Giriş
“Reaksiyon” (Star TV) dizisinde meydana gelen kimyasal reaksiyon bana hakikaten şaşırtıcı geliyor. Çok kısa zaman içinde dört ana rolü birden öldürüp hikayenin içinden çıkardılar...
Böyle hızlı infazlara ekibin bir önceki işi olan “Kurtlar Vadisi”nden filan alışmıştık ama orada temizlik senede bir ya da en fazla iki kez yapılıyordu. “Reaksiyon” ise hemen her bölümde toplu bir katliama dönüşüyor. Ölenler de trafik dediğimiz dizi setindeki isimsiz oyuncular değil bizzat kafa rollerin kendileri...
[[HAFTAYA]]
Acaba yapımcılar bu yöntemle reaksiyon yaratıp, “ne adam harcıyorlar ama ha” dedirterek dikkatleri mi çekmek istiyorlar? Yoksa hakikaten hikayenin bizzat doğası mı böyle oyuncu israfını gerektiriyor?
Henüz kestirebilmiş değilim ama bu kadar infaza “değmeyecek” bir reyting karşılığı almak hiç de hoş olmasa gerek. Hayır, yakında sette adam kalmayacak!
NUR BOZAR YIRTTI!
Önceki gece “Bu Tarz Benim” (Show TV) yarışmacılarından Nur Bozar elendi. Elendi filan dediysek özgürlüğünü ele aldı... Ayşegül ile birlikte yarışmanın en çok konuşulan karakterlerindendi. Üstelik sosyal medyada filan en az Nur Yerlitaş kadar da popüler olmuştu... Geçenlerde yarışmanın jüri üyelerinin, yarışmacıların kendi şöhretlerinin önüne geçmelerinden rahatsız olduğunu not düşmüştük... Nur, alıştığımız hızıyla giderse programdan unutulması hiç de kolay olmayacak bir fenomen olarak çıkacaktı.
Gerçi yine öyle oldu ama bir şekilde kariyerini de garanti altına aldı... Mesela aynı duyguyu Ayşegül için paylaşamıyorum. Sevgili kardeşimiz bundan sonraki tarihinde yarışmada yaptığı enteresanlıklarla anılacak. Ama ne bileyim o kadrodan bir “oyuncu” ya da manken olarak çıkamayacak maalesef... O yüzden tadını çıkarsın bu az ya da çok şöhretli günlerinin. Taa ki jürinin kendisini fazla tehlikeli bulduğu o ana kadar...
(Bu arada uzun zamandır ekranlarda görünmeyen Nihat Doğan’ın performansından hiçbir şey kaybetmediğine tanıklık ettik.
Nihat, bana göre yaşadığımız çağın en sıkı polemikçilerinden biridir ve öyle de kalacaktır.)
RAHMET VE SABIR DİLİYORUM!
Kötü gün dostu “insanlar” vardır. İyi gününüzde yanınızda bir dolu kalabalık olduğunu bilir ve insanlıklarını, iyi niyet kotalarını sizin kötü gününüze saklarlar... MHP Grup Başkanvekili Sayın Oktay Vural da böyle bir insandır. Hani nasıl derler, adam gibi adam...
Defalarca yaptığım programlar yüzünden ceza aldığımda hatta kimi zaman işsiz kaldığımda arayan ilk kendisi oldu. Meclis’teki o sözünü esirgemez halinin çok dışında ideolojiler üstü dostluklar kurabilen bir siyasetçi olarak hep takdirle andım, anacağım kendisini...
Eşi Prof. Dr. Tuba Vural’ı kaybettiği gece ben de bir kardeşi olarak acısını paylaşmak istedim. Maalesef konuşma şansımız olmadı. Ama ateşin sadece düştüğü yeri yakmadığını ertesi gün merhumenin cenaze töreninde anladım. Oktay Bey, hayat arkadaşını son yolculuğuna tarifsiz bir kederle uğurladı... Allah’ın takdiri ama yüzündeki o büyük acının resmi karşısında ben de gözyaşlarımı tutamadım.
Oktay Vural, Tuba Hanım’ın hastalığı sırasında endişe ve umut arasında bir yerde duruyordu. Elden bir şey gelmediği için küçük şakalarla yüzünü güldürmeye çalışmıştım. Bilgeliğinden ödün vermeden güler yüzle karşılık vermişti...
İnsan böyle bir sevgi ve ardından gelen acı için kimi zaman kelimeleri doğru kullanamıyor. Ben becerebildiğim haliyle merhumeye Allah’tan rahmet, Oktay Vural’a sabır ve metanet diliyorum.
Kederi benim de kederimdir...
BİR ÖZÜR BORCUM VAR
9. Bilecik Ulusal Tiyatro Festivali’ni hazırlayan ve dün galayla başlatan Bilecik halkı ile Bilecik Belediye Başkanı Sayın Selim Yağcı beyefendiye... Gala kapsamında düzenlenen açılışta büyük bilge Şeyh Edebali’yi canlandıracaktım ancak ani gelişen bir rahatsızlık sonucunda çok istediğim halde orada olmak mümkün olamadı. Mesele hastalık olunca insan ne diyeceğini bilemiyor...
İnsanları yarı yolda bırakmayı hiç sevmeyen, sözünde durmayı şiar edinmiş biri olarak vücudumun bana oynadığı küçük oyunla sözümde duramamış oldum... Son dakikada yaşattığım bu müşkül durum için Bilecikli tiyatro severler ve organizasyon sahiplerinden tekrar özür dilerim.
Her işin başı sağlık diyerek ve ekleyerek Allah sağlık versin, bir şekilde gönülleri alırım artık...
TRT'NİN VEFASI
TRT 1 önceki gün Ahmet Kaya’yı yaklaşık bir buçuk dakikalık özel bir kliple andı. Kamu televizyonunda bana göre devlet iradesiyle bir günah çıkarma haliydi o... Bunu bir kenara koyarsak, müzik dünyasının kaybettiğimiz birbirinden değerli ustalarını şu TV evreninde bir TRT Müzik anıyor...
Diğer kanallar eğer toplumsal hafızada derin izler bırakmış ustalardan bahsetmiyorsak genelde hafızasız kalmayı tercih ediyorlar...
Erkan Ocaklı yani Karadeniz müziğinin efsane sesi merhum Erkan ağabeyi anmak yine TRT Müzik’e kısmet oldu. Hiç yaşamamış gibi hissettirmek de diğerlerine.
Ne tuhaf!
