Tamer Heper Masumiyet karinesi geçerlidir
HABERİ PAYLAŞ

Masumiyet karinesi geçerlidir

Haberin Devamı

Önceden ihtilaflı olup, şikayeti sonucu ceza aldığımız komşu, çocuğumuzu yolda çevirip bir daha buradan geçersen kafanı koparırım demiş. Biz bunu şikayet konusu yaptık, o da buna karşı bizi şikayet etmiş, kapıma gelip tehdit ettiler, üzerime araç sürdüler demiş. Daha önce ceza almış olmamız nedeni ile bu defa da ceza görür müyüz? Çünkü şikayetçinin hiç tanığı olmadığı gibi biz, sözünü ettiği saatte evde oturuyorduk. Y.C.

Galiba ceza hukukunun sistemi yanlış anlaşılmış. Bir kimse daha önce ceza aldı diye her şikayette yeni bir cezaya çarptırılmaz. Bir kimsenin ceza görmesi için suçunun sabit olması lazım. Hakkında dava açıldığı halde suçu ispatlanmayan kimseye ceza verilmez. Günün konusu olan şu hususu da hatırlatmayı görev biliyorum. Herkes suçu sabit olana kadar masumdur ki buna masumiyet karinesi denilir. Demokratik ülkelerde uygulanır, antidemokratik ülkelerde söz konusu bile olmaz.

[[HAFTAYA]]

Onun için sizi şikayet edenler, şayet hakkınızda dava açılırsa şikayet konusunu ispat zorundadırlar. İspatlanana kadar da siz masumsunuz, yani siz suçsuzluğunuzu ispatlamayacaksınız, onlar suçunuzu ispatlayacak. Ancak ne yazık ki çoğunlukla suçlanan kişilerin suçsuzluklarını ispatlama zorunluluğu duyduğunu görüyoruz. Bu yanlıştır, şayet şikayet olunan suçu ispatlanmaz ise suçlanan kişi hiç savunma yapmasa bile ceza tayin olunmamalıdır. Sizin durumunuz da budur. Madem ki suçlandığınız saatlerde evinizde oturuyordunuz, o halde şikayet edenler sizin suçunuzu ispatlayamayacak. Umarım sizin de aksini ispatlamanız talep olunmaz. Ancak tabii ki şikayetçilerin sunduğu delil olursa buna karşı siz de delil sunmak zorunda kalırsınız. Ancak asla unutmayın ki daha önce ceza aldınız diye her şikayette de sırf bu nedenle ceza görmezsiniz.

Satış yapılmamış


Babamın vefatı ile anneme ve biz çocuklarına bahçe içinde bir ev kaldı. Kardeşim birine hissesini satış vaadi yapmış. Ben de tapu tescil davası açtım, kardeşim de ortaklığın giderilmesi davası açtı. Ayrıca kardeşimin yapmış bulunduğu satış vaadi sözleşmesi için de şüfa davası açtım. Tescil davası, ortaklığın giderilmesi davasını bekliyor. Benim şüfa davam ise reddoldu. Acaba önceki davaların etkisi olmuş mudur? Bu durumda yapabileceğim hukuki bir girişim olabilir mi? S.E


Soru çok teknik. Birkaç dava adı geçiyor. Diğer okuyucularım için açıklama yapmaya kalksam yanıta yer kalmayacak. İyisi mi bu defa çok detaya girmeden sonuca geleyim. Okuyucumun açmış bulunduğu şüfa davası reddolmuş. Gördüğüm kadarı ile bunda önceki davaların etkisi yok. Sebebi şu: Kardeşi hissesini satmamış, satış vaadinde bulunmuş. Onun için şüfa davası açma imkanı yok. Çünkü şüfa davası, ortaklardan birinin hissesini üçüncü bir kişiye satması halinde diğer ortakların satılan hisseyi kendi adlarına tescili talebidir. Yani görüldüğü gibi şüfa hakkının kullanılması için hisse satışı gerekir. Oysa okuyucumun kardeşi hissesini satmamış, satış vaadinde bulunmuş. Satış vaadi sözleşmesi, bir kimsenin gayrimenkulünü ileride satma vaadidir. Yani ileriye matuf bir vaaddir. Vaadde bulunmak için o gayrimenkulün vaad edilen tarihte maliki olmak şart değildir. İleride sahip olunacak gayrimenkuller için de vaadde bulunulabilir. İşte kardeşin vaadi budur. Çünkü bugün için kardeşler iştirak halinde malik. Bu durumda kardeş hissesini istese bile satamaz. Bu nedenle de satış vaadi sözleşmesi yapmışlar. Sizin şüfa davanız da, satış yapılmadığı, ortada sadece satış vaadi bulunduğu için reddolunmuş. Diğer davaların etkisi ve katkısı yok. Bir gün hisse satışı gerçekleşirse o zaman şüfa davası açacaksınız.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder