Giriş
Ev taşımak dünyanın en zor işlerindendir. Sırf bu yüzden yıllardır taşınmayı erteliyordum. Sonunda geçtiğimiz çarşamba yeni bir eve taşındım. Bu arada da başıma gelmeyen kalmadı. Anlatayım ki ders çıkarın... Çarşamba günü tüm eşyaları kamyonla İstanbul Fulya’dan, Gayrettepe’deki yeni eve yollattım. Saat 12.33’te de değerli eşyalarımı, pasaport, evrak gibi değerli belgelerimi üç seyahat çantasına koyup evden çıktım. Oturduğum eski sitenin önünde, müşteri bekleyen taksiye rastgele bindim.
Jeton geç düştü
Üç çantayı da şoförle birlikte taksinin bagajına koyduk. Ne taksinin plakasına baktım, ne de kapısındaki durak amblemine. Gideceğimiz yol topu topu 10 dakika. Yeni evin önüne gelince, taşınmanın günlerdir süren yorgunluğuyla taksiden indim. Hem maddi hem manevi değeri olan eşyalarla dolu o üç çantayı da taksinin bagajında unuttum. Eve girer girmez jeton düştü! Aşağı fırladım. Taksi gitmişti. Aklıma güvenlik kameraları geldi. Yeni evin, eski evin, komşuların tüm güvenlik kameralarına baktım... Taşındığım binanın güvenlik kamerasında taksiye bindiğim görünüyordu. Ama plaka ve taksinin kapısındaki kocaman logo okunmuyordu. Güvenlik kameralarının şeklen bulunduğuna, görüş açılarının yanlış, görüntü kalitelerinin çok düşük olduğuna bu vesileyle şahit oldum. Düşünün, taksinin kapısındaki kocaman logoyu bile göremiyorlar! Hem Çırağan Sarayı’nın karşısındaki Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne hem de Teşvikiye Karakolu’na gittim. Bu karakollardan biri taksiye bindiğim, diğeri indiğim bölgeye bakıyor. Her iki yerde de polisler aynı şeyi söyledi: “Plaka ve durak ismi yoksa yapacak bir şey de yok.” Evet, söyledikleri bu kadar!!! Kendi başımın çaresine kendim bakmaya karar verdim. Aldım güvenlik kamerası görüntülerini, gittim gazeteci arkadaşlarıma... Asayiş Büro’ya ulaştık. Asayiş Şube Müdürü Ali Tuna Coşkun’un görevlendirdiği deneyimli polis Şaban Alkan devreye girdi. Ne gerekiyorsa eksiksiz olarak büyük bir çabukluk ve ustalıkla yaptı.
İşte polis, güvenlik kamerasının çektiği bu görüntüden yola çıkarak taksiyi buldu.
Olur Böyle Vakalar
Taksinin kapısının üzerindeki o silik logodan yola çıkarak iz sürdü ve İstanbul genelindeki üç-dört taksi durağına gidip kapıdaki logoyu gösterdikten sonra doğru adresi buldu. Gecenin bir yarısı beni aradı ve “Çantalarınızı bulduk. Gayrettepe Asayiş Şube’ye gelin alın” dedi. Dünyalar benim oldu. Hemen gittim. Taksici de oradaydı. Olayın üzerinden 12 saat geçmişti. Taksici, “Sabah size çantalarınızı getirecektik” dedi. İşte böyle... Olur böyle vakalar, Türk Polisi yakalar. Tabii doğru polise ulaşmayı başarırsanız.
Gotham City'e bir bilet lütfen!
Beton yığını Taksim ağaçlandırılıyor!
-Ağaç katliamı yüzünden çorak bir adaya dönen Yassıada’ya 20 bin yeni bitki ve ağaç dikileceği söylenmiş. Bu da, “Taksim’i yeşillendireceğiz” sözüne dönmesin?
-THY’nin şahane reklam filmi birilerinin kafasını karıştırmış. ‘Batman & Süperman’li reklamda, filmdeki hayali şehirler Gotham ve Metropolis’e de uçulacağı söyleniyor. Gel gör ki; bu espriyi gerçek sanıp THY’yi arayanlar olmuş o şehirlere uçmak için bilet almak istemişler! ‘Maksimum Kart’ reklamında, “Biz sinemaya gitmiyoruz ki” diyen Cem Yılmaz ve Müge Boz yalnız değilmiş meğer!
-Adana’daki ‘Rakı Festivalini’ silahla basan sanık ilk duruşmada tahliye edilmiş. Şaşırdık mı? Tabii ki hayır! “Bir daha rakılarlarsa, bir daha basın” diye izin vermişler belli ki!
Aman beyler dikkat!
‘Sevgililer Günü’ münasebetiyle, bir mücevher firmasının sahibi hem sevgilisine hem de karısına hediye alanları anlatıyor: “Sevgililer Günü’nde iki hediye alan müşterimiz oluyor ama kime aldığını soramayız. Ancak değiştirme durumu olursa öğrenebiliriz…” E tabii, birine hediye alıp diğerine almamak olmaz; hak geçmesin! Beyler dikkat... Bu özel günde yakalanabilirsiniz.
Kanka çocuk yapalım mı?
Belli bir yaşa kadar evlenemezse, en yakın arkadaşıyla anlaşıp çocuk sahibi olmak isteyen insan o kadar çok ki… Yöntemi herkese göre değişiyor: Ya doğal yollarla üremek… Ya da ‘Tüp Bebek’ yöntemini denemek. ‘Dünyanın En Güzel Kokusu’ filmi tam da böyle bir hikayeyi anlatıyor işte. Hakan (Rıza Kocaoğlu), etrafındaki hiçbir dişiyi kaçırmayan, sabah yanında uyandığı kadını tanımayan, “Çocuğumun annesi olabilecek bir kadın yok” diye durmadan dertlenen bir adam…
Kankası Derya (Tuba Ünsal) birlikte eğlendiği, güldüğü, en güvendiği kadın. Sadece çocuk sahibi olmak için evleniyorlar, sonra da birbirlerine aşık oluyorlar. Sevimli bir romantik komedi. Güldürdüğü kadar ağlatıyor da! Başroldeki Tuba Ünsal aynı zamanda filmin yapımcılarından. Film vizyonda. ‘Sevgililer Günü’ ruhuna da çok uygun.
Elçin Sangu kıymete bindi
Kıvanç Tatlıtuğ, yeni dizisinde ‘Kurt Seyit ve Şura’da birlikte oynadığı Elçin Sangu’yu istemiş ya, ilginç geldi… Neden derseniz... O dizide figüran olarak yer alan Elçin Sangu’yu kimse merak bile etmiyordu. Ne zaman ki ‘Kiralık Aşk’ta başrol oynayıp, üstelik de sihirli değnek değmiş gibi güzelleşip dikkatleri çekti; o andan itibaren en çok talep gören kadın oyuncular listesinin tepesine yerleşti. Şimdi de yapımcılar ve oyuncular arasında paylaşılamıyor.
Doğru rol, doğru proje ve o sihirli değneği değdiren doğru ekip ne kadar önemli demek ki... İnsanın hayatını bir anda değiştirebiliyor işte. Daha önce senin farkında olmayanlar da işte böyle sıraya giriyor.
MAKARA
Havalar soğudu; ince düşünmeyin, üşütürsünüz!
