Giriş
“Küçük Ağa”nın (Kanal D) idmanları çok hızlı gidiyor. İdman diyorum çünkü geçen yılın bomba dizisi bu sezon ilk iki bölümünde de maç karşısına denk geldi. Buna rağmen sahadan bir dönemin deyişiyle “yenilerek ama ezilmeden” ayrıldı... O değil de istatistiki bir bilgiyi bölüşelim. Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi karşılaşmaları milli takım maçlarından daha çok izleniyor. Bir Beşiktaşlı olarak bu reyting gerçeğini centilmenlik tırnağı içinde not düşmek isterim...
[[HAFTAYA]]
Hâl böyle olunca Galatasaray karşılaşmalarının karşısına değil “Küçük Ağa”yı, tüm dünyada izlenme rekorları kıran “Lost”un final bölümünü koysanız bile yemez... Öyle de oluyor zaten. Maçın karşısında geçen sezonun yıldızları “Küçük Ağa” eriyor, “Kaçak” (atv) batıyor, kadın izleyiciye tutunan “Emanet” (FOX) sallanıyor. Sonuç itibarıyla gol sadece rakip kaleye değil, kanala da atılıyor. Geçmiş olsun...
Benim salonun neyi eksik?
Özel hayatımı burada dillendirecek değilim ama eşimle aram ciddi bir şekilde (!) bozuk. Nedeni de özellikle TV sunucularının kendi programlarını düğün salonu gibi kullanır hale gelmesi... Diyor ki hanım; “Her gece ekrandasın, bize bir düğün organize edemedin!”. Vallahi haksız değil. TV ekranında bütün kamuya açık düğün yapan arkadaşlarımı görünce “benim salonun, pardon programın neyi eksik?” diye düşünmeden edemiyorum...
Şaka bir yana, ekranda evlenenler kervanına son olarak Zahide Yetiş (atv) katıldı. Daha önce Esra Erol ve birkaç kardeşim daha kamuya açık düğün yapmışlardı... Allah mutluluklarını daim etsin ama benim en büyük korkum bu denli kalabalık düğünlerin kimilerinin ağzına sakız olup referansını kaybetmesi. Malum evlilik dediğin iki kişilik bir şey!
Senaristler sağ olsun!
Elbette “Karadayı” (atv) hakkında benim de bir fikrim var. Geçtiğimiz sezon finalini bir patlama sahnesiyle yapan diziden iki ana karakter “ölerek” ayrıldı, bir ana karakterin kimyası bozuldu... Belli ki Mahir, yeğeni Nazif ve annesinin intikamını geçtiğimiz yıl olduğu gibi “kabul edilebilir sınırlar içinde” almayacak. Karadayı, bu sezon karşımıza Kabadayı olarak çıkacak, tekrar ediyoruz...
O değil de diziyi izleyen hemen herkesin Nazif Baba’nın dillendirdiği şiirleri konuşuyor olması, şiirlerde kimi dizilerde olduğu gibi siyasi değil, vicdani mesajın öne çıkması filan izleyiciyi şiir yazan ama şiir okumayan kitle olmaktan çıkaracak gibi... Kitapların yapamadığını dizilerin yaptığı birkaç yılı geride bıraktık. Diziler sayesinde kendi edebiyatımızın inceliklerinin farkına vardık. Müfredat dışı şairler, yazarlar tanıdık, sevdik... Ne kadar sövsek de bunu dizi senaristlerinin yaptığı hayırlı işler listesinin başına koymak gerekir!
K!arizmasıyla dimdik ayakta!
“Kim Milyoner Olmak İster?” (atv) yarışmasının sunucusu ve oyuncu Kenan Işık ağabeyimizden güzel haberler gelmeye başladı... Geçirdiği beyin kanaması sonucu son olarak Almanya’da özel bir merkezde rehabilitasyona alınan Kenan ağabey ayağa dikilmeye, gözleriyle diyalog kurmaya başlamış... Bu, onun sağlığını merak edenlere verilecek iyi bir müjde diye düşünüyorum. Maşallah bu hızla devam ederse Kenan ağabeyi eski günlerindeki gibi sağlıklı ve karizmatik haliyle karşımızda görmemiz mümkün. Allah yardımcısı olsun...
Gündüz ekranının da işi zor!
Günlük programlar da birbiri ardına ekrandaki yerini almaya başladı. Malum TV denilen şey sadece dizilerden ibaret değil, 24 saat boyunca yaşayan bir organizma... Hâl böyle olunca bütün yaşam kaynaklarını gözden geçirmek bizim için kaçınılmaz oluyor. Uzatmayalım; pazartesi Show TV’de “Her Şey Dahil” yeni sezona, Kanal D de ise “Özledim Seni” ilk programına başladı...
“Her Şey Dahil” geçtiğimiz sezonun üzerinde bir izleyici toparlamayı şimdilik başaramadı. Oysaki yeni sezonda bir parça daha geçmiş karnelerden ders çıkarmış olması gerekiyordu... Yayınlandığı saatlerde aldığı reyting kanalı için makul olabilir ama ben hâlâ programın kendini duyurmasında sıkıntıları olduğunu düşünüyorum... Zeynep Kasımlıoğlu’nun sunduğu “Özledim Seni” ise dramatik bir kavuşma programı. Ne yazık ki yayınlandığı saatlerde acılara ve acı hikayelere rezerv koymuş bir Müge Anlı (atv) gerçeği var... Belki bu yüzden işi bir süre çok zor olacak, en çok sabra ihtiyaç olan işlerden biri yani. Benden hatırlatması
