Giriş
Günlük kuşak programları içinde şöyle bir sıralama gezintisi yaptım. Önceki günün rakamlarına göre Müge Anlı (atv) rakiplerine fark atmış durumda. Hafta başı yayına giren “Zahide ile Yetiş Hayata” da (atv) reyting toplamaya başladı... “Evim Şahane” Kanal D’nin yüz akı kuşağı olarak yeni sezona da damgasını vuruyor. FOX’un gediklisi diyebileceğimiz Esra Erol da ısınma turlarını bitirmek üzere... Bu arada Seda Sayan (Show TV), Melek Baykal (Star TV), Nilgün Belgün (FOX) üçlüsü de başa baş bir koşu sergiliyor. Seda ile Melek gün içi reytinglerinde kapışırken Nilgün kimi zaman içeriğini güçlü tuttuğu programlarıyla “bir dakika ben de buradayım” diyor... Sırada yayına hazırlanan birkaç kuşak programı daha var. Ebru Yaşar’dan Zuhal Topal’a kadar yeni gündüz alışkanlığı adaylarımızın ne yapacaklarını merakla bekliyoruz?
[[HAFTAYA]]
Diziler sinemanın önünü açtı!
Komedi dizilerinin iki vazgeçilmez kalemi/yapımcısı Birol Güven ve Gani Müjde sinemaya el attı. Ayrı ayrı tabii... İlk haber Birol Güven cephesinden geldi. Mevcutta birçok dizinin yapımcılığını üstlenen Birol Güven, elindeki ciddi oyuncu kadrosunu sinema perdesine kaydırarak bir taşla dört kuş vurmaya hazırlanıyor... Sezon içinde 4 filmin birden çekimine başlayacak olan Birol Güven, geçtiğimiz yaz sessiz sedasız iyi gişe yapmayı başaran “Mandıra Filozofu” isimli filmin yenisinin yanı sıra üç ayrı filmi daha portföyüne ekliyor... Bu arada “Sil Baştan”, “Ankara’nın Dikmen’i” isimli iki dizisi vizyonda olan Gani Müjde de yaklaşık 6 filmlik bir çekim fırtınasına hazırlanıyor... Birol Güven’in filmleri daha hızlı gelecek gibi. Gani biraz daha hazırlık safhasıyla oyalanmak istiyor. Ama sonuç ne olursa olsun dizi sektörü sayesinde sinema da aldı başını gidiyor...
Topyekun savaşmak zorundayız
Kimi dizilerde laf aralarına sıkıştırılan kamu mesajlarını gözden kaçırıyor olabiliriz. Ama sanırım “Beyaz Karanfil” (atv) dizisinin son zamanların en tehlikeli uyuşturucu türü olan bonzai ile mücadeleyi eksenine yerleştirmesini gözden kaçırmak mümkün olmayacak... Hem gerçek hayatta hem de sosyal mecralarda her aklı başında vatandaşın savaş açtığı bu ölüm makinesini ve tüccarlarını durdurmak elbette öncelikle kanunlarla mümkün... Ama kamu bilinci oluşturmak diye de bir gerçek var. Bu yüzden ben en azından ilk bölümlerinde “Beyaz Karanfil” isimli diziye bir TV kritik yazarı değil, bir ebeveyn olarak bakmayı düşünüyorum... Dilerim en doğru mesajı en etkin kitleye ulaştırabilirler; başta genç kuşak olmak üzere...
Şiirden habere...
Hayatımıza kısmen şovmen, kısmen de şair olarak girdi. Açıkçası kendi kaleme aldığı dizeleri de tadından yenmez bir lezzet taşıyordu... Ben edebiyat için alternatif bir isim olacağını düşünürken o kendini TV dünyasına adadı. Bir süre sonra onu haberci kişiliğiyle de tanır ve sever olduk... İnsanların İbrahim Sadri’yi tam olarak nereye konumladıklarını bilmiyorum. Ama benim için sohbeti derin, içtenlikli bir dost. İyi de bir insan... Bu son söylediğim hepsinden önemli. Çünkü böyle bir apolet taşıyorsanız girdiğiniz her işte kendinizi samimiyetle sevdiriyorsunuz... İbrahim Sadri benim de bir dönem yaptığım sabah haberciliğinde ana akım medyada olmayı tercih etti birden bire. Ve atv’nin sabah haberlerinin sunuculuğunu üstlendi... Ondan tespit filan beklemiyorum. Programı bir yergi ya da hüküm adresi de olmasın. Sadece o çok iyi yaptığı işi yapsın; anlatsın. Zevkle izleneceğinden eminim!
Küçük ağa ama...
“Küçük Ağa” (Kanal D) isimli dizi için bu yıl irtifa kaybeder deyip, üzerine bir de sosyal medyadan yalan yanlış reyting ölçümleri yayınlayanlar için önceki gün yayınlanan reyting listesi sonuçları tam bir hüsrandı... Dizi tam da bıraktığı yerden ve yine bir futbol maçıyla yarışarak başladı. Maçı ve skoru hatırlatmaya gerek yok. Ama “Küçük Ağa”nın bu maç karşısında aldığı skor gösterdi ki bu yıl da Emir Berke Zincidi yılı olacak... Açıkçası palazlanan kardeşi, ayrılsak da beraberiz diyen ebeveynleri ve sert görünümünün altında pamuk helva taşıyan dedesiyle maceralarını iştahla izleyeceğiz. Ağa küçük ama reytingi hep büyük, durum budur!
