Cumartesi Postası 'Modayla kendimi değişik ifade etmeyi seviyorum...'

'Modayla kendimi değişik ifade etmeyi seviyorum...'

Paylaş
'Modayla kendimi değişik ifade etmeyi seviyorum...'

Penti'nin yeni yüzü Hadise ile giyim ve moda üzerine konuştu

Penti, her yıl bir ünlüyle çektiği reklam filmleriyle önce “Ruhum desen desen” diyerek kadının iç dünyasının çok yönlü, çok renkli olduğunu Hepsi Grubu vasıtasıyla vurguladı. Daha sonra ne istediğini, nereye gideceğini, ne yapacağını, neyi seçtiğini bilen bir kadın modelini Nil Karaibrahimgil ile yansıttı.

Bu kez de kadınların renksiz, tekdüze, sıkıcı bir yaşamdan canlı, renkli, özgür bir yaşama geçişlerini ünlü şarkıcı Hadise ile anlatıyor. Movida Plus Map tarafından gerçekleştirilen reklam filminde 30’a yakın dansçı “Penti’ni göster” sözlü reklam şarkısında Hadise’ye eşlik ediyor. Durum böyle olunca biz de ünlü şarkıcı Hadise ile moda ve giyim konusunu konuştuk.

Hadise Açıkgöz olarak Belçika’da nasıl bir yaşamın içine doğdunuz?

22 Ekim 1985’te Mol diye küçük bir semtte oturan; çalışan bir ailenin ikinci kızı oldum...

İsminizin bir hikayesi var mı; doğumunuz hadise olarak mı görülmüş?

Annem, ablama hamileyken dedem bir mektup yazmış. “Kız olursa ismi Hadise olsun” demiş; çünkü köyde çok tatlı bir kız varmış ismi de Hadise’ymiş. Bu mektup hiç ulaşmamış ve ablam doğmuş. Halam onun ismini koymuş. Annemler dedemle telefonda konuşunca öğrenmişler. Ve “İkinci kızımızın ismi Hadise olur, söz” demişler.

Belçika’da doğup büyüdünüz, aileniz orada çalışan bir Türk ailesi. İki kültür arasında mutsuz oldunuz mu?

Hayır, hiç olmadım. Ben hiç kültür çatışması yaşamadım. Sonuçta hepimiz insanız. Birbirimize, birbirimizin kültürüne ve geleneklerine saygı duyduktan sonra her şey güzel olur.

Bizde yarattığınız izlenim; seksi, çekici bir kadın. Bunun için bir çaba gösteriyor musunuz?

Sizi tanıyanlar sade, masum, çıtı pıtı bir genç kızdan bahsediyor... Hangisi siz? Benim içimde zaten değişik hadiseler var. Sahneye çıkınca bambaşka bir insan oluyorum; içimden gelen şeyler, hareketler, duygular bunlar... Gerçekçiyim sahnede, yaptığım işlerde... Ve aynı anda tabii duygusal, hayatı öğrenen genç bir kızım...

Neden Penti reklamında oynamayı kabul ettiniz?

Çünkü bana yakışan bir konsept sunuldu ve çok hoşuma gitti... Hayatta kendime yakışmayan bir işe evet demem, böyle bir kuralım ve alışkanlığım var. Penti reklam filmini izlerken; “Evet bu işi çok güzel başardık” diyorum. İşte bu his önemli...

Reklam filminde kadınlara hayattaki duruşlarında yön veriyorsunuz, gerçek hayatta da öyle misiniz?

Kadınlara ne söylemek istersiniz? Evet kadınların ezilmesine karşıyım bu bir gerçek... Artık 2010’a yaklaştık ve benim için erkekle kadın eşittir. Kadınlara şunu söylemek istiyorum: Kendiniz gibi olmaya korkmayın, hayatınızı yaşayın, tabiiki de sınırlarınızı aşmadan. Sizi kim tutar ki? Bir gün 60 yaşına girince keşkelerle geçirmeyin günlerinizi...

Reklam filminde de sahnede dans ediyorsunuz? Dans sizin için nedir?

Evet doğru, İngiliz iki koreografla çalıştık bu reklam çekimi için... Reklam filmini izlerken çok kolaymış gibi gözüküyor ama aslında çok zordu. Yürüyüş ve dansı çok çalıştık, provalar yaptık. ‘Yürüyüş’ diyorum çünkü filmimizde dans enerji dolu yürüyüşlerden oluşuyor. Benim hayatımda dansın yeri önemli. Sahnede de şarkı söylerken dans etmeyi çok seviyorum...

Belki de ilk defa bacaklarınız sizin önünüze geçti. İlk kez sesinizin yanı sıra bacaklarınızla da para kazandınız. Bu size ne hissettirdi?

Sonuçta Penti reklamı bu; tabiiki bacakları göreceksiniz ama cıngılımızı da ben okudum! Tam hadise oldu reklam filmi açıkçası!

Gardrobunuzda çorabın yeri nedir?

Çok önemli bir yeri vardır hakikaten... Penti reklam filmi çektiğimiz için demiyorum bunu ama çorap çok önemli benim için. Çünkü çok fazla giyerim, çok severim. Yüksek topuklu botlarla, güzel uzun kazaklarla inanılmaz hoş oluyor Penti’ler.

Daha çok ne tür çorap var gardrobunuzda?

Aslında her şeyden var desem çok doğru olur, spor çoraplar, uzun çoraplar, Penti’ler...

Ne tür çorapla kendinizi daha rahat hissedersiniz?

En çok normal uzun siyah çoraplarla kendimi rahat hissediyorum.

Sizin için çorap, bir kıyafet üzerinde ne kadar etkilidir?

Bence çok önemli bir detay... Mesela simsiyah bir kıyafetin altına giydiğiniz iğrenç bir çorap rengi kıyafetin havasını öldürebilir... Bu yüzden giydiğim çorabın rengine çok dikkat ederim.

Bir kıyafet için çorap ya da bir çorap için kıyafet aldığınız oldu mu?

Evet; çok güzel gri bir kıyafet almıştım ve koyu gri çorap aradım; sonunda buldum. Doğru düşünmüşüm, siyah çoraptan çok daha etkileyici oldu.

Reklam çekiminde ilginç olaylar yaşadınız mı?

Evet; o giydiğim simsiyah ayakkabılar hiç rahat değildi. Benim için eziyet oldu ama ne derler, güzel olmak için bunlara katlanmak lazım!

Bacaklarınız size çorap reklamı getirdi; siz bacaklarınızı beğenir misiniz?

Bacaklarım bana reklam getirdi demiyorum; çünkü Penti beni bacaklarımdan dolayı seçmedi. Yansıttığım enerji ve özgürlük kuvvettimden dolayı seçtiler beni.

Bacaklarınıza ve kendinize özel bakım uygular mısınız?

Pilates yapıyorum. Bacaklar için süper bir spor!

Kendinizi formda tutmak için neler yaparsınız?

Pilates ve kardiyo yaparım. Spor benim hayatımda çok önemli. Enerjimi spor salonunda tazeliyorum her sefer; bu çok güzel bir his! Bütün kadınlara tavsiye ederim.

Bir kadın olarak giyime düşkün müsünüz?

Modayı takip eder misiniz?

Tabii ki takip ederim. Giyim benim için önemlidir. Konserlerime gelenler zaten hep Hadise bu sefer ne giyerek şaşırtacak bizi diye geliyorlar. Bu çok güzel bir şey. Modayla kendimi değişik ifade etmeyi çok seviyorum..

Giyim konusunda tercihiniz ne?

En çok sevdiğim kıyafet; deri ceketim, Seven Jeans’im ve altına Alexander Wang ayakkabılarım.

Gardrobunuzun vazgeçilmezleri neler?

Burberry trençkotum, Balenciaga çantam ve Balmain ceketlerim.

Kıyafetlerinizi kendiniz mi seçersiniz?

Bazen; ama yanlış şeyler almamak için stilistim Mahmut’la seçmeyi tercih ediyorum. Modayı benden iyi biliyor.

Giyime ne kadar harcarsınız?

Bazen çok özel bir şey lazımsa ona çok para harcarım. Ama çok özel bir kıyafet için; her zaman değil tabiiki. Mesela Zara’yı da çok severim, orada kıyafetlerin fiyatları çok yüksek değil.

Daha çok Belçika’dan mı, yoksa Türkiye’den mi giyinirsiniz?

Hiç fark etmez açıkçası. Amsterdam, Paris; kıyafetleri nereden aldığın önemli değil zaten.

Peki ya müzik çalışmalarınız nasıl gidiyor; Japonya’da albüm çıkarma fikri nasıl çıktı ortaya?

Japonya’daki bir plak şirketinden böyle bir istek geldi. ‘Düm Tek Tek’ şarkımız çok sevildi orada. Bu beni çok mutlu etti. Tokyo’ya gittim, gördüm, gezdim. Çok güzel ve ilginç bir yer. İngilizce albümüm orada çıktı ve her şey süper yolunda gidiyor. Çok mutluyum.

Eurovision Şarkı Yarışması’na Belçika’dan katılma teklifine cevabınız ne olacak?

Böyle resmi bir teklif gelmedi daha. Ama ben ‘asla asla demem’. Yarın ne olacak hiç birimiz bilemeyiz. Hayırlısı neyse o olur!

Gelecek için planlarınız neler?

Çok güzel planlarımız var. İki albümümün, yani Fastlife ve Kahraman’da yer alan şarkılarıma klip çekmeye devam ediyoruz. Konserlerimiz de devam ediyor. En çok sevdiğim şey zaten sahnede olmak; sevenlerimin karşısında şarkılarımı söylemek. Çok seviyorum bunu! Bunun dışında birkaç proje daha var ama çok erken bunu konuşmak için. Her şey yolunda ve müzik anlamında kendimi geliştirmek istiyorum. Şimdiden yeni albümler için şarkı sözleri yazmaya başladım.

Seral CUMALI-POSTA

scumali@posta.com.tr

3

Haberin Devamı