Giriş
Artık alıştığımız üzere ekrana gelen “derin hikayelerde” o sahne hep aynı. Yuvarlak bir masa etrafına toplanmış tipler memleketin geleceğini tayin eden kararlar alıyorlar...
[[HAFTAYA]]
Biri işadamı, diğeri, mafya babası, bir ötekisi ajan filan derken o yuvarlak masada mesele neyse halledilip yola devam ediliyor... Kurtlar Vadisi’nde durum bu. Bir ara Tek Türkiye’de de öyleydi. Hatta Sağır Oda ve sonradan gelen birçok benzer işte de...
“Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz” (atv) dizisinin yayınlanan son fragmanına baktığımda yine o yuvarlak masayı gördüm. Bu kez tipler çok karma. Kimi Vadi’den tanıdık, kimi Sağır Oda’dan, kimi benzer başka bir diziden...
Bir nevi şöhretli derinler karması gibi. Anlaşılan yine başımıza örülen çorapları yuvarlak masa etrafına bir sandalye de kendimiz için koyarak anlayama çalışacağız. Dur bakalım, hakikaten merak ettim; bu dizinin yeni bir sözü olacak mı?
Çok cahilsiniz bre cariyeler
Hülya Avşar, Kösem Sultan dizisinde canlandıracağı Safiye Sultan rolü için Prof. Dr. İlber Ortaylı’dan yardım istemiş. Bir oyuncu için harika bir girişim. Olması gereken bir ciddiyet hali...
Ama bu işin sonunda hocanın rüzgarına kapılıp da dizinin bir yerinde saraydaki avenesine ansızın “Çok cahilsiniz” diye çıkışma riski de var... Malum İlber Hoca bilgisiyle olduğu kadar, çıkışlarıyla da hipnotize ederek takipçilerini etkisi altına alıyor...
Şaka bir yana, belli oldu ki Kösem Sultan’ın yapımcıları da oyuncuları da tarih programlarında tartışılma riskine karşı işi son derece ciddiye alıyor. Bu iyi bir gelişmedir
Evim Şahane’nin ardından...
Ne oldu bilemiyorum ama Kanal D üç sezondur iyi reyting alan Evim Şahane isimli kuşak programına son vermiş...
Yüksek ihtimal yayınlandığı saate yeniden formatlanan bir gelin/kaynana işi yerleştirilecek. Bir ya da iki tane günlük diziyi de eklersek, zaten o akışta kendine yer bulması da kolay değil. Neyse...
Türkiye’de sosyal sorumluluk işleri deyince Kanal D akla gelen ilk markadır. Eğitimden afet yardımlaşmasına kadar sayısız işleri vardır. “Evim Şahane” de bu tür büyük işlerin minyatürü gibiydi. Mimar Selim Yuhay birçok maden işçisinin, isimsiz kimsesizlerin evlerini yenileyerek az dua almamıştır. Neyse...
Lafı uzatmayalım. Alınmış karar ciddiyse yapacak bir şey yok. Ama ekranda bu türden işlerin azalması insanın içini burkuyor. Mesele budur
diziden daha eğlenceli...
Ana Ocağı geçtiğimiz sezon TRT 1 ekranında istikrarlı bir izleyiciyle yoluna devam eden bir günlük yarışma/reality programıydı...
Bu yıl da 31 Ağustos itibarıyla aynı adreste yayına başlayacak. Tanıtımlarını izlerken acayip keyif aldım. Daha doğrusu açıkçası bir dizi film tanıtımı gibiydi ve kafamı karıştırsa da çok renkliydi...
Kabul etmek lazım ki ekranda yarışan kimi karakterler artık o dünyanın malı oldu. İzleyen üstünde gerçeklik ya da sahtelik duygusundan çok bir hayal kahramanı gibi his yaratabiliyorlar... Ana Ocağı yeni dönemde bir dizi tadında mı olacak bilemiyorum ama fragmanının ortaya koyduğu mesaj çok net; eğlencesi garanti!
Benim listemdir
Rising Star Türkiye’de (TV8) iyi sesler dinliyoruz. Halk Jürisi fikri de fena değil. Ama ne bileyim teknolojiyle arası iyi olmayanlar olup biteni izlediğiyle kalıyor. Bunu bir kenara koyalım...
Yarışmada şu ana kadar baskın bir Gülben Ergen yorumculuğu izliyoruz. TV sektöründe uzun süredir yer almanın kaymağını yiyor sanırım...
Sosyal medyada fenomen olan Demet Akalın fazla sessiz. Mustafa Sandal bir parça “serin kanlı”, Fuat Güner ise “babacan ağabey” formatında duruyor. Hâl böyle olunca program hani o çok sevdiğimiz elektriklenme dalgasını yakalayamıyor. Bir de işin tamamı mı canlı hâlâ anlayabilmiş değilim. Kusur bende de olabilir... Neyse; “Eksik bir şey mi var?” diye soranlara benim eksik bulduklarımın listesidir bu!
