Giriş
İzdivaç programlarının geleceği giderek berraklığını yitiriyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelen şikayetler toplanıp Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na,“İzdivaç programlarına ne tür yaptırımlar uyguluyorsun?” diye sorulmuş...
Yanıt çok net; “Programları yayından kaldırma yetkimiz yok ama idari para ve uyarı cezası veriyoruz”...
Peki, şu anda ceza rekortmeni kim? Seda Sayan iki ayrı evlilik programında aldığı 16 para cezasıyla birinci sırada. Onu 14 para cezasıyla Esra Erol izliyor. Zuhal Topal koşuya biraz geç başladığı için 1 para cezası almış ama onda da uyarı cezası gırla...
Peki, bu cezaların ne kadar olduğunu biliyor musunuz? En hafifi 300 bin liradan başlıyor, yarım milyona kadar gideni var.
Kısacası izdivaç programları büyük bedel ödemiş. Peki, hem izleyip hem de şikayet edenler? O hatta bedel ödeyen yok. Tuhaf bir çelişki durumu!
EŞİNİN TIRNAĞI OLAMAZ!
Ben Bilmem Eşim Bilir Evi’nde (Kanal D) önceki gün oynanan oyunlar arasında yakından bildiğimiz kelime oyunu da vardı...
Güner Ümit ağabeyimizin Turnike isimli yarışmasında yarışmacılar kulaktan kulağa oynarken ağız okumaya filan çalışırlardı; biz de çok gülerdik...
Ancak önceki gün evde gerçekleşen o yarışma bildiğin gerilim filmine döndü.
Ağız okuyamadığı için birbirine inanılmaz derecede gider yapan çiftlerin oyunu bildiğiniz gözyaşıyla son buldu...
Daha önceki gün “evlilik kurtarır” dediğim oyunların yarışmacıları soktuğu bu kıvamdan ciddi bir şekilde işkillendim. Çok sinirli bir millet olduk. Bir kıvılcımdan bir koca yangın çıkaracak kadar sinirli...
Meseleyi yarışmacı arkadaşlardan yaşça büyük olanının rakiplerine verdiği öğütle bitireyim; “Bin tane araba senin eşinin tırnağına değer mi?”...
Yıllar önce o kanalı alsaydı...
Vergi rekortmenleri içinde gişe rekoru kıran oyuncu ya da şovmen kardeşlerimizden çok reyting rekoru kıran dizilerin patronları göze çarptı...
Daha önce listeye defalarca giren Şükrü Avşar ağabeyimiz, Karagül efsanesi ve sinema filmi ataklarıyla sektördeki birçok ismi geride bıraktı...
Bu ülkeye artı değer kazandıran herkesin alnından öperim. Ama Şükrü ağabeyi ayrıca bir kutlamak lazım. Birincisi, bugün geldiği noktaya tırnaklarıyla kazıyıp geldiği için...
İkincisi, bundan beş yıl önce dört büyük kanaldan birinin fiyatını sorup, son anda almaktan vazgeçtiği için...
İkinci şık sayesinde bugün zararda olan birçok patrondan çok daha kârlı bir noktadadır. “Her işte bir hayır vardır” dedikleri bu olsa gerek...
Fikir çok iyi de peri bacalarına dikkat!
Diriliş Ertuğrul (TRT 1) seti Kapadokya’ya taşınacakmış. Kapadokya, antik çağda “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına geliyor...
Kısmen at üstünde geçen Diriliş dizisi için ballı kaymak diyebileceğimiz bir plato.
Sürekli karanlık görüntülerinden yakındığımız dizinin aydınlık günlere gebe olduğu kesin...
Tabii kadraja sürekli peri bacaları filan girip de gerçeklik duygusunu turistik bir fanteziye dönüştürmezse...
Olmayacak duaya amin...
Çok sıcak olduğu için güneşe kurşun sıkan adamlar var. Fantastik insanlar bunlar.
Fıkra malzemesi çıkarıyorlar işte. Bir de benim gibi güneşe kurşun sıkan, olmayacağa amin diyenler var...
Mesela bir Süper Baba, bir Asmalı Konak, bir Çemberimde Gül Oya, bir Hatırla Sevgili, bir 7 Numara, bir Kaygısızlar yeniden çekilse de izlesek diyenler.
Bu kadar gençlik dizisinde kendine ait bir profil bulamayanlar yani...
Güneşe kurşun sıkmaya devam!
