Siyaset Meclis'te hakaret oturumu!
Paylaş
Meclis'te hakaret oturumu!

MHP'li Lütfü Türkkan'ın sözlerine AK Parti sıralarından en sert tepki Fatih Şahin'den geldi. İşte Lütfü Türkkan'ın sözleriyle başlayan ve karşılıklı ağırlaşan hakaretlerle devam eden tartışmanın tutanaklara yansıması...

BAŞKAN - Önerge üzerinde söz isteyen Lütfü Türkkan, Kocaeli Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli üyeler; öncelikle bu Ramazan Can arkadaşımızın durumuna çok üzülüyoruz, onu belirtmek istiyorum.

MUSTAFA BALOĞLU (Konya) - Sen kendi durumuna üzül.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Yani kulise milletvekilleri toplandıkça biz oradan bağırıyoruz: "Koş Ramazan koş, kulise koş." Hani vardı ya ilkokulda hece pusulaları gibi. Yani buradaki bu ciddiyeti muhafaza edin, oturun veyahut da gidip maç seyredin, evinizde yatın. Ama ben sizin yerinizde olsam burada oturur, bu yasanın karşısına dikilirim. Aslan gibi dikilirim. Biraz namus, biraz haysiyet, biraz onur, biraz şeref varsa…

BAŞKAN - Sayın Türkkan, lütfen… Sayın Türkkan…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - …bu yasanın karşısına dikilirsiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)

HALUK İPEK (Ankara) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın Türkkan, lütfen…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Sözünü geri al!

MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) - Sözünü geri al!

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Ne biçim konuşuyorsun? Sözünü geri al!

HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Aynen iade ediyorum!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bu ihanet Sayın İçişleri Bakanına yakışmıyor.

BAŞKAN - Sayın Türkkan, lütfen…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bu ihanet Sayın Komisyon Başkanına yakışmıyor.

Biz her ikisini de çok millî biliriz, bu memleketin bütünlüğüne inandığını biliriz.

BAŞKAN - Sayın Türkkan…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Ama onurla, haysiyetle, şerefle mücadele etmek onursuzlukla mücadele etmekten daha zordur.

BAŞKAN - Sayın Türkkan; yakışıyor mu bu sözler!

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Yaşından başından utan!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Sinirlenmeyin…

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Şerefsiz herif!

BAŞKAN - Sayın Türkkan, lütfen, temiz bir dille konuşun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Sinirlenmeyin… Memleketin akıbetini düşünün.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Hayvan herif!

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Haysiyetsiz de sensin, şerefsiz de sensin!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Hele sen hiç sinirlenme. Yeri belli olmayan hanım, yerini bul, ondan sonra sinirlen! (AK PARTİ milletvekillerinin hatip kürsüsü önünde toplanmaları)

BAŞKAN - Sayın Türkkan, lütfen, temiz bir dille konuşun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bu işleri bırakın…. Bu işleri bırakın… Sahte kabadayılığı bırakın, efendi olun.

BAŞKAN - Sayın Türkkan, lütfen, temiz bir dille konuşun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Efendi olun, efendi! Bu işleri bırakın. Sahte kabadayılığa gerek yok. Yürü… Gerek yok…

BAŞKAN - Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 22.10

ON BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 22.39

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşiminin On birinci Oturumunu açıyorum.

338 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Sayın Türkkan...

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Buyurun.

BAŞKAN - Sayın Türkkan, özür dilemeniz için davet ediyorum.

Buyurun Sayın Türkkan.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bana yerimden söz verir misiniz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Hayır, buradan, kürsüden!

BAŞKAN - Bir saniye sayın milletvekilleri, lütfen…

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkanım, yani bundan sonraki olayların selameti açısından arkadaşımız…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bir dakika… Açın, kürsüye geliyorum.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sen bizi dinlemeden gidersen nasıl olacak Lütfü?

BAŞKAN - Buyurun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli üyeler; bir kere, öncelikle hiç kimsenin şahsıyla alakalı, hakaret amacı isnat eden bir söylemim olmadı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) İki şık var: Bakın, ya beni dinleyeceksiniz veyahut da yüreğiniz yetiyorsa gelip konuşacaksınız. Bu kadar net. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) - Ne konuşuyorsun!

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Tüh senin suratına! Tüh senin suratına!

ENVER ERDEM (Elâzığ) - Bunun için mi çağırdınız?

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Delikanlıysan, erkeksen, adamsan gel dışarıda söyle!

BAŞKAN - Sayın Milletvekili, lütfen…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Babanı göndereceksin, sen değil. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Daha ne dedi de, ne dedi de bağırıyorsunuz? Daha ne dedi ki ya, bir bekleyin. Daha bir şey demedi.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Yaşından başından utan!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Babanı göndereceksin!

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Yakışmıyor size, yakışmıyor!

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Daha ne dedi? Söylediğini bir dinleyin ya! Dinlemiyorsunuz ki!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen… Sayın Türkkan'ı özür dilemek için davet ettik.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Sayın Başkan, ya susturacaksınız veya yerime oturacağım. İki tane şık var. Böyle bir şey olur mu!

İSMAİL AYDIN (Bursa) - Oturursan otur be!

BAŞKAN - Sayın Türkkan, lütfen oturun, yerinizden…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Ben bir daha ifade ediyorum: Kimsenin şahsıyla alakalı olarak hakaret içeren sözlerin hedefi kastetmiş değilim.

İSMAİL AYDIN (Bursa) - Otur!

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Bitirsin de ondan sonra konuşun ya!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Benim söylemek istediğim şu, aynen tekrarlıyorum: Bu yasa Milliyetçi Hareket Partisinin onuru, şerefi, haysiyeti kadar önem verdiği bir yasadır. Anayasa'nın 81'inci maddesinde… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, sözü bitsin, lütfen…

MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) - Söyledin…Kıvırma!

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Kıvırma!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Anayasa'nın 81'inci maddesinde…

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, sözü bitsin. Lütfen…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bak, ben size bir şey söyleyeyim mi? Ben idamla yargılandığım yasada kıvırmadan dik durmuş adamım. Burada değil, idamla yargılandığım celsede dik durmuş bir adamım. Bu ne ya? Bu ne?

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Yakışıyor, yakışıyor sana, kıvır!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Ne kıvırması? Neden bahsediyorsunuz siz?

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Çevir, çevir… (MHP sıralarından "El hareketi yapma." sesleri)

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Adam daha bir şey demedi ki! Kavga mı etmek istiyorsunuz?

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - El hareketi niye yapıyorsun?

BAŞKAN - Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 22.42

DEVAMI 2. SAYFADA...

ON İKİNCİ OTURUM

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşiminin On İkinci Oturumunu açıyorum.

338 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Kocaeli Milletvekili Sayın Lütfü Türkkan'ın sözleri kınama cezasını gerektiren bir fiildir. Bu nedenle, Kocaeli Milletvekili Sayın Lütfü Türkkan'a, İç Tüzük'ün 160 ve 163'üncü maddeleri uyarınca kınama cezası verilmesini teklif ediyorum. Ancak, istenirse, on dakika, kendisinin veya bir arkadaşının savunma yapabilme hakkı var.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. [MHP sıralarından alkışlar(!)]

Önerge üzerindeki…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Yerinize oturun, yerinizden vereyim…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Sataşmadan söz istiyorum Sayın Başkan. Bir de sataşma var, bir de hakaret var. Kapattığınız zaman, ona cevap vermemiz gerekir.

BAŞKAN - Buyurun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Mehmet Metiner kürsüye saldırdı, kınamaya oy vermediniz.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Arkadaşlar, eğer birisi size hakaret ederse o kişinin, o insanın, hakaret edenin kişiliğine bakmak gerekiyor. Eğer… Şimdi söyleyeceğim.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Ne demek bu?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Şimdi söyleyeceğim.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Bu da kınama gerektiriyor Sayın Başkan.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bak, ben hiç kimseye hakaret etmeyeceğim.

Sadece, kanaatimi, düşüncemi paylaşacağım.

Eğer size hakaret edildiğini düşünüyorsanız, hakaret edenin kişiliğine bakacaksınız. Eğer hakaret edenin kişilik, şahsiyet konusunda, şeref konusunda yeterli olmadığını düşünüyorsanız ciddiye almayın hakareti. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, bu ne biçim konuşma?

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Bu ne biçim iş Başkan?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Hakareti önemsemeyin ve AK PARTİ Grubu olarak da, Grubumuza yapılan hakareti AK PARTİ'ye verilen oyların sayısı kadar iade ediyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan…

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Misliyle biz de sana iade ediyoruz.

ENVER ERDEM (Elazığ)- Yazıklar olsun! Grup Başkan Vekisin…

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hiç olacak şey mi şimdi bu?

BAŞKAN - Evet, Sayın Şandır, buyurun.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Şimdi, Sayın Başkan, Nurettin Bey söyleyeceğini söyledi. Ben de Grubum adına diyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Buradan söylüyorum, Grubum adına söylüyorum. Bu olaylarda, Grubum mensubu milletvekillerine karşı gruptan söylenen tüm sözleri de arkadaşlarına misliyle iade ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Gruba değil, şahsa söyledi.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Kimseye hakaret etmedim, sadece yapılan hakareti iade ettim. Hiç kimseye hakaret etmedim, başka bir şey yapmadım.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ayıbı sen söyledin şimdi.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Tenezzül bile etmem oraya çıkıp konuşmaya.

(AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Evet, Sayın milletvekilleri…

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Değerli arkadaşlar, bir yanlışı yanlışla cevaplandırmanın anlamı yok.

BAŞKAN - Sayın Şandır… Sayın Şandır…

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Yanlışsa yanlıştır, onu kınarım ama kalkıp benim grubuma hakaret etmeye de kimsenin hakkı yok. Böyle bir şey yok!

BAŞKAN - Sayın Şandır… Sayın Şandır…

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Kendi grubunuza sahip çıkın!

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Kimseye hakaret etmedim.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Nurettin Canikli'ye de kınama cezası verin, yok böyle bir şey!

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Böyle şey olur mu? Siz de bir sürü hakaret ettiniz, biz de size iade ediyoruz.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Ben kimseye hakaret etmedim.

BAŞKAN - Sayın Canikli… Sayın Canikli…

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir şey demiyoruz kim ne söylediyse aynısı…

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Ben kulaklarımla duydum arkadaşlarınızın söylediği sözleri.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Videodan seyret, videodan seyret, akşam git de seyret bir!

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, arkadaşlarının söylediği sözleri ben kulaklarımla duydum.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Tutanakları istiyoruz Sayın Başkan, tutanakları istiyoruz.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sen de onu kına o zaman, onu kına.

BAŞKAN - Sayın Şandır…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Ben kimseye hakaret etmedim.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Duymaktan utandık, utandık.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Arkadaşların bizatihi… Çok galiz küfürler ettiler.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Hiçbirini tasvip etmiyoruz, hiçbirini tasvip etmiyoruz.

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Bana "namussuz" diyen herkese en ağır lafları söylerim ben! (AK PARTİ sıralarından alkışlar, MHP sıralarından gürültüler)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sana kimse "namussuz" demiyor. Hanımefendi, senin namusun…

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sana kimse bir şey demiyor.

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Haddinizi bileceksiniz!

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Hiç kimsenin şerefiyle kimse oynayamaz!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 22.59

DEVAMI 3. SAYFADA...



ON ÜÇÜNCÜ OTURUM

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşiminin On Üçüncü Oturumunu açıyorum.

338 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Evet, Sayın Vural, buyurun.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, biraz önce bir işlem yaptınız. Tutanaklar elinizde. Bu tutanaklarda yer alan "şerefsiz" ifadesini kullanan, "hayvan herif" ifadesini kullanan, "Haysiyetsiz de sensin, şerefsiz de sensin." ifadesini kullanan milletvekillerinin… (AK PARTİ sıralarından "Çok doğru." sesi) … isimlerini tutanaklardan okumak suretiyle işlem yapmaya davet ediyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SADİR DURMAZ (Yozgat) - Onlara da aynı şekilde!

OKTAY VURAL (İzmir) - Evet, aynı şekilde, aynen de iade ediyoruz.

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Tahrik var orada, tahrik!

OKTAY VURAL (İzmir) - Özür dilesinler.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Evet, sayın milletvekilleri, Sayın Lütfü Türkkan'ın konuşmasından itibaren tutanakları okuyorum:

"Lütfü Türkkan - Sayın Başkan, değerli üyeler; öncelikle bu Ramazan Can arkadaşımızın durumuna çok üzülüyoruz, onu belirtmek istiyorum."

İZZET ÇETİN (Ankara) - Yavaş yavaş Başkanım.

"Mustafa Baloğlu - Sen kendi durumuna üzül.

Lütfü Türkkan - Yani kulise milletvekilleri toplandıkça biz oradan bağırıyoruz: 'Koş Ramazan koş, kulise koş.'"

ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Anlaşılmıyor Sayın Başkan, anlaşılmıyor, sen kendi kendine okuyorsun!

BAŞKAN - "Hani vardı ya ilkokulda hece pusulaları gibi. Yani buradaki bu ciddiyeti muhafaza edin, oturun veyahut da gidip maç seyredin, evinizde yatın. Ama ben sizin yerinizde olsam burada oturur, bu yasanın karşısına dikilirim, aslan gibi dikilirim. Biraz namus, biraz haysiyet, biraz onur, biraz şeref varsa…

Başkan - Sayın Türkkan, lütfen… Sayın Türkkan…

Lütfü Türkkan - …bu yasanın karşısına dikilirsiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Haluk İpek - Sayın Başkan…

Başkan - Sayın Türkkan, lütfen…

Nurettin Canikli - Sözünü geri al!

Muzaffer Yurttaş - Sözünü geri al!

Fatih Şahin - Ne biçim konuşuyorsun? Sözünü geri al!

Hilmi Bilgin - Aynen iade ediyorum!

Lütfü Türkkan - Bu ihanet Sayın İçişleri Bakanına yakışmıyor.

Başkan - Sayın Türkkan, lütfen…

Lütfü Türkkan - Bu ihanet Sayın Komisyon Başkanına yakışmıyor.

Biz her ikisini de millî biliriz, bu memleketin bütünlüğüne inandığını biliriz.

Başkan - Sayın Türkkan…

Lütfü Türkkan - Ama onurla, haysiyetle, şerefle mücadele etmek onursuzlukla mücadele etmekten daha zordur."

Bundan sonraki oturum:

"Başkan - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşimini açıyorum ve 338 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Sayın Türkkan, buyurun.

Başkan - Sayın Türkkan, özür dilemeniz için davet ediyorum.

Buyurun Sayın Türkkan."

OKTAY VURAL (İzmir) - Hayır, efendim. Öyle değil. Tutanağı eksik okuyorsunuz. Tutanaklar burada.

Sayın Başkan…

BAŞKAN - Bir saniye… Eksiklik varsa tamamlarız Sayın Vural.

OKTAY VURAL (İzmir) - Hayır efendim, olmaz.

BAŞKAN -Hayır…Yeni bir saniye…

OKTAY VURAL (İzmir) - Bakın, bu ifadeden "onursuzlukla…"

BAŞKAN -Sayfa var, tamam, okuruz yani. Bir dakika…

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hızlı geçiyorsunuz.

BAŞKAN - Bana verilen sayfaları okudum Sayın Vural.Oturun...

OKTAY VURAL (İzmir) - Yanlış vermişler.

BAŞKAN - Hayır… Yeni geldi, bir saniye… Sayfa var, tamam, okuruz…. Yani, bir dakika…

" Başkan - Sayın Türkkan, yakışıyor mu bu sözler?

Fatih Şahin - Yaşından, başından utan.

Lütfü Türkkan - Sinirlenmeyin.

Fatih Şahin - Şerefsiz herif!

Başkan - Sayın Türkkan, lütfen, temiz bir dille konuşun.

Lütfü Türkkan - Sinirlenmeyin… Memleketin akıbetini düşünün.

Fatih Şahin - Hayvan herif!

Ayşe Nur Bahçekapılı - Haysiyetsiz de sensin, şerefsiz de sensin!

Lütfü Türkkan - Hele sen hiç sinirlenme. Yeri belli olmayan hanım, yerini bul, ondan sonra sinirlen!

Başkan - Sayın Türkkan, lütfen, temiz bir dille konuşun.

Lütfü Türkkan - Bu işleri bırakın…. Bu işleri bırakın… Sahte kabadayılığı bırakın, efendi olun.

Başkan - Sayın Türkkan, lütfen, temiz bir dille konuşun.

Lütfü Türkkan - Efendi olun, efendi! Bu işleri bırakın. Sahte kabadayılığa gerek yok.

Başkan - Birleşime beş dakika ara veriyorum."

Evet, ondan sonraki diğer oturum.

"Lütfü Türkkan Buyurun.

Başkan - Sayın Türkkan, özür dilemeniz için davet ediyorum.

Buyurun Sayın Türkkan.

Lütfü Türkkan - Bana yerimden söz verir misiniz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Fatih Şahin - Hayır, buradan, kürsüden!

Başkan - Bir saniye sayın milletvekilleri, lütfen…

Mehmet Şandır - Sayın Başkanım, yani bundan sonraki olayların selameti açısından arkadaşımız…

Lütfü Türkkan - Bir dakika, açın, kürsüye geliyorum.

Mehmet Şandır - Bizi dinlemeden gidersen nasıl olur?

Lütfü Türkkan - Sayın Başkan, değerli üyeler; bir kere, öncelikle hiç kimsenin şahsıyla alakalı, hakaret amacı isnat eden bir söylemim olmadı. İki şık var: Bakın, ya beni dinleyeceksiniz veyahut yüreğiniz yetiyorsa gelip konuşacaksınız. Bu kadar net. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Fatih Şahin - "Tüh senin suratına! Tüh senin suratına! Delikanlıysan erkeksen, adamsan gel dışarıda söyle!

Lütfü Türkkan - Babanı göndereceksin, sen değil!

Mehmet Günal - Daha ne dedi, ne dedi de bağırıyorsun? Daha ne dedi ki!

Fatih Şahin - Yaşından başından utan!

Lütfü Türkkan - Babanı gönder!

Nureddin Nebati - Yakışmıyor size, yakışmıyor!

Başkan - Sayın milletvekilleri, lütfen… Sayın Türkkan'ı özür dilemek için davet ettik.

Lütfü Türkkan - Sayın Başkan, ya susturacaksınız veya yerime oturacağım. İki tane şık var. Böyle bir şey olur mu!

İsmail Aydın - Oturursan otur be!

Başkan - Sayın Türkan, lütfen oturun, yerinizden…

Lütfü Türkkan - Ben bir daha ifade ediyorum kimsenin şahsıyla alakalı olarak hakaret içeren sözlerin hedefi kast etmiş değilim. Benim söylemek istediğim şu, aynen tekrarlıyorum: Bu yasa Milliyetçi Hareket Partisinin, onuru, şerefi, haysiyeti kadar önem verdiği bir yasadır. Anayasa'nın 81'inci maddesinde… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Başkan - Sayın milletvekilleri sözü bitsin lütfen.

Muzaffer Yurttaş - Söyledin… Kıvırma!

Lütfü Türkkan - Bak, ben size bir şey söyleyeyim mi? Ben idamla yargılandığım yasada kıvırmadan dik durmuş adamım. Burada değil, idamla yargılandığım celsede dik durmuş bir adamım. Bu ne ya? Bu ne?

Fatih Şahin - Yakışıyor, yakışıyor sana, kıvır!

Lütfü Türkan - Ne kıvırması? Neden bahsediyorsun?

Fatih Şahin - Çevir, çevir... (MHP sıralarından "El hareketi yapma." sesleri)

Seyfettin Yılmaz - El hareketi niye yapıyorsunuz?

Birleşime on dakika ara veriyorum."

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan…

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Sözlerimle ilgili olarak…

ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Bir saniye Sayın Altay, lütfen, şu işlemi bir tamamlayalım.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Ben de ona yardımcı olmak için elimi kaldırdım Sayın Başkan. En önce de ben kaldırdım Sayın Başkanım.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkan, sözlerimle ilgili olarak açıklamada bulunmak istiyorum.

BAŞKAN - Bir saniye, Sayın Altay bir söz istedi.

Buyurun.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Şimdi, Sayın Başkan, ortam son derece gergin. Esasen siz bugün İç Tüzük 64, 67 ve 68'i de çok açık, aleni ihlal ettiniz. Hem ortamın yumuşaması amacıyla hem de bu açık İç Tüzük ihlalinizin 63'üncü maddeye göre tartışılması için ben usul talep ediyorum.

BAŞKAN - Bir saniye… Şu konuları halledelim, ondan sonra Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Halledemezsiniz siz beni konuşturmadan.

BAŞKAN - Siz mi halledeceksiniz yani? Lütfen.

Buyurun Sayın Vural.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, ben tutanakları okumanızı istedim.

BAŞKAN - Okudum.

OKTAY VURAL (İzmir) - Ama, siz Sayın Lütfü Türkkan'ı kürsüye çağırdınız.

BAŞKAN - Evet.

OKTAY VURAL (İzmir) - Konuşmasına devam ediyor. Siz, Başkan olarak "Sayın milletvekilleri, sözü bitsin." dediniz, "Lütfen..." dediniz. Ondan sonra tartışmalar, "Birleşime on dakika ara veriyorum." dediniz. Kalktınız, kınama cezası verdiniz. Yani sözünü bitirmemiş… Yani bu kınama cezasını vermeniz, sizin…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Savunma için çağırdı ya.

OKTAY VURAL (İzmir) - …Sözcünün bu konudaki sözlerini bitirmemesine rağmen vermiş olmanız kasıtlı olduğunuzu da ortaya koyuyor.

BAŞKAN - Yok, kasıtlı falan değil Sayın Vural, lütfen…

Şimdi, burada sözleri…

KAMER GENÇ (Tunceli) - Meclisi yönetemiyorsun be!

OKTAY VURAL (İzmir) - Şimdi, sizden ricam, bu ifadeleri kullananları, kullandıkları ifadelerden dolayı özür dilemesi…

BAŞKAN - Tamam, çağıracağım, her ikisine de çağıracağım.

OKTAY VURAL (İzmir) - Açıkça bir şekilde özür dilemeye ve kaba, yaralayıcı söz…

BAŞKAN - Evet, Sayın Şahin, özür dilemeniz için davet ediyorum, buyurun.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Açıklamada bulunacağım efendim.

BAŞKAN - Hayır, özür dileyeceksiniz, yoksa gereğini yapacağım.

Buyurun.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - O "Açıklama." diyor efendim.

BAŞKAN - Açıklama değil Sayın Şahin, özür dileyecekseniz, buyurun.

OKTAY VURAL (İzmir) - Kimin hakaret ettiği ortaya çıktı milletvekilleri.

DEVAMI 4. SAYFADA...



FATİH ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hukukun çok temel bir kaidesi vardır. Haksız bir tutum, davranış veya eyleme kendi haksız tutum, davranış veya eylemiyle sebebiyet verenler bunun sonucuna katlanmak zorundadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu bir hukuka uygunluk nedenidir, hukukun da en temel kaidesidir. Eğer bir kişi haksız bir eyleme kendi haksız eylemi nedeniyle sebebiyet vermişse, bunun tüm sonuçlarına katlanmak zorundadır. (MHP sıralarından gürültüler)

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Açıklama mı yapıyor, özür mü diliyor Sayın Başkan?

OKTAY VURAL (İzmir) - Benim kınama isteğim vardı Sayın Başkan.

BAŞKAN- Sayın Şahin…

FATİH ŞAHİN (Devamla) - Benim sözlerim tamamen hukuka uygun ifadelerdir, sonuna kadar da arkasındayım bu ifadelerin.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, aynen iade ediyoruz!

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sana iade ediyoruz!

FATİH ŞAHİN (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Nasıl bir şey bu, nasıl rezillik! Ona da kınama isteyin o zaman!

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, ben onu kınamıyorum, sizi!

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ona da kınama isteyin!

Hayret bir şey ya! Böyle bir şey var mı ya? Böyle bir şey var mı? Bizimkini kime sordun da ya! Buraya isterken kime sordun?

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Birleşimi kapattığında "O… çocuğu!" dedi o Fatih efendi, onun da sonuçlarına katlanacak o.

Sen onun da sonuçlarına katlanacaksın! Sen göreceksin…

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sen kahraman olursun yakında Fatih, merak etme! (AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Onunda sonuçlarına katlanacaksın! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SALİH KOCA (Eskişehir) - Gel! Gel de yap!

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Konuşmayın be! Konuşmayın! Sizin gibi neler gördük biz, konuşmayın!

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Ankara Milletvekili Sayın Fatih Şahin'in…

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Siz kimle dans ettiğinizi bilmiyorsunuz, oturun yerinize!

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Bir saniye…

…sözleri kınama cezasını gerektiren bir fiildir. Bu nedenle Ankara Milletvekili Fatih Şahin'in…

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, kınama cezasının ötesinde. (AK PARTİ sıralarından "Haydi be!" sesleri)

BAŞKAN - Kınama değil efendim. Bir saniye… Düzeltiyorum sözlerimi, bir saniye.

Fatih Şahin'in sözleri Meclisten çıkarma cezasını gerektiren bir fiildir.

OKTAY VURAL (İzmir) - Evet.

BAŞKAN - Bu nedenle Ankara Milletvekili Fatih Şahin'in İç Tüzük'ün 162'nci ve 163'üncü maddeleri uyarınca Meclisten çıkarılma cezasını teklif ediyorum: Kabul edenler…

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bakalım etmeyenler ne kadar.

BAŞKAN - Yalnız, savunmasını almak durumundayım.

Sayın Şahin, savunma yapacak mısınız? Sayın Şahin, savunma yapacak mısınız? Yapmıyor musunuz savunma Sayın Şahin?

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Gerek görmüyorum savunmayı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Evet, Ankara Milletvekili Sayın Fatih Şahin'in sözleri Meclisten çıkarma cezasını gerektiren bir fiildir. Bu nedenle Ankara Milletvekili Sayın Fatih Şahin'in üç birleşim Meclisten çıkarılma cezasını İç Tüzük'ün 162 ve 163'üncü maddeleri gereğince teklif ediyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir. [MHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar (!)]

OKTAY VURAL (İzmir) - Şeref ve haysiyet yoksunları!

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Helal olsun! Bravo!

ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan… Sayın Başkan…

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Aklandın mı şimdi! Aklandın mı!

ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan, ben talebimi…

BAŞKAN - Evet, Sayın Yurttaş…

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Muzaffer Yurttaş var, bir dakika… Bir saniye…

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Helal olsun be, helal olsun!

BAŞKAN - Sayın Yurttaş, "Kıvırma" sözünüzden dolayı özür dilemeniz için davet ediyorum, buyurun.

MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın Yurttaş, sözleriniz burada, söyledin… "Kıvırma." Okudum biraz önce tutanaklardan. Bu sözden dolayı özür dilemeniz için davet ediyorum, buyurun.

MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önce, bu Meclise, bu şerefli Meclise "şerefsiz" deyip sonradan bu sözlerini tevil etmeye çalıştığından dolayı ben "Kıvırma." diye söyledim. Meclise karşı bu davranışımdan dolayı bir hata olmuşsa Meclisten özür diliyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar) Ama bir sözün kesinlikle…

HASAN ÖREN (Manisa) - "Ama"sı yok yani tamam, alkışladık artık.

MUZAFFER YURTTAŞ (Devamla) - Özür diliyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Evet, Sayın Altay…

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, Sayın Ayşe Nur Bahçekapılı…

ENGİN ALTAY (Sinop) - "Sayın Altay" dediniz siz.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Ya, sen kendi adamına hiçbir şey söylemiyorsun. Ayıp ya! Önce kendi adamın için çık bir özür dile!

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Kimden özür dileyecek?

BAŞKAN - Evet, Sayın Bahçekapılı… (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

"Haysiyetsiz de sensin, şerefsiz de sensin…"

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ismini söylemek istemediğim bir kişi, tutanaklardan da okuduğunuz gibi, hakkımda bazı şeyler söylemiş, tutanaklarda yazıyor. Bunlara asla cevap vermeyeceğim, çünkü önem verdiğim insanların sözlerine cevap vermeyi ilke olarak kabul ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu bir.

İkincisi: Bu Meclis içinde özellikle AK PARTİ, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi ve özellikle Barış ve Demokrasi Partisinin herhangi bir üyesi için bu sözleri sarf eden kişiye aynen cevap vereceğim. Asla özür dilemiyorum! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, İstanbul Milletvekilli Sayın Ayşe Nur Bahçekapılı'nın sözleri kınama cezasını gerektiren bir fiildir. Bu nedenle, İstanbul Milletvekili Sayın Ayşe Nur Bahçekapılı'ya İç Tüzük'ün 160 ve 163'üncü maddeleri uyarınca kınama cezası verilmesini teklif ediyorum.

Savunma yapacak mısınız Sayın Bahçekapılı?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - "Yapmıyorum." dedi ya, daha ne istiyorsunuz?

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Hayır, asla yapmayacağım! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir. [(AK PARTİ sıralarından alkışlar; MHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar (!)]

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Sırada kim var?

OKTAY VURAL (İzmir) - Bravo!

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bravo! İşte AKP'nin yüzü bu! AKP'nin adaleti bu işte! Parmaklarla aklayın hepsini! Parmaklarla aklayın hepsini, helal olsun!

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Bu küfürlere sahip çıkmakla yazık ettiniz!

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ortak oldunuz, ortak.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Buyurun Sayın Vural.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, biz de Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışmayan bu ifadeleri kullanan, millete, milletin vekiline hakaret edenlerin bu hakaretlerini katlıyoruz, misliyle iade ediyoruz kendilerine! Misliyle iade ediyoruz, misliyle! Misliyle iade ediyoruz! Ayşenur Hanım'a da iade ediyoruz! (AK PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, "Yuh!" sesleri, gürültüler)

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Yuh sana, yuh!

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Adımı ağzına alma! Siz benim şerefimin emanetçisi misiniz?

OKTAY VURAL (İzmir) - Aynen iade iade! Aynen! Aynen! Yüzünüze yakıştı, yapıştı! Üç nokta gibi yapıştı! Bu ifadeler artık sizin yakanızda beraber, birlikte dolaştığınız ifadeler!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri…

ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan, benim meramımı dinlemek zorundasınız.

BAŞKAN - Birleşime beş dakika ara veriyorum.

4

Haberin Devamı