Giriş
Ekranda çok da alışık olmadığımız bir tanıtım formatı uygulanıyor. Açıkçası Kanal D ekranında ciddi bir beklenti yaratan “Şeref Meselesi” isimli yeni dizi önümüzdeki pazar izleyicisiyle randevusunu çok acayip ortamlarda veriyor...
“Şeref Meselesi’ni Beklerken” adıyla yayınlanan minik belgeselde, alışıldık set arkası belgesellerinin tersine, oyuncular üstlendikleri rollerin ağzından konuşuyor. Alışıldık olanda hep üstlendikleri rolleri anlatırlar, bilirsiniz...
[[HAFTAYA]]
Mesela önceki gece “Ulan İstanbul” isimli dizide boy gösteren “Şeref Meselesi”nin 5 başrol oyuncusu pazar gecesi 20.00 saatinin altını çizerek mahalleliyle randevulaştı. Bu iç içe geçiş hali neredeyse hiç sırıtmadı. Hatta bana kalırsa bu türden misafirlikleri rutin hale bile getirebilirler... Sonuç itibarıyla her dizi kendi kısmetiyle de gelse artık kanallar daha başlamadan beklenti çıtasını çok yukarıda tutmak zorunda.
Bu anlattığı reklam/tanıtım uygulaması tam da modern zamanlara uyan bir çıta yükseltici.
Dilerim o çıta bıraktıkları yerde kalır!
İKİSİ BİR ARADA OLAMAZ MI?
Elbette kişisel bir meraktı. Özcan Deniz’in başrolünü üstlendiği “Kaderimin Yazıldığı Gün” (Star TV) isimli dizide bir şekilde şarkıcı Özcan Deniz’e de tanıklık edecek miydik?
Neyse, sağ olsun yapımcılar işi hiç uzatmadı. Dün yayınlanan bölümde Özcan Deniz bizzat merhum Neşet Ertaş ustanın “Ahirim Sensin” isimli türküsünü seslendirdi...
Kabul etmek gerekir ki Özcan Deniz, Mahsun Kırmızıgül, Emrah gibi isimler “müzik geçmişini” oyunculuk kariyerinde unutturmaya çalışıyorlar. Ben bunu gereksiz bir hassasiyet olarak görüyorum...
Kitlelere sesiyle mal olmuş insanların bizzat kendi elleriyle seslerini kısmaları bana manasız geliyor. Belli ki odak sorunu yaşanmasın diye bu türden kariyer planlamaları yapılıyor.
Oysaki iki sanat da iyi yapılırsa birbirini besliyor işte...
FIRIN DA FIRIN AMA...
“Ver Fırına” isimli (TV8) yemek yarışması ekranda en makul işlerden biri daha doğrusu en sakin işlerden biri olarak kendine yer buldu... Sevdim çünkü hiç kimsenin sesi yükselmiyor. Sevdim çünkü jüri üyeleri yarışmacılara fazlasıyla nezaket içeren yorumlarda bulunuyor.
Sevdim çünkü elenen yarışmacının elenmesi üzerinden gereksiz bir ajitasyona girilmiyor. Sevdim çünkü insan izlerken hakikaten bir şeyler öğreniyor...
Mesela önceki gün programı izlerken evde pizza yapmanın incelikleri üzerine bir kitap okumuş kadar oldum. Hangi türde un kullanılacağından hamurun nasıl maya tutacağına; hangi malzemenin pizzayı ekstra çekici hale getireceğinden pizza yaparken neyin kullanılmayacağına kadar her ayrıntı sakin bir şekilde aktarıldı...
Açıkçası pizza sevmem ama izlerken en azından mutfağa doğru davranıp, pizza yapmak geldi içimden. Yapmadım ama yapanları zevkle izledim. Bravo diyelim!
İLK GÜN NOTU İYİ GELDİ...
Mirgün Cabas “Her Şey” isimli programıyla önceki akşam CNN Türk izleyicisiyle buluştu. Özellikle dekorun renkleri inanılmaz iyiydi... Mirgün Cabas, Cüneyt Özdemir’den boşalan saate yakışıklı adam kadrosundan iyi bir giriş yaptı. Tabii bu işin latifesi...
Açıkçası programın ilk gün işlediği konular itibarıyla gündemin bir hayli renkli anına denk geldiğini de söyleyebilirim. Mirgün, “Amerika kıtasını kimlerin keşfettiği” sorusundan “Deniz Seki’nin cezaevinde ilk gün neler yaşadığı” konusuna kadar her alana girip çıktı...
Toplumun merak duygusuna hitap eden aklı başında bir iş çıkmıştı ortaya. Ve ödülünü de yayınlandığı kuşakta rakip haber kanallarının arasından lider çıkarak aldı... Aynı performansı her gün çıkarabilir mi bilmiyorum ama Mirgün ilk gün sınavını neredeyse kusursuz olarak verdi.
Bu da bir şey...
ÜÇ YENİ İŞİN KARNESİ!
Önceki gün üç yeni iş ekranla tanıştı. Seda Sayan uzun süredir hazırlıklarını sürdürdüğü “Yol Arkadaşım” isimli yeni içeriğiyle Show TV ekranına çıktı. Daha az konuşan bir Seda vardı ekranda. Ama meseleler bilindik dramlardan oluşunca izleyici büyük bir değişiklik hissedemedi. Toplam izleyici grubunda 72’nci sırada yer aldı...
Star TV ise gündüz kuşağına yine çözüm sunan bir kadın kuşağıyla destek çıkma kararı aldı. “Hayat Sevince Güzel” isimli program adıyla verdiği olumluluk mesajını izleyiciye geçirmekte bir miktar zorlandı. Program reyting listesinde 93’üncü sırada yer bulabildi... Son zamanların en farklı formatı Osmantan Erkır’ın “Gözüm Üstünde” (Star TV) isimli programıydı...
Burada biraz bizim mesleğe yeni bir açılım getiriliyordu. İzleyiciler ekranda izlediklerini yorumluyor, sıradan TV izleyicisinin gözünden programlar eleştiriliyordu. Sanırım izleyici çok da alışık olmadığı bu formatı alelacele bağrına basmakta zorlandı ve program reyting listesinde 78’inci oldu..
Şimdi tüm bu rakamların mealine bakarsak şöyle özet geçebiliriz; ilk bölümünden ekranı yerle yeksan edecek işler bulmak artık neredeyse imkansız...
Bu yüzden “nasıl başlarsa öyle gider” demeye vicdanım el vermiyor, bahtları zamanla da olsa açılır inşallah...
