hayatlarını yarıştıracak... Haftanın beş günü beş ayrı yeni gelinin evine gidecek olan yarışmacılar, puanlama sistemiyle içlerinden birini on parça altın sahibi yapacak... İnsan formatın “Yemekteyiz” etkisi yaratacağını düşünmeden edemiyor. Çünkü Gelin Evi’nde de bir dış ses gelinleri gaza getirip, ağızlardan can alıcı yorumlar almaya çalışacak... Rekabetin hayatın her alanında vahşileştiği bir dönemdeyiz. Açıkçası yeni gelinlerin evlerinden de eleştiri kalabalığı çıkacağını düşünüyorum... Ama yine de Joker Yapım imzalı bu iş, izdivaç çaresizliği içinde sıkışıp kalan kuşak programcılığına farklı bir soluk getirecektir inancındayım. En azından denemeye değer!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder