Giriş
Yıllık izin kullandım. Tabii bir tatil havası diyemeyiz. Memleket bıçak üstündeyken tatil kafası biraz fazla lüks olurdu... Ama yaşadığımız şu travmatik durum, sistemin silah zoruyla değiştirilme çabası, yıl olmuş 2016 ve hâlâ darbe rüyası kurabilen zihniyetin varlığı üstüne olan biteni alan, meydan, sokak ve evimin salonundan gözleme şansını kendime vermem gerekiyordu. Verdim de...
Türkiye topyekûn bir demokrasi sınavından tam not ile geçti. Vatandaşın görüşü ne olursa olsun politikacıların el ele, omuz omuza verme hali umutsuzluk tellallığı yapanlara önemli bir ders oldu. Eski bir televizyoncu ne demişti; “Teşekkürler Türkiye, her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsa!”...
Gerçek starları keşfettik
Yeni yıldızlarımız oldu. Dizi starlarından filan bahsetmiyorum. TV ekranı olağanüstü gündem içinde gerçek starlarını yarattı. Düşünen, yorumlayabilen ve gündemi doğru dürüst okuyup aktarabilen... Bir Mete Yarar mesela, bir Abdülkadir Selvi, bir Ersan Şen, bir Ahmet Zeki Üçok, bir Erol Mütercimler, bir Hakan Çelik ve bir Nedim Şener aklıma ilk gelen isimler... Çok daha fazlası var elbette. Artık yazı arası vermeyeceğimize göre hepsini bu köşeden selamlarız... Çünkü olup biteni anlamaya çalışan önemli bir kalabalık için hepsi rehber öğretmenlik yaptılar...
iZiNDEYDİK AMA
İzindeydik diye Didem Arslan Yılmaz’ın yayıncılık başarılarını görmezden gelecek değildik... İzindeydik diye Türkiye için dönüm noktası olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirilen o görüntülü telefon konuşmasının tarafı Hande Fırat’a minneti bir kenara koyacak değildik... İzindeydik diye kamu televizyonculuğu adına önemli bilgi ve haber akışını ekrana taşıyan TRT’nin ismini anmayacak değildik...
İzindeyiz diye kardeş kanalı A Haber ile ortak yayın gerçekleştiren atv’nin zeki stratejisini alkışlamaktan kaçınacak değildik... İzindeyiz diye CNN Türk’ün darbe kalkışması gecesi yaşadığı o büyük direnişin hakkını veren iki çift laf edemeyecek durumda değildik... Teşekkürler, minnettarız
Yüz güldüren işler devam etmeli
Türkiye’nin yaşadığı sürecin normalleşmesi biraz daha vakit alacak. Ama bir an önce normalleşmek durumundayız. Bunun için de elini çabuk tutması gereken ilk mecra TV ekranları...
Sistemi değiştirmek isteyenlerin sistemin en güçlü araçlarına müdahalesi kimse için bir sürpriz değildir... O müdahalenin izlerini kolayca kapatabilmek için yüzümüzü güldürecek işlere ihtiyacımız var. Ben Bilmem Eşim Bilir Evi, Çarkıfelek, Güldür Güldür Show, Var mısınız Yok musunuz, O Bana Çok Benzer gibi işlerin seri şekilde yola devam etmesi şart. Çünkü hepsi moral veren yapımlar. Ha, izdivaç programları biraz daha bekleyebilir, toplumsal öfkenin odağı olmamaları için elbette
Fırsatçıları not edelim
Geceden sabaha yurdun meydanlarında elde bayrak ve tek yürek demokrasi bekçiliği yapan milletimizin hakkını vermek gerekiyor... Kimileri meseleyi politize etse de milyonların o nöbeti küçümsenecek ya da görmezden gelinecek bir ortak tavır değil...
Ama yazılan kimi haberler doğruysa, kitlelerin karşısındaki sahnelere çıkmak için para isteyen, kaşe belirleyen, fırsatı menfaate çeviren sözde sanatçılar varmış. Bunların hepsini not edelim. İstiklal ile kişisel ikbali karıştıran her kim varsa, sakın unutma Türkiye
