Giriş
Evlilik programlarındaki rekabet sadece gelin ve damat ithalatına değil, aynı zamanda evlilik kurumunun renklenmesine de neden olacak gibi...
[[HAFTAYA]]
Baksanıza Esra Erol her ay evlendirdiği bir çifte araba hediye edecekmiş. Bana kalırsa Seda Sayan bu atağı net görür ve arttırır. Önümüzdeki günlerde sadece evlilik değil aynı zamanda “ev”lendirme programlarını izliyor olursak şaşırmayalım.
Hakikaten rekabetin sonu yok. Bir taşla birkaç kuş vuran gelin ve damat adaylarına şimdiden hayırlı olsun diyelim...
Yalçın ağabey'in ardından
Oyuncu Yalçın Güzelce’yi kaybettik. Aslında her gün yüzüne aşina olup da ismini havsalamızdan uzak tuttuğumuz birçok değeri yitiriyoruz. Kimi duyuluyor, kimi öylece sessiz ebedi yolculuğuna çıkıyor...
Oyunculuk mesleği diziler hayatımıza girdiğinden beri bir miktar daha göz önünde oldu. Ama onun da ömrü dizilerin ömrü kadar. Kimisi kelebek, kimisi kaplumbağa ömrü misali yani...
Yalçın ağabeyin geride bıraktığı her kare güzeldi. Unutmamız bir kelebeğin ömrü kadar olmayacak en azından, buna eminim. Nur içinde yatsın...
DİZİLER ARTIK CAN SİMİDİDİR
Önceki gün Adı Mutluluk (FOX) dizisinde Burak Kut’u gördüm. Kendisi daha önce Ankara’nın Dikmen’i’nde başroldeydi. Yardımcı oyuncu olarak da Günebakan ile Buyur Burdan Bak’a konuk olmuştu...
Burak kendi döneminin en istisnai seslerinden biriydi. Bu dönemin müstesna oyuncusu olabilir mi, bilemiyorum ama belli ki sektörde çok seviliyor...
Burak’ın düşündürdüğü başka bir durum da var. Ekranda pop müzik kökenli birçok oyuncu oldu artık. Eskiden manken dünyası sektöre istihdam sağlardı, şimdi de ses dünyası...
Dizi ekranı can simidi oldu ve tutunabilen en azından nefes alabiliyor. Tutunamayanlar mı; onu en iyi rahmetli Oğuz Atay bu ismi taşıyan romanında anlatıyor
33 yeni dizi 40 küsuru bulacak...
Yeni sezona 33 yeni diziyle başlıyoruz. Geçtiğimiz yıl bugünlerde sayı 38 civarındaydı. Bir azalma hissettiniz mi? Bunu şimdi sosyolojik nedenlere filan bağlayabilirim ama gerek yok. Çünkü yaptığım hesaplara göre rakam geçtiğimiz yılı bir parça geride bırakacağa benziyor...
Hatta öyle ki sadece bir majör kanalımız her güne bir haftalık dizi hedefiyle yola çıkıyor. En az sekiz majör kanalımız olduğuna göre ortalamayı haftada beş diziden alsak yine 35’i buluyoruz. Buna bir de günlük dizileri eklerseniz, Türk ekranlarında 40 küsur yeni dizi hayırlı uğurlu olsun...
Korkmaz’ın korkusu yok!
TRT Belgesel kanalında Son Karar’ın sunucusu Korkmaz Polat ile tanıştık. Sunarken korkuttuğunu yazmıştım. Korkusuz bir genç olarak kendi görüşlerini iletti, programda giydiği gömleği pek de benimsediğine ikna oldum...
Ama mesele o değil. Aynı zamanda iyi bir oyuncu olan Korkmaz, bugünlerde ayrıca Expo Channel’da bir gece şovuyla şaşırtıyor. Hani cumartesi geceleri alternatif bir izlencenin yokluğundan şikayet edenler var ya; buyursunlar Kuki Kafası’na. Korkmaz bu kez korkutmayıp, gülümsetiyor çünkü. Oyuncuların bu karakterler arasındaki yolculuğuna bayılıyorum. Buyurun işte hakikaten renkli...
HABER TOPU AĞIRLAŞTI
Çok uzun yıllar habercilik yaptım. Bıraktığımda haberciler kısmen kamplara ayrılmıştı. Ama görüntü hiç şu son zamanlarda gördüğüm kadarıyla net olmamıştı...
Her bülten bir diğer bülten için, her haber programı bir başka kanaldaki program ya da programcı için kin kusarken insanlara haberi izletmek gibi bir ağırlığın altına girenlere selam olsun. O ağırlığın altında tarafsız kalabilenlere de tabii. Artık kim varsa!
İSİMLERİ KULLANILMIYOR!
Kanal D, “İrfan Değirmenci ile Günaydın” olan sabah haberlerinin tanıtımında İrfan’ın ismini telaffuz etmekten kaçınıyor...
Aynı şekilde Serdar Cebe’nin sunduğu ana haberde de Serdar’ın ismi yok. Sanırım bu prensip bir karar. Kimsenin adı haberin önünde anılmayacak türünden... Prensiplere saygım var ama iki isim de işleriyle özdeşleşen ve kitlelerle iletişimi olan sunucular. Bir jest olarak en azından isimleri de haberin yanına konmalı. Artık dengeyi de kendilerine bırakabiliriz, yıllardır ekrandalar nasıl olsa...
