Yaşam Meğer ağustos böceğine haksızlık etmişiz!

Meğer ağustos böceğine haksızlık etmişiz!

Paylaş
Meğer ağustos böceğine haksızlık etmişiz!

Herkesin çocukluğundan beri bildiği La Fontaine'nin ünlü Ağustos Böceği ile Karınca masalı yüzünden meğer yıllarca ağustos böceğine haksızlık yapmışız! Son araştırmalara göre, ağustos böceği, ağustos ayından sonra zaten hayatta kalmıyor. Dolayısıyla kış için herhangi bir hazırlık yapmasına da gerek yok

İnsanoğlu neredeyse 3 asırdır, La Fontaine yüzünden ağustos böceğine meğer büyük haksızlık yapmış... La Fontaine'nin masalına göre, karınca tüm yaz çalışıp yiyecek biriktirirken, ağustos böceği şarkı söyleyip yan gelip yatar; karınca ile de dalga geçer, ancak kış gelip kapıya dayanınca yiyecek için karıncaya muhtaç olur.

Bu masal tüm dünyada yıllardır anlatılır, öğretilir. Türkiye'de de hemen her çocuk bu masalı duyarak büyür. Peki gerçekten ağustos böceği masaldaki gibi tembel, vurdumduymaz mıdır?

Hürriyet'te yer alan habere göre, böcek bilimcilerin araştırması La Fontaine masalı yüzünden ağustos böceğine büyük haksızlık yapıldığı görüşünde.

Yapılan araştırmalara göre, ağustos böceği, Ağustos ayından sonra hayatta kalmıyor. Yani kış için yiyecek biriktirmesinin bir anlamı yok.

Dişi Ağustos Böceği, uzantılı yumurtlama borusuyla yumurtalarını ağaçların genç sürgün yarıklarının içine bırakır. Bunlardan altı hafta sonra “nimf” adı verilen ve erginlere benzemeyen yavrular çıkar. Danaburnuna benzeyen bu yavrular, kazıcı ön ayaklarıyla toprağı kazarak altına gizlenirler.

Toprak altında yaşayan ağustos böcekleri ağaç kökleri ve öz suyu emerek beslenirler. 17 sene toprak altında kalan ağustos böceği yeryüzüne çıktıktan sonra 4 haftalık ömre sahiptir. Bu dört haftayı eş arayarak geçiren ağustos böceği eşleştikten sonra ölür, kışın yaşamayacağı için yiyecek biriktirme endişesi olmaz. Bu da La Fontaine'nin haksız olduğunun ispatıdır.

İŞTE O MASAL

Eğlenceyi çok seven bir ağustos böceği varmış. Bu ağustos böceği sürekli saz çalar, şarkı söylermiş. Tüm gününü bu şekilde geçirirmiş.

Derken güzel, sıcak günler bitmiş, kış gelmiş. Artık havalar çok soğuk ve yağışlıymış. Ağustos böceği şarkı söylemez hale gelmiş. Soğuktan çok üşüyormuş ve karnıda çok açıkmış. Ama hiç yiyeceği yokmuş. Çünkü tüm yazı saz çalarak ve şarkı söyleyerek geçirmiş. Kış için hiç hazırlık yapmamış.

Ama o bu şekilde eğlenirken küçük komşusu karınca tüm yazı kış hazırlığı yaparak geçirmiş. Ağustos böceği bunu hatırlamış ve aklına karınca komşusundan ödünç istemek gelmiş;

— Karınca komşumdan ödünç yiyecek bir şeyler isteyeyim, hem ne var ağustosta tekrar öderim, demiş.

Ağustos böceği bu düşünce içerisinde karınca komşusunun kapısına gitmiş. Kapıyı çalmış. Karınca açmış kapıyı. Karşısında açlık ve soğuktan perişan olmuş ağustos böceğini görmüş;

— Ne istiyorsun ağustos böceği, demiş.

— Karınca kardeş havalar çok soğudu çok üşüyorum, üstelik karnımda çok aç ama yiyecek hiçbir şeyim yok. Bana ödünç yiyecek bir şeyler verir misin? Söz veriyorum ağustosta borcumu ödeyeceğim sana, demiş ağustos böceği.

Karınca; — Neden yiyecek hiçbir şeyin yok, bütün yaz ne yaptın sen?

— Ağustos böceği çok utanmış, çok mahcup olmuş;

— Şeyyy, ben bütün yaz saz çaldım, şarkı söyledim. Kış için hiç hazırlık yapmadım. Karınca çok sinirlenmiş bu cevabı duyunca;

— Madem öyle tüm yaz saz çalıp, şarkı söyledin şimdide oyna o zaman, demiş karınca ve tak diye kapıyı ağustos böceğinin yüzüne kapatmış.




Haberin Devamı