Giriş
Efendi bir dizidir “Kurtlar Vadisi” (atv). Mesela dizi içinde hitap şekli olarak en çok “efendim” kullanılır. Sonra “abi, usta vesaire”... Centilmen bir dizidir “Kurtlar Vadisi”. İngilizce’den devşirme bu kelimenin anlamını İngilizce manasıyla verir. Adam ağırlıklıdır. Kadınlar gelir ve giderler... Meraklı bir dizidir “Kurtlar Vadisi”. Memleketin manşetlerini yakından takip eder. Bir yıl iç politika, öteki yıl diplomasi, bir sonraki yıl adli işler filan. Ama günlerin önemini göz ardı etmez; Sevgililer Günü’nde aşk kokan bir bölümle “unutmadık” mesajını verir...
Er meydanı bir dizidir “Kurtlar Vadisi”. Oyuncularını kendi içinden çıkardığı gibi en sıkı isimleri de kadroya ekler, sezonun en iyi kastını oluşturur... Ve sonsuz bir dizidir “Kurtlar Vadisi”. Korkarım ki Polat olmadan da devam edebilecek kadar dişi bir senaryosu vardır, hikaye yürür gider... Ve son olarak küçümsenmeyecek bir dizidir “Kurtlar Vadisi”. 10 sezon boyunca gün birinciliğini alabilen bir başka örnek yoktur. Uydu kanalları dahil olmak üzere yüzlerce kanal içinde. Nokta!
EN GÜÇLÜ RÜZGAR ATV’DE AMA...
Ana haberler meselesine bir açıklık getirelim. Mehmet Ali Birand’ın kaybından sonra mevcut haber bültenleri önündeki yapımların yarattığı rüzgarla yelkenlerini şişirmeye başladı... Ve iş rüzgarın şiddetine bakarak bu yarışta kimin öne geçeceğini kestirebilmeye kaldı. Bu anlamda eli en kuvvetli kanal atv gibi duruyor. Ancak önündeki Esra Erol rüzgarı ana habere kadar hız kesiyor... Star Haber de hemen önüne konan iddialı dizi “Beni Affet”in gücüyle hız kazanmaya çalışıyor ama rakipleriyle arasında şimdilik netleşen bir reyting farkı yok...
[[HAFTAYA]]
Bir şiddetli rüzgar da Kanal D cephesinde esiyor. “Arka Sokaklar”ın tekrarları inanılmaz iş yapıyor. Ama orada mesele Birand’ın mirasını iyi kullanabilmekte... Eli en zayıf kanal olarak görülen FOX eli en güçlü haber bültenini çıkararak bence asıl mucizeye imza atıyor. Onun yerini müstesna olarak niteliyorum... Ve Ali Kırca (Show TV); haberin markası. Temcit pilavına dönse de izlenen “Pis Yedili” rüzgarı onun yelkenlerine dolana kadar cılız bir üflemeye dönüşüyor. Ne yazık ki rakiplerinin üstüne çıkacak malzeme yaratamıyor... Bir işin önü neyse arkası da odur. Ama bu tespit nedense şu sıralar bizim haber bültenleri için geçerli değil. Anlayacağınız herkes birinci, herkes sonuncu!
Oldu Teşekkürler!
Show TV’de toplam 6 dakikalık bölümler halinde yayınlanan bir skeç programcığıydı... Alışıldık mizahin dışında, şu son zamanlardaki popülerliğiyle absürt olanı öne çıkarıyordu. Ve ne yalan söyleyeyim, o birkaç dakika içinde müthiş bir ilgi görüyordu... Şimdi bu çalışma dizi haline getirildi. Ve haftalık olarak Show TV ekranında olacak. Cuma gecesi eğlencesi gibi bir şey yani... Bilmiyorum o minyatür halinin havasını iş saatlere uzayınca yakalayabilecek mi ama sıkı bir alternatif olacakmış havasını şimdiden yarattı bende. Show TV bari bu sefer tuttursun yeni sürdüğü bir işini. Samimiyetle diliyorum!
Fırtına başlayınca...
Rüzgar ve Yağmur aşık olunca ortaya ne çıkar; tabii ki fırtına. Önceki gece de biraz öyle oldu. Söylediğim karakterlerin üstü açılan duyguları “İntikam” (Kanal D) dizisine bir fırtına gibi indi... Ve fırtına inince reytingler çıktı. Dizi, Fenerbahçe maçını geride bırakarak listede ikinci sıraya oturdu... Fırtına dinince ne olur; orasını kestirmek zor. Ama ne bileyim bir Sıla, kendi ismini taşıyan “Sıla” dizisinden sonra en çok “İntikam”a yakıştı desem yeridir... Bu arada unutmadan; dizinin orijinal bölümleri D-Smart platformunda her hafta düzenli yayınlanıyor. Orada “Revenge” olarak izlediğim seri buradaki “İntikam” kadar tat vermiyor, ne yalan söyleyeyim?
Ne Ferhat’mış yahu!
Okurumuz Ediz Engincan dert yanmış. “‘Kuzey Güney’de bir süre önce öldürülen Ferhat’ı neden bu kadar önemsediler anlamıyorum. Adam Kuzey hapse girdiğinden beri uğraşmadığı gün kalmadı, babasından aldığı parayla onu kendi dövüş işlerinde kullandı, onun sırtından para kazandı hatta midesini sakat bıraktı... Çıktıktan sonra da rahat bırakmayıp sırf kendi intikamı -ortada dişe dokunur bir sebep olmadığı gibiiçin Kuzey’in en yakın arkadaşı Ali’yi öldürdü. Durmayıp kendi adamlarını, eski karısını, karısının aşığını, mafya Bekir’i hatta Simay’ın annesini bile öldürdü veya öldürülmelerini istedi...
Şimdi ise bakıyoruz sanki bunca cinayeti işleyen başkasıymış gibi kaç bölümdür bir “Ferhat’ı kim öldürdü” meselesidir uzayıp gidiyor. Neden öldürülen kişilerin hesapları Ferhat yakalanıp sorulmadı da, şimdi kendi öldürüldü diye pek bir kıymetli oluyor bu Ferhat psikopatı? Senaristler bıraksınlar artık bu meseleyi, dünyanın dizi gereği de olsa bir ruh hastasından kurtulmuş olmasına sevinsinler ve daha fazla uzatmasınlar. Sonuçta ‘eden bulur’ öyle değil mi?”...
