Giriş
“Fatmagül’ün Suçu Ne?” (Kanal D) gelecek hafta final yapıyor. Önceki akşam 3 saatlik bir mahkeme salonu beklentisinin üstüne gelen olağanüstü mutluluk sahneleri sıkıntımı dağıttı. Ama ben ekran başında sıkılırken ekranın içinde de sıkıntıdan patlayan birilerini keşfettim. Fatoş’un kutlamasında Mukaddes yenge bir yandan çekirdek çıtlatıp bir yandan da çılgın kalabalıktan uzak TV izliyordu. Hangi kanal diye dikkat kesildim ve ne göreyim; CNN Türk. Anlaşılan kötü yenge Muko, cehaletin getirdiği defolarından “haberdar” olarak kurtulma kararı almıştı. Keşke benim programa da denk gelseydi. Olası bir kahkahayla o çekirdek tanelerinden biri boğazına yapışır, tüm dizi ahalisini kalan son meselesinden de, yani kendinden de kurtarmış olurdu; ne dersiniz?
Alternatif bir Eurovision...
Önceki gece STV’de yayınlanan Türkçe Olimpiyatları neredeyse Eurovision gecesinden çok daha renkli geçti. İşi politize eden kimilerini bir kenara bırakırsak dünyanın çeşitli coğrafyalarında bizim dilimizle şarkı söyleyen çocukları düşünmek bile iştah açıcıydı. Neyse. Olimpiyatların final törenini izlerken aklıma bir fikir geldi oturdu. Acaba uluslararası anlamda Türkçe özneli bir şarkı yarışması yapılamaz mıydı?
[[HAFTAYA]] Vallahi oradaki performansları izledikçe ciddi bir Eurovision alternatifi çıkarabileceğimizi düşündüm. Bilmem yetkililer de düşünür mü? Malum müzik kültürel nüfuz da kimi zaman lisanın bile önüne geçer; haksız mıyım?
Doktor bu ne?
Bir doktor düşünün ki topuk dikeninden evde sucuk yapımına kadar her anlamda bir fikri var. Romatizmaya kocakarı ilacı da öneriyor fizik tedavi de. Bir doktor düşünün ki acil servislerde meslektaşları saldırıya uğrarken kendisi verdiği egzersizleri yapmayan stüdyo izleyicilerini fırçalıyor. Bir doktor düşünün ki tüm hastalıklardan haberi var ama dahiliyeci bile değil. Yani ekstra bir uzmanlık eğitimi yok. Bir doktor düşünün ki günün 3 saati, ekranda kendini izleyenlere birçoğu kulaktan dolma bilgilerle şifa şovu yapıyor. Bir doktor düşünün ki bedenlerde açtığı yaraları kapatabilmek için başka meslektaşları mesai yapmak zorunda. Sonra bu doktoru en çok izlenenlerin başına koyun. İşte Türkiye’nin sağlık sisteminin televizyondaki özeti. Bilmem sindi mi içinize?
Kavrulduk aman...
“Uçurum” dizisi (atv) sanırım günümüze paralele olarak çekiliyor. Ama yaz sıcaklarının böyle ani ve boğucu bir şekilde bastırmasına karşın dizide inatla kullanılan kışlık gardıroptan ne zaman vazgeçilecek, merak içindeyim. Eskilerin deyimiyle oyuncular isilik dökmeden bu işin süratle halledilmesi lazım. Aksi takdirde genel sıcakların üstüne bir de palto cilası çekersek ekran karşısında sıcak çarpması nedeniyle ayılıp bayılmalar başlayacaktır; benden söylemesi!
ÇIKARIN O JOKERLERİ!
“Kim Milyoner Olmak İster” yarışmasında (atv) bir üniversite dekanını yarışırken gördük. İktisadi İdari dekanımız 30 bin lira ödülle ayrıldı yarışmadan. Jokerlerini akıllıca kullanarak elbette. O değil de Kenan Işık’ın yarışmasından joker haklarını kaldırsak acaba kaç kişi oradan para alarak çıkabilir, onu merak etmeye başladım. Eğer zır cahil değil, hayattan da biraz haberdarsanız doğru bir matematik kullanarak 30 bin liraya kadar gidebiliyorsunuz. Tersiyseniz ilk soruda elenip sunanı da izleyeni de büyük bir zulümden kurtarmış oluyorsunuz. Fena fikir değil. Bence ‘Kim Kendine Güveniyor’ başlığı altında böyle bir özel bölüm çekilebilir. Bir ya da birkaç kereye mahsus!
Suskunlar’da domino etkisi
“Suskunlar” isimli dizide (Show TV) müthiş bir aritmetik sistemi var. Hikayenin dört ayrı koldan aktığını düşünürsek senaristin hakikaten bir matematik dehası olması gerekiyor. Eh “Ezel”den pay biçersek bir önceki işiyle Pınar Bulut bunu kanıtlamıştı zaten. Ama sorun şu; matematikte tutarsızlığa yer yoktur. Bir sayıyı yanlış yere koyarsanız domino etkisiyle işin bütünü yerle yeksan olur. Bu yüzden senaristin fikri takip yapacak hesabı kuvvetli bir yardımcıya ihtiyacı var. Yoksa araba kullanmayı bilmeyen Ahu’yu şoför yapmakla başlayan süreç daha trajik hatalara doğru yürür. Ve teslim edersiniz ki böyle meselelere de suskun kalamayız biz eleştirmen tayfası!
Fena halde güldürecek!
“Çalgı Çengi” filmini izleyip de gülümsemeyen çok az kişi vardır sanıyorum. Filmin devam serisini bekleyen ciddi bir kalabalık olduğunu bildiğim için müjdeyi başka bir hattan vereyim istedim. “Çalgı Çengi” filminin kafa karakterleri müthiş bir gülmece dizisiyle ekrana geliyorlar. “İşler Güçler” isimli dizi Star TV ekranında çok yakında yayına girecek ve başta hastası olduğum Ahmet Kural olmak üzere filmin tüm parlak tiplerini bizi gülme krizine sokarken izleyeceğiz. Böyle neşeli işlerin müjdesini vermek insanı hakikaten neşelendiriyor dostlar. “İşler Güçler” yolunda gider inşallah!
