Mesut Yar Bir bakalım Lamia'nın suçu neymiş?
HABERİ PAYLAŞ

Bir bakalım Lamia'nın suçu neymiş?

Haberin Devamı

“Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisinde (Kanal D) eksen bir parça Lamia karakterine doğru kaydırıldı. Sanırım Fatoş ile Kerim hattından çıkarabilecek bir düğün hikayesi kaldı. Lamia ve ilişkileri hani dizilerde entrika aşk ikilisi arayanlar için bir parça daha tatmin edici. Fatmagül’de Fatmagül karakteri için deniz bitti de diyebiliriz. Şu önümüzdeki iki ayı da kazasız belasız doldurabilirlerse senaristler, sen sağ, ben selamet göndereceğiz bu diziyi de geçmişimize!

Saray aç kalır vallahi!

“Muhteşem Yüzyıl”da (Star TV) resmedilen saray mutfağına itirazım olacak. Elbette ki sultan ve eşrafı için özel bir mutfak ve her biri yemeğin bir dalında ustalaşmış aşçılar olduğunu biliyoruz. Ama iş o eşrafla bitmiyor ki. Haremi var, ahırı var, fedaisi ve bir sürü nüfusu var saray dediğinin. Onları da doyuracak bir mutfaktan bahsedeceksek dizide gördüğümüzün on katı genişlik 100 katı da nüfus gerekiyor mutfak içinde. Biz ne görüyoruz? Dört adam, dört tencerenin başında koca bir sarayı doyurmaya çalışıyor. Baktım kimsenin itirazı yok, bari ben parmak atayım dedim meseleye; O saray aç kalır aga!

[[HAFTAYA]]

HAKİKATEN MUHTEŞEMMİŞ!

İzleyici Ediz Engincan “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin önemli bir yanlışına parmak basıyor. Her yanlışı biz işaret edecek değiliz ya; buyurun okuyun. “Çarşamba günkü bölümünde Sultan Süleyman tahminimize göre kalp krizi geçiriyor ve hekim kısa bir süre sonra müdahale ediyor. Yaklaşık 10 dakika kadar o zamanın tekniğiyle kalbi yumruklanarak yaşatılmaya çalışılıyor ve ardından günler süren bir uykuya yatırılıyor. Bu arada bir tedavi de yapılmıyor, yemiyor, içmiyor ve de büyük-küçük tuvalet ihtiyacı bu süre zarfında hiç olmuyor. (Bu kısımlar ufak sahnelerle gösterilebilirdi ama hiç değinilmemiş.) Ve günler sonra sanki hastalanan o değilmiş gibi gayet iyi bir durumda uyanıyor. Hadi kriz geçirdi diyelim; 10 dakika kalp masajı yapılana kadar ki süre de beyne oksijen gitmediği bilindiği halde, hiçbir şey olmamış gibi kendisi ve böbrekleri nasıl sapasağlam kalabiliyor? Artık Küçük Osman’ın su altında kalma rekorundan sonra, beyin oksijensiz kaldığı halde sapasağlam kalabilen Sultan Süleyman’ı da yeni bir rekortmen sayabiliriz. Gerçekten de isminin hakkını “muhteşem” bir şekilde veriyor Sultan Süleyman”.

Delikanlılığa sığar mı?

“Kurtlar Vadisi”nde (TNT) dediğimiz oldu. Memati Baş değil Memati Taş çıktı adamımız. Vuruldu ama ölmedi. Bu arada dizide kötü karakterlerden ikisinin birden dünya değiştirmesi her bölümde kan isteyen izleyiciye tatlı bir ikram oldu. O değil de Memati ve mevcut ilişkisi son derece düşündürücü benim için. Bildiğiniz üzere Memati dizinin ilk yıllarındaki ana karakterlerden Çakır’ın sağ kolu ve tetikçisiydi. Dolayısıyla Çakır’ın emanetlerine bizzat göz kulak olması son derece normaldi. O halde onu ağabey olarak görüp büyüyen, büyüdükten sonra da Memati’ye abayı yakan Çakır’ın kızıyla sevgili olması “Kurtlar Vadisi”nin sürekli enjekte ettiği “delikanlılık kavramına” sığar mı; bakın onu pek anlayabilmiş değilim..

Aman taklaya gelmeyin!

Sosyal paylaşım sitelerinde yayınlanan ne kadar ilginç ya da tuhaf video varsa bir şekilde Ömer Çelakıl’ın “Hayatın Şifreleri” isimli programında yer alıyor. Sanırım internet üzerinden paylaşılan bu görüntüleri kovalayan bir ekibi var Çelakıl’ın. 7 gün 24 saat araştırarak ne bulurlarsa taşıyorlar programa. İşin ilginci programda yorum yapan kerli ferli uzmanlar da dünyayı kurtarıyormuş hissi veriyorlar bu videolar üstünden. Birilerinin paylaşım sitelerinde yayınlanan görüntülerin yüzde sekseninin kurmaca olduğunu hatırlatması lazım topyekûn “Hayatın Şifreleri” ekibine. Suya yazı yazmamaları için en azından, emeğe yazık, markaya yazık ama en önemlisi izleyiciye yazık.

İki ay işe gömülebilir misiniz?

“Al Yazmalım” (atv) değişen günü, saati ve içeriğine rağmen bir şekilde hakkında söylenen “yayından kaldırılacak” türünden dedikodulara yenik düşmedi. Şu kadarı net ki, dizi sezonun sonuna kadar ekranda olacak. Olması gerektiği gibi. Oyuncularından set ekibine kadar kimseyi yarı yolda bırakmadan, kırıp dökmeden. Televizyonların planlamasıyla ilgilenen her kim varsa, önümüzdeki haziran ile eylül arasındaki zaman diliminde ofislerine kapanıp bir sezon boyunca yayından kaldırmayacaklarına emin oldukları dizilere odaklanmalılar derim. Böylece iki bölüm sonra kitlesini de alıp giden mutsuz diziler çöplüğüne dönüşmez sektör. Hem televizyondan soğumak için biraz daha az nedenimiz olur, ne güzel!

Mesele hangi ilk olduğun...


“Türkiye için bir ilk” diye duyurulan “diyalog” bölümüyle önceki gece karşımızdaydı “Adını Feriha Koydum” (Show TV)... Hani azıcık işten anlamasam, “Bak izleyicinin görmek istediği şeyi, sadece Feriha ve Emir’i karşılıklı oynatarak büyük jest yaptılar” diyecektim... Ama durum farklı. Eskiden tasarruf yapabilmek için dizinin birkaç bölümünden oluşan kolajını verirdi yapımcı ya da yayıncılar. Şimdi devamlılığı bozmamak için çekimi de son derece tasarruflu sayılabilecek bu yöntemi bulmuşlar. Böylece dizide yan kadroların aldığı kaşe toptan çıkmış oluyor. Eh bu da ciddi bir tasarruf. Türk televizyonlarında bir ilk ise, tasarruf politikasının ilkidir bu diyip bitirelim mevzuu. Bu arada Emir ile Feriha ilişkisinde bir sıkıntı çıkacağına emin olabilirsiniz. Geçenlerde rastladığım Kaptan, bana biraz o havayı verdi çünkü. Feriha’dan umudunu yitirmemiş henüz!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder