İki yeni dizi ve yeni bir pazar!

Pazar günü dizi yarışına iki yeni iş birden girince ortalık şenlik yerine döndü. Şu bir gerçek ki ortada belli bir pasta var ve her yeni iş sadece dilimleri küçültüyor... Yine de Kanal D’nin yeni otantik dizisi “Urfalıyam Ezelden” benzerlerinden biraz farklı kurgusuyla reyting listelerine iyi bir giriş yaptı. Dizide ne coğrafik dizilere özgün ağır seyir, ne de yöre esprilerini zorla seyircinin zihnine işlemeliyim telaşı vardı... İyi bir kadro ile yerinde bir zamanla yan yana gelince “Urfalıyam Ezelden” toplam izleyicide üçüncü, AB grubunda ise dördüncü olarak pazar yarışında ciddi bir alternatif olarak “ben de varım” dedi...

[[HAFTAYA]]

GÖNÜL İŞLERİ YÜRÜR

Aynı gece başlayan bir diğer dizi olan “Gönül İşleri” (Star TV) ise ilk bakışta bende derin bir etki yaratmadı. Ancak dizinin kendine özgü bir telaşı vardı ki tiyatroda kapıların sürekli açılıp kapandığı bir vodvil havası taşıyordu... Başta Servet olmak üzere tüm karakterlere bayıldım. Servet evin büyük ablası olarak ekranda ince bir “Fikret” (Yaprak Dökümü) rüzgarı da estirdi. Ama dizinin sonuna doğru hikaye özgünleşip izleyiciyi içine aldı... Reytinglerdeki durumu ise özellikle AB grubu izleyicide ikinci oluşuyla uzun ömürlü bir alternatif olacağının beyanıydı... İyi de o zaman kim kaybetti? “Küçük Gelin”den (STV) ve “O Hayat Benim”den (FOX) izleyici çalan “Urfalıyam Ezelden”in kaybetmediği muhakkak. Geceye hem bu saydığımız diğer dizilerden hem de “Yetenek Sizsiniz”den (TV8) izleyici toplayarak giren “Gönül İşleri”nin de öyle!

Bıraktığından da iyi...

Bir iyi başlangıç haberi de “Ben Bilmem Eşim Bilir” cephesinden geldi. “Çarkıfelek”te aradığını çok da bulamayan Kanal D, İlker Ayrık’ın bu özgün işinin yeni sezondaki ilk bölümüyle üzerindeki gerilimi attı... Hani, programın her hafta sonu yayınlanan tekrar bölümlerinden sıkıntı basmış olsa da izleyici yeni dekoru ve oyun etaplarıyla “Ben Bilmem Eşim Bilir” isimli TV eğlencesini bağrına bastı... Gidişattan anladığım kadarıyla “Çarkıfelek” bir süre sonra yerini ve sunucusunu tamamen bu işe bırakacaktır, söylemedi demeyin...

Pazar kafasına uygun değil!

Gönül Hırsızı” (atv), “Bana Artık Hicran De” (Kanal D) ve “Ah Neriman” (Show TV) isimli üç dizi ayakta kalmayı denediği pazar akşamından yara alarak çıktı... Dizilerin yaşaması için alması gereken makul reytingin çok altında kaldılar. Bunun bir dolu sonucu var. Sanırım en iç acıtanı da erken veda hazırlığı ipucunu vermesi... Topladığımızda yabana atılmayacak bir oyuncu kadrosu, samimi hikayeler ve gerçeğe yakın kişilikleriyle izleyiciyi kendinden soğutmayan yapıları da olsa pazar kafasının işi olmadıkları, olamayacakları belli. Belki yeniden bir gün değişimi ya da küçük de olsa bir parça krediyle ayakta durabilirler. Ama dediğim gibi, pazar akşamları değil, artık değil.

İlk gününden kehanet olmaz!

Ve belki de sezonun en çok merak edilen işi “Hülya Avşar Show” dün izleyicisine merhaba dedi. Gündüz kuşaklarında henüz belli bir izleyiciyi kendine çekemeyen TV8 ekranında olmak büyük kanallardan alıştığımız Hülya Avşar iddiasına bir nevi ket vuracak gibi... Ama bir yandan da yayınlandığı saat dilimi itibarıyla günlük dizi ve mevcut kadın kuşaklarına alternatif olmayacağı söylenemez... Durum buyken daha ilk gününden Avşar kızının geleceği hakkında kehanette bulunmak yakışık almaz. Yakışık alacak tek bir yorum var, o da “Hülya Avşar ekran ve şov dünyası için yaratılmış”. Çok net!

Reklam dünyasında dizi rüzgarı!

Türkiye’nin önemli GSM firmalarından biri iki yeni seri reklamla dizi dünyasını tamamen reklam kuşağının içine dahil etti... “Medcezir” (Star TV) dizisinin sevimli genci Mert’in Eylül karakterine olan aşkını Hakan Altun şarkısıyla başka bir alana taşıyan serinin ilk reklamı genç kitleyi olduğu kadar diziyle ilgili hiçbir bilgisi bulunmayan seyirciyi de içine aldı... Bu seriden benim çıkardığım iki sonuç var. Reklamcılar dizi mantığıyla çektikleri bu küçük filmciklerin ekmeğini uzun bir süre yiyebilir, bu bir. Uzun yıllardır efendi kişiliği ve uduyla hayran kitlesini kemikleştiren Hakan Altun’un içinden enfes bir oyuncu çıkabilir... Serinin bir diğer filminde ise “baba” karakterleriyle özdeşleşmiş olan Ahmet Mümtaz Taylan’ın bir dizi içinden çekip çıkarılmış “baba-kız” diyalogu işleniyor ki, o filmden tek başına bir dizi çıkabilir. Sonuç olarak diziler hayatın her alanına girmiştir artık; hayırlı olsun!