Mesut Yar Şampiyonlar Ligi kendini korumalı!
HABERİ PAYLAŞ

Şampiyonlar Ligi kendini korumalı!

Haberin Devamı

Yayın hakkının bir kısmı D-Smart platformunda bulunan Şampiyonlar Ligi’nde önceki akşam oynanan Galatasaray-Dortmund futbol karşılaşması sürerken, TRT Spor’un internet sitesi maçın bir kısmını “korsan” yayınladı... Bunun hukuki sorunlarını bir kenara koyalım. Ahlaki sorunlarını da muhataplarına bırakalım. Ama ortada yılda 15 milyon euro yani yaklaşık 50 milyon TL’ye denk gelen bir maliyet var. Ve yayıncı bunu reklam gelirlerinden karşılamak durumunda... Maliyet bu kadar büyük olunca sorumluluk da aynı oranda büyüyor.

TRT Spor Koordinatörü Nasuhi Güngör, olayın hemen akabinde iyi niyetli olduğuna inandığım bir özür açıklamasında bulundu. Bu korsan yayının editoryal kaza sonucunda meydana geldiğini açıkladı. Ve soruşturma açıldığını ekledi. Özür kabul görür mü, onu önümüzdeki günlerde izleyeceğiz... Ama önemli bir ayrıntı daha var. Maçlar kimi korsanlar tarafından şifre çözücülerle çeşitli mecralarda izlenebiliyor. İnternet üzerinden bunun daha yaygın olduğu da biliniyor... Bu durumda yayıncı kuruluşun ciddi paralar ödediği sorumlulardan “gizlilik/sigorta” tazminatı alması da gerekiyor. Çünkü kötüye kullanımın bedelini sadece parayı ödeyen tarafa yüklemek uluslararası bir adaletsizlik!

[[HAFTAYA]]

Bence kazanan Kemal Doğulu!


Ben Kemal Doğulu’ya da takılmaya başladım. Daha doğrusu şöyle girmek lazımdı, “Bu Tarz Benim” (Show TV) isimli yarışmada Nur Yerlitaş şovun kralını, İvana Sert yorumun feriştahını yaparken Kemal Doğulu’da yaşanan gelişimi de yabana atmamak lazım... Bu sezonun en çok konuşulan işlerinden biri olan Show TV’nin moda yarışması bana göre kendi içinde yeni bir marka çıkarttı... Yarışmacıların hepsi bir şekilde unutulacak. Kavgadır, gürültüdür bir dahaki etaplarda farklı isimlerle yaşanacak. Ama kazanan her yarışmada olduğu gibi yine bizzat jürinin kendisi olacak... Demek istediğim de bu. Bu yarışma moda ya da TV dünyasına yeni yüzleri yarışmacı hattıyla değil, jüri hattıyla kazandırıyor. Kemal Doğulu da her ne kadar belli bir kesim tarafından iyi tanınsa da artık kitlelerin imaj adamı olarak yoluna devam edecek... Kazanan bellidir, uzatmayalım.

O ağaç meyve vermez...


Sloganı; “Yeter ki umut eksilmesin hanemizden” olan bir diziden bahsetmek istiyorum. TRT 1 ekranının sıcacık tanıtımıyla herkese umut veren “Hayat Ağacı” isimli dizisinden... Tabii her seferinde olduğu gibi bu kez de vitrindeki malla raflardaki mal arasında ciddi bir fark ortaya çıktı. Nasıl çıkmasın, bakınız nefret kombinasyonuna... Filiz yengemiz eşi Murat’ın kardeşlerinden rahatsız. Bu arada Ayşen de Filiz’den çok hazzetmiyor. Olsun, ailenin avukat kızı Esra da Ayşen’e fena halde mesafeli. Esra’yı da kocasının sevmediğini, aralarının limoni olduğunu görüyoruz. Bitmedi; ailenin üçüncü kuşağı da birbiriyle husumet içinde. Filiz’in kızı Selen, Ayşen’in kızı Birce’den nefret ediyor. Kuzen bunlar yahu. Neymiş, aynı erkekten hoşlanıyorlarmış... Ya arkadaş, bu tür kombinasyonu ancak seksenli yılların unutulmaz fenomeni “Dallas” isimli dizide görebiliyorduk... Sloganında umut olan dizide fesatlık almış başını gidiyor. O ağaçtan umut toplayacak bir kişi varsa, çıkıp dikilsin karşıma. Soracağım soru çok net; hasım mısınız, hısım mı?

Hırsız da tamam, sıradaki?

“Kurt Seyit ve Şura İstanbul” (Star TV) dizisinde Kurt Seyit ve adamları, işgalcilerin gasp ettiği tüm malları bir şekilde (soygun ve baskın yoluyla) geri alıp gerçek sahiplerine yani halka iade ettiler... Böylece Petro ve Yüzbaşı Billy de maddi manevi darbe yemiş oldular. Bu iki kötü adama gölgede tokat patlatan Kurt Seyit ise alttan alta isimsiz bir halk kahramanı oluverdi... Hatta dizideki tanımlamasıyla; “milletin parasını zenginlerden çalan, boyu 2 metreye yakın kurt gibi çevik bir efsane hırsız” olarak dönemin hayatına nüfuz etti... Velhasıl, “Kurt Seyit ve Şura İstanbul” dizisi de modaya uyup Seyit’ten bir Robin Hood çıkardı sevgili okur... Böylece “Ulan İstanbul” (Kanal D), “Gönül İşleri” (Star TV), “Kalp Hırsızı” (atv) isimli dizilerden sonra bir sevimli hırsımız daha oldu... Bu meslek de tutmazsa Koca Kurt Seyit’i başka hangi kılıklara sokabiliriz, onu da düşünmek lazım. Malum “sevimli hırsız” kadroları doldu da taşıyor bile...

Van kedisinin düşündürdükleri...

“Şansa Davet” (Kanal D) isimli yarışmada yarışmacılara “V” harfiyle başlayan iki hayvan adı soruldu. Uzun bir düşünme molası sonrasında hayvanlardan birinin adı Van kedisi olarak yanıtlandı... Bu yanıt eğer sıfat üzerinden sorulsaydı bana göre doğru kabul edilebilirdi. Ama tür üzerinden sorulduğu için doğruluğu havada kaldı... Uzatmayalım, sunucu Yiğit Alıcı yanıtı doğru kabul edince yarışmacılar yoluna devam etti. Bu durumda terminoloji anlamında yeni bir keşifle karşılaşmış olduk. Van kedisi, Denizli horozu, Ankara kedisi, Manisa Tarzan’ı gibi; ne dersiniz?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder