Vural, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, objektif yapılması gereken her türlü sınavın mevcut iktidar döneminde yozlaştırıldığını, bütün sınavların güvensiz konuma sokulduğunu öne sürdü.

Futbol Federasyonu sınavlarında bile bir elin kul hakkını aldığını, rezaletlerin diz boyu olduğunu, bir milyon 700 bin çocuğun geleceğinin karartıldığını iddia eden Vural, siyasi sorumluların ise "tatmin olma" yarışına girdiğini söyledi.

Vural, "Hepsi birbirinden tatmin oluyor. Böyle rezalet olur mu? Sayın Cumhurbaşkanı, Cemil Çiçek, Recep Tayyip Erdoğan ve ne bakanlığı yaptığı meçhul Nimet Çubukçu tatmin oluyor. Bu kişiler mahşerin 4 atlısı gibi çocuklarımızın geleceğini çalmışlardır. Madem tatmin olmuşlardır o zaman ortaktırlar bu işe" görüşünü dile getirdi.

Sınavın yapılış şeklinin esasından şüpheli olduğunu savunan Vural, "Bütün bunlar sehven oluyor. Telefonların sim kartlarına sehven telefonlar yükleniyor. Bunlar da sehven hükümet oluyorlar herhalde. Başbakan, ’sehven hükümet oldum, sorumluluğum yoktur’, diyebilir. Milli Eğitim Bakanı da ’ben sehven Milli Eğitim Bakanı oldum, sorumluluğum yoktur’, diyebilir" şeklinde konuştu.

Kişiye özel kitapçık uygulamasıyla sınavdan önce kime hangi kitapçık gideceğinin belli olduğunu ifade eden Vural, "Bir bilgisayar sınava girecekleri önceden biliyorsa, kime hangi soruların sorulacağını da bilmektedir. Kime hangi soru sorulacağı belli. Bu, sanal ortamda hazırlanıyor. Bir kişinin kendi el yazısı ile doldurduğu cevap anahtarına göre de sınav soru kitapçığı üretilebilir. İstediği kimseyi kazandırabilir. Bilgisayar niye biliyor? Bilgisayar biliyorsa soru kitapçığı üzerinde de oynamalar yapılabilir. İstenilene istenilen sınav kazandırılabilir" görüşünü dile getirdi.

Sınavın güvenliğinin kesinlikle kalmadığını öne süren Vural, özetle şu görüşleri dile getirdi:
"Yapılması gereken şey, siyasi sorumluların istifa etmesidir. Çocuklarımızın geleceğini kararttılar. Elbette bunun hesabını vermelidirler. Herkes birbirinin şahidi. Bozacının şahidi şıracı. O ondan tatmin oluyor. Zannedersiniz ki bu ülkenin çocukları beyefendileri tatmin etmek için yaşıyorlar. Önemli olan sizin tatmin olmanız değildir, bu ülkenin çocukları ve ailelerinin tatmin olmasıdır. Biz kurumların başındakilerin değil, siyasi sorumluların hesap vermesini istiyoruz. Madem tatmin oldunuz, bu işin ortağısınız. Asıl hesap vermesi gerekenler tatmin olanlardır. Tatmin olan 3 beyefendi ve bir hanımefendidir."

Oktay Vural, organize ve çete halinde kopyanın söz konusu olduğunu iddia ederek, "AKP döneminde yozlaşma diz boyudur. Her sınavda bir yolsuzluk vardır, şaibe vardır. Birileri hak gasp ediyor. Mızrak çuvala sığmıyor" dedi.

-"İPTALİ, UZMANLAR DEĞERLENDİRMELİ"-

Soruları da yanıtlayan Vural, sınavın iptali konusundaki görüşünün sorulması üzerine, toplumdaki endişelerin giderilmediğini ifade etti. Vural, "İptali, sınav uzmanları değerlendirmeli. Bütün muhatapların bir araya gelerek karar vermesi gerekiyor. Ben siyasal sorumlularla ilgileniyorum" diye konuştu.

Vural, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın "Devlet Tiyatrolarının kapatılabileceğini" söylediğinin belirtilmesi üzerine ise "İşin içinde soy ismi Erdoğan olan birisi olduğu için tiyatroları kapatalım diyor. Bu gidişle YGS nedeniyle üniversiteleri kapatalım diyecekler" görüşünü dile getirdi.

Bugüne kadar Devlet Tiyatrolarının yaptıklarının övüldüğünü, ancak "bir çiklet çiğneme" olayı nedeniyle övülen tiyatroların kapatılmasının gündeme getirilebildiğini vurgulayan Vural, "Herhalde yakar yakında. Bu bakana da bu yakışır. Sayın Bakanın kültüre ihtiyacı yok anlaşılan" diye konuştu.

Alparslan Türkeş’in oğlu Ahmet Türkeş’in "MHP’den teklif gelmediği için AK Partiden aday olduğunu" söylediğinin anımsatılması üzerine de Vural, Ahmet Türkeş’in kişisel bir tercihte bulunduğunu, bunu siyaseten adlandırmanın doğru olmadığını kaydetti. Vural, Türkeş’in MHP’ye bir başvurusunun olmadığını da kaydetti.

Oktay Vural, "AK Parti’nin Güneydoğu listesinin BDP’yi güçlendirdiği" yorumlarına ilişkin de BDP’den daha fazla temsilcinin TBMM’ye girmesinin "AKP’nin arzu ettiği bir durum" olduğunu iddia etti. Vural, "Neticede AKP ve BDP’nin bir koalisyon içinde olduğunu görüyorum. Muhtemel bir anayasa değişikliğinde BDP’ye ihtiyacı olacaktır. AKP ve BDP rol paylaşımı içindedir" dedi.