Giriş
Yeşilçam’ın en sevdiğim filmleri yıllar önce İstanbul sırtlarında çekilen aşk filmleriydi. “Senede Bir Gün’ün” o çay bahçesi sahnesini izleyip de hatırlamayanınız var mıdır? Bizin kuşağın sevdası muhallebi salonlarında ya da koruların içindeki çay bahçelerinde yaşanırdı. Olması gerektiği saf, olması gerektiği gibi doğa manzaralı... Şimdilerde o filmlere benzer fotoğrafları Kara Sevda (Star TV) dizisinde görmeye başladım.
“Sana dün bir tepeden baktım ey aziz İstanbul” misali tepelerden çekilen manzaralar kentin ciddi bir değişim içinde olduğunu gösteriyor. Ama sevdamız hâlâ İstanbul’da kalan son yeşillerin sevdası. Dilerim 25 yıl sonra bu diziyi izleyen İstanbullu tayfa, “vay be kente bak eskiden ne kadar da yeşilmiş” demez. Dilerim, umarım, dua ederim!
Evlilik sadece iyi gün için değildir
Beni Affet (Star TV) dizisinde Solmaz ve ona vefa borcu olan doktorun oyunları sonucunda öleceğini veya az bir zamanı kaldığını düşünen Feride, kendisi öldükten sonra hem Cüneyt’e iyi bir eş hem de kızına şefkatli güvenilir bir anne arayışına girdi...
Ve sonuç itibarıyla Solmaz’ın entrikacı kızı Hasret’i seçti. Akabinde Cüneyt ve Hasret’i yakınlaştırmak için elinden geleni yapmaya başladı... Feride, gerçekleri kocası üzülmesin diye saklıyor. Seyirci buna benzer hikayeyi Unutma Beni ve Elveda Derken gibi birkaç dizide daha izlemişti...
“İyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta hep yanında olacağım” diyen Cüneyt ve Feride’yi düşününce, of anam of yani! Feride kocasından destek almak ve durumuyla mücadele etmek varken neden gerçeği saklar, anlayan var mı? Evlilik dediğin kurum sadece iyi günler için midir? Bende öyle değil misal ya siz ne diyorsunuz
Yerlerinde saymıyorlar mı?
Kabul etmek gerekir ki, moda ya da bilinen adıyla stil yarışmaları miadını doldurdu. Bende eski günlerde yarattığı merak efektinin zerresi yok...
Çünkü yarışmacının ne giyebileceği, giydiği şeye jüri üyesinin ne diyebileceği belli. Kimin kimle kavga edip, kimin neden postalanacağı da öyle... Eh, skandal haberler dışında kimsenin de bir işine yaramadığına göre bu yarışmalar hakkında içimde tuttuğum en sıkıcı şeyi de istifra edeyim bari...
Sayın jüri üyeleri Allah aşkına şu yarışmacıların üstündeki kıyafete bakıp “Nereye gidiyorsun?” sorusunu sormaktan vazgeçin. Hiçbirinin bir yere gittiği filan yok. Hatta hepsi çok uzun süredir yerinde sayıyor. Haksız mıyım
Bir dizi de Keriman’a
Bir sevgili okurum hatırlattı. Paramparça (Star TV) dizisinde Keriman yayınlanan son bölümde bıçkın bir taksi şoförü olmuştu... Yeşilçam filmlerini sevenler için “Şoför Nebahat” unutulacak bir karakter değildir. Keriman’ın içinden çıkan Nebahat’i ben de gördüm. Bana bakın, bu hatuna ayrıca bir dizi çekmenin zamanı gelmedi mi? Hazır şöyle entrikalı bir mizah, bir mahalle, bir kısa yol işi filan? Benim tanıdığım Nursel Köse kendini her türlü izletir. Evde, arabada, trende
Yine mi temcit pilavı?
Güneşin Kızları (Kanal D) dizisinde Savaş karakterinin zihninde uzun zamandır annesi ve annesinin gizemli ölümüyle ilgili sahneler, geriye dönüşler, ayrıntılı hatırlamalar gidip geliyordu. Sonunda bazı şeyler kafasında netleştiğinde Haluk ve Rana gerçeğine ulaştı... Geçtiğimiz haftalardan sona eren Kocamın Ailesi dizisinde ise çocuk yaşta kaçırılan ve bir yetimhaneye bırakılan Tarık da Savaş gibi geriye dönüşler yaşıyordu. Dizinin sonuna kadar da insanı mutsuz eden bu hatırlamalarla Tarık gerçeği eliyle koymuş gibi buldu! Şimdilerde Filinta (TRT 1) dizisinde Yüce Meclis’in genç suikastçılarından Celayıllar sonra öz babası olduğunu iddia ettiği Ruhi Paşa ile karşılaştı... Celal de yıllar önce kaçırılan çocuklardan biriydi. Onun da zihninde flashbakler dönmeye başladı anacığım. Adam bildiğin macun kıvamına geldi... Uzatmayalım; diziler bu tür olayları artık kör gözün parmağıma misali işlemeye başladı. Daha çok günlük dizilerde görülen bu olay örgülerini bir de akşam izlemek. Gına diyorum gına
Sonu mutlu olur inşallah!
Poyraz Karayel’i (Kanal D) yazarken atlamışız. Sefer ile Sema’nın düğününde ortama girişte Beşiktaş marşı çalıyordu. Bir Beşiktaşlı olarak gurur duyduk, yazın bir kenara... Ama düğünün sonunda yani nikah masasında Sefer’e “hayır” çeken Sema’nın üstümüzde yarattığı travmayı da atmamız mümkün olmadı...
Dizinin Beşiktaş sevdasına lafımız yok. Hatta başımızın üstüne de diyebiliriz ama böyle bir final? İşte bu final bana her sezona deparla başlayıp ligi son haftalarda rakibine teslim eden Beşiktaş’ın makus talihine bir göndermeymiş gibi geldi...
Dilerim bu yıl Beşiktaş şampiyon olur, Sefer Sema’sına kavuşur, Poyraz Karayel tayfası da dizinin en damıtılmış aşklarından birinde mutlu sona şahit olur. İnşallah!
