Namık Kemal Zeybek Mezhepler ve gerçekler
HABERİ PAYLAŞ

Mezhepler ve gerçekler

Bugün müslümanlar belli başlı altı mezhebe bağlı sayılırlar: Hanefilik, Şafilik, Hambelilik, Caferilik, Zeydilik... İlk dördü sünni, son ikisi şii olarak ifade edilir. Ama sözgelimi sünni Malikilik ile şii Caferilik, namazda kıyamda (ayakta dururken) elleri yana salıvermek konusunda anlaşırlar. Böyle karışık durumlar çoktur.

Gerçekte altı mezhep arasındaki ayrımlar, ayrıntılardadır. Sadece kendi mezhebini veya mezhepler kümesini “hak” sayıp diğerlerini hak saymamak tarihte oluşturulmuş, siyasi sebeplere dayalı bir sapmadır.

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

Allah’ın birliğine, Muhammed Mustafa’nın Allah’ın elçisi olduğuna inanan herkes mümindir ve müminler birbirinin kardeşidir. Mezhebini dininin üstüne çıkarmak; akılla, mantıkla ve imanla bağlaşır mı?

Mezhepler, yeterli bilgisi olmayanların bilgileri taklit etmesi gereğinden doğmuştur; bu bakımdan gereklidir. “Mezhepçilik” ise zararlıdır. Yani “cilik” olmamak şartıyla mezheplerin varlığı kaçınılmazdır.

Olmasa iyi olmaz mıydı? Elbette iyi olurdu. Ama tarihin gelişmesi böyle olmuştur. Bunu geriye götürmek mümkün değildir.

Şimdi yapılması gereken mezhep ayrılıklarını çatışma ve çekişme bahanesi yapanlara, yapmayı hedefleyenlere fırsat vermemektir.

İran’da “İslam Birliği ve Mezheplerin Yakınlaştırılması” adlı bir kurum vardır ve bu konuda etkinlikler içindedir. İran, şii Müslümanlığın en büyük ülkesidir ve bu etkinlikler önemlidir.

EL EZHER ŞEYHİNİN FETVASI

El Ezher Üniversitesi de sünni İslam’ın en önemli üniversitesidir. Bu bakımdan El Ezher’in eski rektörlerinden sünni alim Merhum Şeyh Mahmud Şaltut’un fetvası bir çığır açmıştır. El Ezher bu fetvayı benimsemiş Caferiye ile Zeydiye’yi de eğitim tertibi içine almıştır.

İşte bu hayırlı fetva:

İslam’da mezheblerin birine uymak vacib değildir. Muayyen bir mezhebe uymak emri yoktur. Gerçek müslüman, doğru nakillerle görüşleri ulaştırılan, kitaplarından hükümleri ortaya konulup düzenlenmiş olan mezheplerden herhangi birini taklit edebilir. Bu hususta bir sakınca yoktur.

Caferilik mezhebine gelince: Bu mezhebin hükümleriyle ibadet, diğer ehl-i sünnet mezheplerinde olduğu gibi geçerlidir. Müslümanların bunu bilmeleri, mezhep taasubundan kurtulmaları gerekli. Allah’ın dini ve şeriatı, bir mezhebe bağlanmayı gerektirmediği gibi bir mezhebe uymak şartına da bağlanamaz. Bütün müctehidler (yorum yapan bilginler) Yüce Allah katında makbuldür. Görüş ve yorum yapacak bilgisi olmayanlara, bilginlere uymak “ibadetler için de, muameleler için de geçerlidir.”

Haberin Devamı

İşte aydınlık zihinli islam bilginlerinin görüşleri bunlar.

Türkiye’deki ilahiyat fakültelerinden yetişen bir çok bilginin de böyle düşündüğünü biliyorum. “Şimdi cahillerin kınamalarından korkmadan bu gerçekleri ortaya koymanın tam zamanıdır” diyorum.

Ne için mi? Öncelikle Allah’ın rızası için.. Sonra da kötü niyetlilerin oyunlarını bozmak için.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder