Giriş
64 yıllık NATO tarihinde ilk kez NATO Savunma Direktörlüğü’ne bir Türk general seçilmişti. Emrinde NATO üyesi 74 ayrı ülkeden personel görev yapıyordu. Tuğgeneral Hakan Akkoç, NATO'daki karar mekanizmalarında görev alan tek Türk askeriyken bir sabah ismini gazetede gördü. Adının “Balyozcu” generaller arasında geçtiğini gören Akkoç gözlerine inanamadı. Hemen “Türkiye’ye gidip ifade vermek istiyorum” diye bir dilekçe yazıp, NATO Genel Merkezi’ne sundu. NATO, Türkiye’deki adil yargılamayla ilgili kaygılarını dile getirerek izin vermedi. Hakkında hiçbir çağrı, yakalama kararı, resmi tebligat bulunmadığı halde Akkoç, bu durumun taşıdığı üniformanın şerefine yakışmayacağını düşünerek Türkiye’ye geldi. Yargıç karşısına çıkıp “Hakkımda bu tip haberler yapılıyor, NATO ‘gitme’ demesine rağmen geldim” dedi. Eşi ve çocuklarıyla beraber yurt dışında yaşarken tutuklanması halinde özgürlüğünün, yaşam hakkının ve mesleğinin sona ereceğini bilmesine rağmen vatanına dönen Tuğgeneral Hakan Akkoç, mahkeme heyetince tutuklandı. Tutuklama gerekçesi ise daha acıydı: “Kuvvetli kaçma şüphesi”
O sırada mağdur sıfatıyla mahkeme salonunda bulunan Abdurrahman Dilipak, Akkoç’un savunmasına şahitlik edince, “Ben bütün şikayetlerimi geri alıyorum” dedi. O dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Böyle bir incelik yapan adam en azından tutuksuz yargılanmalı” diye açıklama yaptı. Ama nafile! Tuğgeneral Hakan Akkoç hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik eksik teşebbüsten 16 yıl hapis cezası aldı.
NATO’da, Türkiye’nin sahip olduğu o tarihi ve son derece kritik etkin görev bir başka ülkeye verildi. TSK’da Hakan Akkoç’un taşıdığı tuğgeneral rütbesinin kimlere verildiğini ise 15 Temmuz gecesi hep birlikte gördük!
Akkoç tam 2 yıl 6 ay 26 gün hapis yattı. Balyoz kumpası ortaya çıkınca tahliye edildi. Kendisine bu kumpası kuranlar hakkında tazminat davası açtı. 1 milyon TL’ye yakın bir maddi tazminat kazandı.
Hakan Akkoç’un yaşadıklarını telafi edecek hiçbir maddi karşılık yok... Kaldı ki, o kumpasın esas hedefinin Hakan Akkoç olmadığı da ortaya çıktı. Esas hedef kim miydi? NATO’daki en kritik pozisyonu, ordusundaki en şerefli komutanlarından birini kaybeden Türkiye... Yani sen, yani ben, yani hepimiz!
