Giriş
Ekrandaki yarışmalar ve insan vücuduna yan etkilerini küçük bir analiz yaparak toplamak istedim sevgili okur... “Wipe Out”tan (Show TV) başlayalım. Hemen her yarışmacısının çenesine yumruk yediği ya da etaplarda bir yerden yuvarlanırken çeneyi bir yerlere gömdüğü haliyle yarışma tam bir çene kemiği düşmanı... “Ben Bilmem Eşim Bilir” (Kanal D) ise ısınma hareketi yaptırmadan bir tonluk arabayı yarışmacılara çektirmesiyle tam bir bel ve omurga zararlısı... “Kim Milyoner Olmak İster?” (atv) doğru şıkkı göstermek için verdiği uzun arayla bozduğu yarışmacı psikolojisi yüzünden potansiyel ruh ve sinir hastalıkları kliniği gibi... Ve son olarak “Büyük Risk” (Star TV) hızı ve performansı yüzünden bana göre kalp sağlığının potansiyel muhalifi... Bu saydıklarım yarışanlar üzerinde yaratılan mevcut ve olası travmalarla ilgili elbette. İzleyen için en doğru teşhisi bizzat izleyenin kendisine bırakıyorum!
BİR DÜZELTME!
Önceki gün Habertürk TV ana haber sunucusu Ece Üner’in soyadını meslektaşı Ece Özbek ile karıştırınca ortaya manasız bir yazı çıkmış oldu... Tamamen kişisel bir dalgınlık dolayısıyla ekranda olan Ece Üner’e düştüğümüz not ekrana ara veren Ece Özbek için düşüldü ve boşa gitti... Her iki Ece kardeşime de “pardon” diyorum!
AKASYA DURAĞI VEDA EDİYOR!
[[HAFTAYA]]
Bu kez gerçekten bitiyor. Bilmem kimler sevinir, kimler hayıflanır ama “Akasya Durağı” (Kanal D) dizisi son iki haftasına girdi sevgili okur... Kanal D’de doğan Star TV’de tökezleyen ve son olarak yuvasına dönen komedi dizisinin reyting sorunu yoktu aslında. En azından bir “Arka Sokaklar” gibi hemen her ekranda görünürlüğü vardı... Belli ki artık tek başına izlenirlik de yetmiyor. Belki yeni bir arayış, belki başka işlere yer açmak, belki de kendini tekrar bir dizinin ipini çekebiliyor... “Akasya Durağı” 7/24 hizmet veren ama üç haftada bir aynı mevzuların izlendiği bir sanal taksi durağıydı. Hayatımıza “Çiçek Taksi”yle giren esnaf işlerinden birinin son temsilcisiydi. Ve bitti; hayırlısı olsun!
ATLILAR DÖRT NALA GELiYOR!
“Atlılar” bilinen tarihin öncesinden dörtnala koşarak hayatımıza girmeye hazırlanıyor. Türkiye’de alınabilecek en büyük riski alarak fantastik bir dizi yayına giriyor anlayacağınız. Fantastik dediysek, “Acemi Cadı”, “Bez Bebek” gibi bir fanteziden bahsetmiyorum... Bildiğin animasyon ve efektlerin dibine kadar kullanıldığı sınırları zorlayan bir dizidir söz ettiğim. Fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut karakterleri ve seti fotoğraflamak için bir süredir Bulgaristan’daki sette... Yönetmen Serdar Akar, televizyondaki ustalık döneminin tezi olacak dizi için 7/ 24 çalışıyor. Seçilen oyuncular deseniz “onu hiç böyle görmediniz” lezzetinde işler çıkarıyor ortaya... Yani sevgili okur, ya acayip bir kırılma noktası yaşayacağız dizi aleminde ya da büyük, çok büyük bir hüsran... O yüzden “Atlılar” dizisini merakla bekliyorum. Ve kaldıracağı tozu dumanı elbette!
Memduh Başgan da gitti mi?
“Aşkın Halleri” (FOX) dizisinde kafa bir rolü olan Güven Kıraç’ın saçları giderek uzuyor. Anladığım kadarıyla Memduh Başgan’ın bu haliyle yeni sezonda “Behzat Ç.”de (Star TV) yer alması bir hayli güç olacak... Ya da diziye hakikaten yazlık iş muamelesi yapıyor sevgili Güven. Hani salayım saçı sakalı, nasıl olsa “Behzat Ç.” yayına girince toplarız hali midir bu acaba?
Enine boyuna!
Eğer ekranlar adına “enlerle” belirlenmiş bir benzetme yapmamı isteselerdi bugünlerde “en kanlı kanal” sıfatı CNBC-e’ye giderdi... “En canlı kanal” sıfatını da izleyicisini ve ekranındakini bir dakika yerinde oturtmayan “haydi eller havaya” atmosferiyle Flash TV alırdı doğal olarak... “En sakin kanal” sıfatını tüm kuşaklarını yeşile bağlayan NTV alırken, “En afet kanal” sıfatını da gösterdiği her filmde bir doğal afet öyküsü barındıran TNT kapardı herhalde!
Tam vaktinde gelen kampanya...
Yeşilay’ın sigaraya karşı geliştirdiği kampanyada kullandığı slogan ilginç bir argümandan yola çıkıyor. Malumunuz mübarek Ramazan ayı “vakitlerle” belirlenen bir aydır. İftar ya da imsak bu vakitlerin en sık kullanılanlarıdır... Sigaraya karşı geliştirilen kampanyada da “Türkiye için sigarayı bırakma vakti” sloganı kullanılarak hem içinde bulunduğumuz aya bir gönderme yapılıyor hem de iyi bir motivasyon tablosu çiziliyor... Kamunun aklında yer etmek için bu türden zeki üretimler hakikaten övgüye değiyor...
İşimizi elimizden alacak...
“İşler Güçler” (Star TV) sosyal medyada gerçekleştirdiği olağanüstü patlamayı reyting ölçen hanelere bir türlü yansıtamadı. Bu durumun benim için zerre kadar önemi yok... Türk ekranlarının gelmiş geçmiş en iyi komedi dizilerinden biri olan “İşler Güçler” bu hafta mizah çıtasını bir hayli yükseğe taşıyarak, biz TV eleştirmenlerinin alanına da bodoslama girdi... Eğer en az bu diziyi yazan kalemler kadar eğlenceli şeyler yazamayacaksak bu köşelerdeki mevcudiyetimizi topyekûn gözden geçirmemiz lazım. Neyse... Önceki gece bir adamın inançlı olmasını nasıl anlarsın kriterleri içinde “Çok inançlı bir çocuk. Geçtiğimiz gün bir müşterisine fesuphanallah diyerek sinirlendi” örneklemesini koyunca hakikaten oturduğum yerden düştüm... Ha bir de önemli not. Yılların usta oyuncusu Yılmaz Gruda ağabeyimiz buradaki Rüstem tiplemesiyle kendini hiç tanımayanların gönlünde taht kurdu. Bir nevi yeniden doğdu yani. Bu bile diziyi alkışlamak için yeter sebeptir...
