Cumartesi Postası 'Bilalyatörüm'

'Bilalyatörüm'

Paylaş
'Bilalyatörüm'

Ankara'daki gece kulüplerinde ve barlarda şarkı söylerken keşfedildi. İstanbul'da 'romantik şarkıların efendisi' olarak aldı yürüdü... 'Doktorlar' ve 'Kahramanlar' dizilerinde de pek sevildi...

Canlandırdığı o karakterler de Kutsi’yi adeta ‘Huzur Sokağı’ndaki Bilal rolüne hazırladı. Kutsi oyunculuğu seviyor ama asıl büyük sevdası müzik. Zaten kamera ‘stop’ der demez müzik adamlığı kimliğine büründüğünü de saklamıyor.

Haberin Devamı

Ropörtaj : Nehir Çağrı

Yeni albümün ‘Bilmem Anlatabildim mi?’ piyasada. Hem albüm hem ‘Huzur Sokağı’ çekimleri nasıl bir arada gitti?
Çok kolay olmadı. Sette ‘paydos’ lafını duyar duymaz kendimi stüdyoya atıyordum. Sabahlara kadar albüm için çalıştım. İki yıl öncesinden çalışmalar başlamıştı aslında. Daha önce çıkacaktı albüm. Ama dizi olduğu için biraz ertelendi.

Neden albüm çıkardın? Yoksa hayranların müziği bıraktığını mı düşünüyordu?
Üç yıldır albüm yapmıyorum. Hayranlarım çok özlemişti. Müzik öyle kolay bırakılır mı? Ben bırakamam. O gitara, müziğe asla ihanet edemem.

’Huzur Sokağı’ aldı yürüdü. Çok sevildi ve sahiplenildi.
Seyirci, hikayedeki ve oyunculardaki samimiyeti sevdi. Ve herkes kendinden bir parça buldu dizide. Bir yanda güzel bir aşk hikayesi, diğer yanda entrika... Dizimiz çok eski olmamasına rağmen ödüller aldık, bu da onur verici.

Haberin Devamı

“Dizinin projesinde yoktum”

Dizideki Bilal karakteri sanki tıpkı sen. O da ağırbaşlı, durgun, bir o kadar da hassas...
Bu enteresan ama doğru. Bilal olmak için ekstra çaba sarfetmedim. Bende de her zaman iyi niyet vardır. Normal hayatımda da sakin ve durgunumdur.

Seni bu role uygun göreni tebrik etmek lazım.
Yönetmenimiz Şenol Sönmez çok iyi arkadaşımdır. Beni de iyi tanır. Bu projeden bahsettiklerinde aslında ben yoktum, biliyor musun?

Nasıl yani?
Şenol’u ziyaret etmiştim, çay içiyorduk. Hatta onunla başka bir proje için anlaşmak üzereydim. Sonra bana bakıp aralarında konuşmaya, “Kutsi, Bilal olur mu?” demeye başladılar. Bir ara Şenol “Olmaz, biz zaten onunla başka bir şey yapacağız” dedi. Sonra oradan Bilal olarak çıktım (gülüyor).

Bilal karakterinin seni oyunculukta bir ‘tık’ yukarı çıkardığını düşünüyor musun?
Aynen. Kendimi izliyorum; zaman içinde oyunculuğumun üzerine birşeyler koymuşum. Bu, daha çok çalışıp daha çok benimsemekle doğru orantılı. Bir de ne kadar çok bölüm çekiyorsan o kadar tecrübe ediniyorsun. Yönetmenin seni yönlendirmesi de kadrodaki diğer oyuncuların sana iyi oyun vermesi de önemli tabii. Selin Demiratar, Sinem Öztürk, Güven Hokna gibi isimler bana güven veriyor. Onlardaki elektriği alıyorum, bu da seyirciye yansıyor. “Sinema filmi istiyorum”

Haberin Devamı

Oyunculukta gelmek istediğin bir nokta var mı?
Çok sağlam bir senaryoyla iyi çalışıp bir sinema filminde oynayabilirim. Ama zaman ve ince eleyip sık dokumak gerek. Karakteri çok iyi analiz etmeliyim. Dizi yönetmenimizle sinema filmi için konuşuyorum ama rolüm için 6-7 ay çalışmalıyım gibi geliyor. “Hadi gel, bugün sinema filmi çekiyoruz” diye teklifte bulunsalar “Oldu, tamam” demem. Zaten ben kamera ‘stop’ dediği zaman hemen müzik adamına bağlıyorum (gülüyor).

Ohooo, sizin set bayağı eğlencelidir o zaman.
Gerçekten öyle. Ekibin repertuarı da bayağı geniş, herkes bir istek parçasıyla geliyor...

Bu arada, evlisin ve 3.5 yaşında bir kızın var. Umarım onları ihmal etmiyorsundur.
Öyle birşey olmaz ama haftanın altı günü, günde 15 saat çalıştığım için bazen olabiliyor. Elimden geldiğince onlara vakit ayırmaya çalışıyorum. Bir tek kendime zaman ayıramıyorum.

Haberin Devamı

“Makina elimden düşmez”

Özel zevklerin var mıdır?
Fotoğraf çekmeyi çok severim, makinayı da elimden düşürmem. Yaklaşık 5 yıldır fotoğraf çekiyorum. Yakın bir zamanda sokak çocukları yararına bir fotoğraf sergisi açmak istiyorum.

Ama zaman nasıl bulacaksın?
Gerçi belki senin olduğun çekimler beş gün yerine iki güne sığdırılabilir... Maalesef! Dizide Bilal her yerde... Okulda, hastanade, mahallede, camide, takside, Feyza’yla... Her yere, herşeye koşuyor; kötü adamlarla mücadele ediyor, taksiyle ekmeğini kazanıyor, okulda ders veriyor, mahallelinin derdiyle uğraşıyor. Bilal’e ‘Bilalyatör’ diyorum.

‘Kızım bir kristal çocuk’

Kızınla ilişkin nasıl?
Kızım Ceylin’le vakit geçirmek apayrı birşey. Artık benimle konuşup şaşırtıcı sorular sorabiliyor. Yaptığı her şeyi bana gösteriyor. Şu anda iyi bir müzik kulağı var ve İngilizce’ye başladı.

Epey erken olmuş sanki.
Bence de enteresan. Zamane çocuklarına ‘kristal çocuklar’ diyorum (gülüyor). -Seni ekranda seyrediyor mu? Evet ve “Baba, yine giyinmişsin” diyor.

Haberin Devamı

(06.04.2013 tarihli Cumartesi Postası ekinden alınmıştır.)