Gündem Metin Gürcan: Kerkük Talabani'nin cenaze töreninde düştü

Metin Gürcan: Kerkük Talabani'nin cenaze töreninde düştü

Paylaş
Metin Gürcan: Kerkük Talabani'nin cenaze töreninde düştü

Güvenlik uzmanı ve T24 yazarı Metin Gürcan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) 25 Eylül'de gerçekleştirdiği bağımsızlık referandumunun ardından değerlendirmelerde bulundu. Gürcan, "Bana göre Kerkük, Talabani’nin cenaze töreninde İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve Kudüs Güçleri Komutanı Kasım Süleymani katıldığında ve daha onlar Talabani’nin mezarı başında Fatiha okurlarken düşmüştü" dedi.

Güvenlik uzmanı ve T24 yazarı Metin Gürcan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) 25 Eylül'de gerçekleştirdiği bağımsızlık referandumunun ardından değerlendirmelerde bulundu. Tükiye'nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Celal Talabani'nin cenaze törenine katılmadığını hatırlatan Gürcan, "Bana göre Kerkük, Talabani’nin cenaze töreninde İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve Kudüs Güçleri Komutanı Kasım Süleymani katıldığında ve daha onlar Talabani’nin mezarı başında Fatiha okurlarken düşmüştü" dedi.

Kerkük’te görev yapmış bir asker, hâlâ bu konuda sahada da araştırma yapan bir akademisyen olarak sormak isterim: İçeriden görünen, dışarıdan farklı mı?

Elbette. Söz konusu olan 1 trilyon dolarlık bir petrol rezervinin üstünde oturan, her gün Irak’ın petrolünün neredeyse üçte birinin çıkarıldığı çok kimlikli, çok mezhepli ve çok kültürlü kadim Kerkük’se konuyu iki düzlemde düşünmek gerekir: İlki Irak içi aktörlerin oynadığı yerel dinamikler düzlemi, diğeriyse diğer devletlerin bulunduğu bölgesel düzlem. Kerkük üzerine oyunlar bu iki düzlemde ve birbirinden ayrı döner. Bu oyunları iyi okumak gerek. Ben Ankara’nın referandum krizi ile başlayan ve Kerkük’ün Peşmerge’den Haşdi Şabi’ye geçişi sürecini bölgesel düzlemde doğru olsa da yerel düzlemde eksik okuduğunu düşünüyorum.

Amerika iyi okuyor mu?

ABD’nin uzun yıllardır Irak’ta olmasına rağmen Kerkük’ün yerel dinamiklerini tam da anlayamadığı kanaatindeyim. Yerel düzlemi en iyi okuyan İran. Irak’ın devlet altı tüm aktörleriyle temasta ve resmen Irak’ın kılcallarında dolaşıyor. Örneğin bana göre Kerkük, Türkiye’den hiç bir resmi yetkilinin katılmadığı Talabani’nin cenaze töreninde İran Dışişleri Bakanı Zarif ve Kudüs Güçleri Komutanı Kasım Süleymani katıldığında ve daha onlar Talabani’nin mezarı başında Fatiha okurlarken düşmüştü. Barzani’ninse referandum kararıyla bir zamanlama hatası yaptığını düşünüyorum. Bana göre onu referanduma zorlayan asıl neden PKK ve onun Suriye Kuzeyi’ndeki (veya Rojava) kazanımlarıyla ilgili.

Ankara’nın çekincesi nedir?

Son resimle ilgili korkuları var. Güney’den Şii koridoru ve onun hemen üstünde PKK veya bir Kürt koridoruyla çevrelenme korkusu. Bu korkular Ankara’yı son resim konusunda zannımca stratejik renk körü yapıyor. Ankara son resimde 2’yi 7, 3’ü 5 görüyor. Ama sorun Ankara’nın 2’yi 7 yapacak, 3’ü de 5 yapacak kapasitesinin de olmaması. Ankara’nın Suriye ve Irak’taki son resim konusunda hayalleri, söylemleri ve yapabilecekleri arasındaki makas giderek açılıyor gibi. Bakın; Suriye’de üç önemli ideoloji savaşıyor. Kürt-etno milliyetçiliği, Şia ideolojisi ve Selefi-Cihatçı ideoloji. Şu an Fırat’ın batısı için konuşuyorum. Selefi-cihatçı ideolojiyi Rusya, Ankara yardımıyla bastırmaya çalışıyor. Fırat’ın doğusunda ABD, Selefi-Cihatçı motivasyonu bastırmak için Kürt-Etno milliyetçiliğini kullanıyor. Sorun şu: Bölgede aynı anda ve birbirleri ile koordineli şekilde Kürt etno-milliyetçi, Selefi-Cihadçı ve Şii motivasyonun önce düşürülmesi sonra da söndürülmesi lazım ki bu üçü arasındaki oyun sıfır toplamlı olmaktan çıksın. Yoksa birinin kaybı diğerinin kazancı olmaya devam ettikçe bölgede silahlı çatışma devam eder. O zaman Ankara mesela nasıl bir model geliştirebilir bu üç motivasyonun birbiri ile koordineli, senkronize ve eş güdüm içinde düşürülmesi için?

Perşembe günü Rakka’daki YPG gösterisi de bunun sonucu mu?

Tabii, bir de onu Kerkük ile zamanlaması açısından düşünün.

Ne demek istiyorsunuz?

Bakın Kerkük hezimeti Barzani için sadece Bağdat’a karşı büyük bir güç kaybı değildi. Kerkük hezimeti ile Barzani Bölgesel Kürt siyasetinde de itibar kaybetti. Kerkük’ten iki gün sonra birden Rakka’nın ele geçirilme görüntülerini, Rakka’da açılan Öcalan posterlerini gördük. Bu altındaki halının kayması olayı var ya; Rojava’nın önerdiği Kürt tipi, Barzani’nin önerdiği Kürt tipinin kat be kat önünde. Özellikle Kürt gençleri için daha gerçekçi, daha cezbedici, daha janjanlı. Küresel Kürt mobilizasyonu açısından böyle. İki senedir Amerika’yla YPG’nin yereldeki işbirliğini kesmeye çalışıyor, başaramıyoruz. Akıl kayalardan delik açar veya etrafından dolaşır. Farklı stratejilere ihtiyaç var. Bir çatışma baskılanarak askeri güçle de söndürülebilir, dönüştürülerek de söndürülebilir. Ama unutmayın dönüştürmenin birinci şartı, kendinin de dönüşeceğini hesaba katmak.

Kerkük meselesinin bölgesel Kürt siyasetine etkisi ne olur?

Bu meseleye üç farklı parametrede incelemek lazım: Birincisi Kerkük meselesinin Irak Kürtlerinin kendi içinde yarattığı bölünme, yani KDP, KYB bölünmesi. Burada Irak Kürtlerine çıkan ders şu: 2014 Mayıs’ında Musul’un düşmesinden itibaren 3,5 sene geçmiş. Bu üç buçuk senede siz Peşmergeyi ne düzenli bir orduya çevirebildiniz, ne de Irak ordusuna entegre etmeyi başarabildiniz. Hatta 3.5 senede Peşmerge içindeki KDP, KYB bölünmesini bile halledemediniz. Demek ki Irak Kürtlerindeki geleneksel muhafazakâr ile sol ideoloji bölünmesi Peşmerge içinde bile hala belirgin. Halbuki bu bölünme ortadan kaldırabilirdi. Bu bize bir şey söylüyor.