Advertorial Mucizeler Dükkanı
Sponsorlu

Mucizeler Dükkanı


Paylaş
Mucizeler Dükkanı

Bahia’nın gölgesinde bir yaşam: Pedro Arkanjo

Büşra Bakan

Bazı yazarlarla veya bazı roman kahramanlarıyla geç tanıştığına üzülür insan, bunca zaman neden ve nasıl karşılaşmadığına hayıflanır. Mucizeler Dükkânı daha bitmeden anlamıştım ki, Jorge Amado ve Pedro Arkanjo’yu bu zamana kadar tanımadığıma üzülmemem elde değildi.

Roman aslında Bahia’nın yerli halkı tarafından unutulmuş, fakat günün birinde Kolombiya Üniversitesi’nden gelen bir profesörün ona olan ilgisi ve araştırmasıyla yeniden üne kavuşan yazar ve sosyal bilimci Pedro Arkanjo’nun hayatını odak noktasına alıyor. Yazarın kaleminde tek bir hayat öylesine çeşitleniyor ki, bir yaşamın gölgesinde bir halkın tarihine, kültürüne ve kimlik inşasına şahit oluyoruz. Kitap bize “hayat üniversitesi” Pelourinyo’yu, dans ve müziklerini, karnavallarını ve dükkanları içerisinde ayrı bir yere sahip olan -aynı zamanda romana ismini veren- Mucizeler Dükkânı’nı tanıtarak başlıyor ve biz daha ilk bölümden ince ayrıntıların, akıcı ve renkli üslubun farkına varıyoruz. Anlatıcımızın da dediği gibi, “Mucizeler Dükkânı’nda her şey olabilirdi ve oluyordu da”… Roman boyunca bu büyülü mekân, barındırdığı mistik havasıyla “acı ve giz dolu” gecelerden eğlenceli danslara, keyifli gösterilere kadar çoğu şeye ev sahipliği yapıyor.

Mucizeler Dükkânı’nda Pedro Arkanjo ile tanışıp şimdilik onu meşgul olduğu kitap basımı ile baş başa bırakıp, anlatıcımızın doğrudan biz okurlarına seslenişiyle yeni bölüme ve aynı zamanda farklı bir zamana geçiyoruz. Görüyoruz ki, roman bölümler arasında zaman değiştirerek ilerliyor; Pedro Arkanjo’nun yaşamı ile ilgili araştırma yapmak isteyen bir profesörün Bahia’ya geldiği zaman ile Arkanjo’nun yaşamı arasında ileri geri gidilerek olaylar aktarılıyor. Profesör Levenson, o zamana kadar unutulmuş Arkanjo’yu bütün halkın odak noktası haline getiriyor. Gazeteler, radyolar, röportajlar, kompozisyon yarışmaları ve açık oturumlar... Her şey birden Arkanjo’nun ateşiyle canlanıyor, fakat biz bir anda Arkanjo’nun yalnız, sessiz sedasız ölümüyle karşılaşıyoruz. “Ezginin ve dansın gülü” ile veda ettiğimiz Arkanjo’nun hayatında yavaş yavaş geriye giderek gerçek Pedro Arkanjo’yu tanıyor, diğer yandan da çizilen, çizilmek istenen Pedro Arkanjo yaşamına şahit oluyoruz. Bölümlerden birine verilen “Tüketim Toplumunun Pedro Arkanjo’ya Önem ve Anlam Kazandırdıktan Sonra, Onun Ününü Sermaye Edip Yüzüncü Yılını Anmayı Özendirmesi” başlığı sanıyorum ki durumun barındırdığı ironiyi gözler önüne sermeye yeterli. Arkanjo’nun yanı sıra bir yandan da anlatıcımız Pena’nın bu süreçte Arkanjo ile bağlantılı yaşadıklarına eşlik ediyor; yitip giden aşkının, değer göremeyen şiirlerinin verdiği hayal kırıklıklarının acılarını paylaşıyoruz. Kitap, bizlere katmanlı bir şekilde farklı iki hayat ışığında değişen ve –aynı zamanda- değişmeyen yönleriyle bir yörenin ve halkının zaman içerisindeki serüvenini zengin bir anlatımla sunuyor.

Romanın anlatıcısı Fausto Pena ve asıl kahramanı Pedro Arkanjo kadar önemli yere sahip olan bir diğer karakteri de hiç şüphesiz Bahia halkının kendisi. Bir yerli halk, okuru ne kadar renkli ve samimi karşılayabilirse o denli sıcaklıkla karşılıyor bizleri Bahia halkı. Hissediyoruz ki büyülü bir dünyanın penceresi aralanıyor. Bahia sokaklarında ilerledikçe samba dansları, afoşeler, kandombleler ve orişalar ile renklenen günlere eşlik edip, Şango’nun Gözleri Arkanjo Ojuoba’nın bu hayatlar üzerindeki etkisine tanık oluyoruz. Amado bizi yerli halkın dini ritüellerine, siyasi çatışmalarına, ölümlerine, aşklarına ve nicesine davet ediyor. Mucizeler Dükkânı’nın çevresinde gelişen esrarengiz ve adeta büyülü olaylar, Arkanjo’nun dişi şeytanlara kadar ulaşan hareketli aşk maceraları, üniversitedeki karmaşalar, polisin etkisiz kılamadığı coşkulu törenler...

Büyülü gerçekçiliğin buğusunda sunulan bu resimlerin arkasındaki ırkçılığa, önyargı ve baskıya olan dokundurma ve imalar... İşte bütün bunlar yüzünden sanıyorum ki Amado’nun bu modernist romanını sadece bir roman olarak nitelendirmenin haksızlık olacağını kitabın daha ilk sayfalarında ilerleyen her okur kabul edecektir. İletişim Yayınları’nca hazırlanan Mucizeler Dükkânı adeta kültürel bir çalışma zira. Yazar, okurlarına Bahia halkının kimlik inşasının temelini oluşturan kültürel, dini ve etnik değerlerin canlı renklerini büyülü bir fırça ile ustalıkla karıştırarak bir mucize resmediyor; onlara içindeki karnaval havasını koklatıyor, zengin anlatımıyla renkli Bahia sokaklarından manzaralar sunarak keyifli bir okuma deneyimi vaat ediyor.

Bana kalırsa Mucizeler Dükkânı yazarının insanlığa karşı içinde taşıdığı sevgisine ve büyü ile inşa edilmiş dünyanın kurtarıcılığına olan inancına yazılmış uzun bir şiirdir. Daha güzeli ise kitabın o sevgi ve inancı okurunun kalbine de aktarabilmesidir. Amado’nun büyülü gerçekçiliğin izlerini, kendine has mizah anlayışını ve dert edindiği meseleleri ilgi çekici bir hayat hikayesinde akıcı bir üslup ile ustalıkla harmanlığı bu kitap, okurunun hayatında kalıcı izler bırakacak kitaplardan biri…