Pazar Postası Mustafa Keser: AK partili de değilim yalaka da değilim, 73'ten sonra ne keser döner ne sap
Paylaş
Mustafa Keser: AK partili de değilim yalaka da değilim, 73'ten sonra ne keser döner ne sap

Türkücü Mustafa Keser 55 yıllık sanat hayatında ilk kez siyasi bir polemiğe girdi. Hatay sınırına moral için giden ünlülere CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da tepki gelince, “Şehit evine sazımla gideceğim ve asker türküleri okuyacağım” dedi. Kendisine “Pavyon sanatçısı, yalaka, yandaş” diyenlere sert yanıt veriyor

ALEV GÜRSOY CİMİN
alev.gursoy@posta.com.tr

Askere moral vermek üzere Hatay’a giden sanatçılar arasında yoktunuz ama gidenlerden çok tartışıldınız. Ana muhalefet lideriyle de polemiğe girdiniz!


Günlerdir linç yiyorum, haksızlığa uğruyorum. 55 yıldır sahnedeyim. Tek kişi diyemez ki, “Mustafa Keser siyasi konuştu ya da bir partiden yana taraf oldu.” Hatta bunu da ilk kez söylüyorum; geçmiş zamanlarda çeşitli partilerden milletvekilliği teklifleri geldi. Ama siyaset benim mizacıma uymaz. Ben sanatçıyım, benim işim siyaset değil.

Peki, yıllar sonra ne değişti?

Ben değişmedim, ortam değişmiş. İnsanlar değişmiş. Linç kültürü artmış. Söylediklerinizi anlamak istemeyen ya da başka yöne çeken bir güruh var. Bu kadar yıllık yaşamımda neler gördüm neler. Dinimizi, imanımızı bilen bir insanım. Atatürk’e sevgim saygım her şeyin üzerinde. Vatan millet bayrak için gerekirse ölürüm. Bu duruşum hiç değişmedi.



“REZİL ADAMLAR” SÖZÜNE ÇOK ALINDIM


O çıkışınızdan sonra size “yalaka, yandaş” diyenler oldu...

Ben kişiliğini bir şeyler için satacak adam değilim. Bir don bir gömlekle başladım bu işe. Ailem zengindi ama onlardan bile destek istemedim. En ihtiyacım olan yıllarda, bir don bir gömlekle bile ki diyorlar! Ne yandaşlığı yahu?

“Her devrin adamı” diyorlar size?

Ben sanatçıyım. “Gardaş merak etme bir gün sap döner keser döner” diyorlar. Ne devir adamı olacağım yahu? 73 yaşındayım. Bu saatten sonra sap dönse ne olur keser dönse ne olur?

Peki o zaman bu tartışmalar içerisinde işiniz ne?

Sanatçıyım, elbet olanlara bir tepkim olacaktı. Ama yanlış yere çektiler bilerek. Buralara sanatımın gücüyle, kişiliğimle, dürüst duruşumla geldim. Erkek olmanın verdiği dezavantajlara rağmen... Dolayısıyla, AKP’ye yağcılık olsun diye, CHP’ye muhalefet olsun diye konuşmak benim işim değil.

“Ana muhalefet liderinin yüzüne tüküreceğim” dediniz mi? Bu cümle bir sanatçıya hiç yakışmadı...

Hayır, mümkün mü? Orada söylediklerim gayet açık, bant da orada, tekrar dinlesinler. Sayın Kılıçdaroğlu bazı sanatçı arkadaşlarımla ilgili ağır eleştiri yapmış. Daha doğrusu hakaret etmiş, bu zoruma gitti. Neticede o gün ben de Hatay’a gidecektim, davet almıştım ancak önceden planlanmış konserim vardı. Sonra konser iptal olunca, “Keşke gitseydim” dedim. Ama ruhen oradaydım. Sanatçılar için “Rezil adamlar” dediğini duyunca da alındım. Sayın Kılıçdaroğlu daha usturuplu eleştiri yapsaydı belki normal karşılardık.

“Yüzüne tüküreceğim” lafı nereden çıktı o zaman?

Kılıçdaroğlu’nun eleştirisine binaen, “Bu fikirde olan arkadaşlarla bir şehit ailesinin kapısına beraber gidelim. Orada taziyemi de yapacağım, asker türküsü söyleyeceğim. Tepki alırsam, benim yüzüme tükürsünler. Almazsam ben onların yüzüne tüküreceğim” dedim. Laf bu. Direkt Kılıçdaroğlu’na söylenmiş bir laf değil. Ben öyle terbiyesizlik yapar mıyım? Cümle bu şekilde lanse edildi.


BİZİ BUGÜNLERE CHP DEĞİL ATATÜRK GETİRDİ


Şehit evinde saz çalmayacaksanız o halde, tuhaf gelmişti zaten kulağa...

Ben Atatürkçü görüşü olan bir adamım. Aklımla zorum mu var? Bir şehit ailesine nasıl saygısızlık ederim? Sanki gidip orada çalgı çengi yapacağım. Taziyemi yapar iki tane de asker türküsü, kahramanlık türküsü söylerim. Cenaze evinde ağıt yakılmaz mı, musiki bunun içerisinde var. ‘Yaylalar’ türküsü söylenmez mi, ne var bunda?

Sanatçıların orada klarnet çalması, türkü söylemesi de çok tartışıldı...

Arkadaşlar masa üstünde dansöz oynatmaya, rakı sofrası kurmaya gitmediler. Askere moral vermeye gittiler. Batı’da da bunun örnekleri bir hayli fazla. Marilyn Monroe, Elvis Presley, Bob Marley gibi birçok sanatçı da gitmiş bu tür moral turlarına.

Kemal Kılıçdaroğlu’ndan özür dilemeyi düşünüyor musunuz?

Özür dileyecek bir şey yapmadım ki. Ben erdemli adamım, hata yapmış olsam elbette dilerim ama ortada bir hata yok. Şahsına edilmiş bir söz de yok.

Eski milletvekili ve sanatçı Faruk Demir’in sizinle ilgili sözleri sertti. “CHP’ye laf söylüyor ama CHP olmasaydı, o şimdi Mustafa Keser olmayacaktı. Sirtaki oynuyor olacaktı” dedi...

Mahsus işi partiye dayandırıyorlar. Kendisine yüzde yüz katılıyorum ama CHP değil Atatürk olmasaydı sirtaki yapan bir sanatçı olabilirdim. Bizi bugünlere CHP değil, Atatürk getirdi.

“TRT’de program yapıyor, onun verdiği güçle yalakalık, yandaşlık yapıyor” diyen de oldu...

Neye dayanarak yandaş olduğumu söylüyorlar? AKP’ye, Sayın Cumhurbaşkanımıza olan husumetlerinden dolayı, bizi alet ederek oraya yükleniyorlar.

AK PARTİLİ DEĞİLİM


Bir sanatçı olarak beğenir misiniz Sayın Cumhurbaşkanını?

50 hükümet gördüm bugüne kadar. İcraatlarını gördüm. Geçmişte pirinç kuyruklarını da gördük, ekmek kuyruklarını da. Benzin kuyruklarını, hastane kuyruklarını gördük. Neler gördük, yaşadık. Taksicilik yaparken benzin kuyruğuna giriyordum.

Taksicilik de yaptınız mı? Zengin bir ailenin çocuğu olarak.?

Askerliğimi İzmir’de yaptım, sonra da orada kaldım. İzmir’de taksicilik, hatta minibüsçülük yaptım. Sonra İstanbul’a geldim.

Beğeniyor musunuz AK Parti iktidarını?

Diğer partilerin iktidarda olduğu zamanlara bakıyorum, İstanbul’da yapılan işlere, belediye hizmetlerine... Yoldur, hastanedir... Bunu vatandaş olarak inkar mı edeyim? Varsayalım ki CHP’liyim, bu yapılanları inkar mı edeyim? Kuyruğunu bacak arasına sıkıştırıp diğer liderler karşısında süklüm püklüm olan cumhurbaşkanları, başbakanlar gördük. Aslan gibi duruyor adam hepsinin karşısında. Bunu görmezden mi geleyim? Ben AKP’li değilim. Ama marifet iltifata tabidir derler.



CHP’liler kapınızın önüne siyah çelenk koymuşlar. Üzüldünüz mü?

Sadece çelenkle bırakmadılar. Bir anamıza küfretmedikleri kaldı. Ne şerefsizliğimiz, ne namussuzluğumuz, ne alkolikliğimiz kaldı. Bana ‘pavyon şarkıcısı’ dediler. CHP’nin yayınladığı basın bülteni değil, basın küfrüydü.

Şu moda soruyu size de soralım: Son günlerde bir kesim bu ülkede çok baskı oluştu diyor, bir kesim de baskı yok diyor. Sizce nedir durum?

Ne baskısı! İşimde gücümde çalışıyorum. Kina yüklenmek için bizleri kullanıyorlar.

BENDEN ARTIK ALBÜM ÇIKMAZ


Peki, hayat nasıl gidiyor? Var mı yeni albüm?

Benden bu saatten sonra albüm çıkmaz. Oğlum Emrah ‘Babamın Şarkıları’ isimli bir albüm çıkaracak. O benim devamım olacak. Sesine güveniyorum. Senede 60-70 konser yapıyorum. Gazinom ful çekiyor.

İyi para kazanıyorsunuz yani?

Hem de bu yaşıma rağmen... Ama biz de 55 sene emek verdik.

Yeni nesli nasıl buluyorsunuz?

Kendinize benzettiğiniz bir isim var mı? Ben ve benim gibi bu işe yıllarca emek vermiş arkadaşlarımın yerinin dolması zor. Sesi güzel, kabiliyetli, çok güzel gençler var. Ama olaya bizim gibi bakmıyorlar. 20 senedir kaset yapmıyorum. Kasete, parçaya bağlı değilim. Ne okusam dinlerler. Dinliyorlar da.

Bu olaydan sonra CHP’li hayranlarınızı küstürmüş olabilir misiniz?

Olabilir. Sırf siyasi görüşten ötürü küseceklerse küssünler. Yapacağımız bir şey yok.

Haberin Devamı