Mesele ne Lucescu ne de Oğuzhan!

Mesele isimler değil kurallar... Eğer siz hangi kurum olursa olsun kurallar yerine kişiler üzerinden hareket ederseniz günlük sonuçların, bireylerin performansına mahkum kalırsınız.

Siz bir gazeteciye uçakta saldıran bir oyuncunuza ceza verip, ekipten uzaklaşmasını sağlıyor sonra teknik direktör değişince ona tekrar kapınızı açıyorsanız burada oturup bir düşünmeniz gerek. Yeni teknik direktör gelince, Arda Turan bu işi yapmamış mı sayılacak şimdi...

Oğuzhan Özyakup meselesi de bir üst paragraf ile ilgili aslında. Bugün toplantıda, "Bu durum Oğuzhan ve benim aramda olan bir şey. Sadece aptallar fikir değiştirmez.

Son oynadığı maçlarda kendisini iyi görmedim ve bu yüzden tercih etmedim. Aramızda bir sorun yok. İkimiz de profesyonel insanlarız. Oğuzhan'ın ilk 3 haftadaki performansını yetersiz bulmuştum. Aramızda bir sorun yok. Profesyonel insanlarız.

Kendisine telefon ettim ve durumu izah ettim. Kararın kendisine bağlı olduğunu söyledim. Aramızda hiçbir sorun yok. Sadece aptallar fikirlerini değiştirmez. Önemli olan hatayı tekrar etmemek ve etmemesi için gerekli önlemi almak" dedi Mircea Lucescu...

Siz bir kurallar manzumesi içinde bu işi yürütmezseniz, işinizi hakkaniyet çerçevesinde yapmaya azami önem göstermezseniz, istişare etmezseniz, bir planınız ve sisteminiz, şeffaf bir bilgilendirme mekanizmanız olmazsa, kısa sürede başarı yakalasın diye getirdiğiniz Lucescu da ikimizin arasında bir mevzu deyip işin içinden çıkmaya çalışır.

Günlük sonuçları bir kenara bırakıp, bir manifesto yazıp, kurallar bütünü içinde hareket etmezsek dönüp dolaşıp aynı noktada sayıklıyoruz.

Mevzu ne Fatih Terim ne Arda Turan, ne Mircea Lucescu. Mevzu bizim bir sistemimiz bir düzenimiz ve kurallarımızın olmayışı. Ve daha da acısı bunun eksikliğini bile hissetmememiz.