Giriş
Haberin Devamı
Gülşen, Teoman, Kenan Doğulu gibi sağlam isimler söylüyor ‘Mirkelam Şarkıları’nı.
Neden peki?
Mirkelam çok yaşlandığı ve artık şarkı söylemediğiiçin mi?
Bilmiyorum. Şimdiye dek hep çok büyük, yaşını başını almış ustalar ya da kaybettiğimiz özel sanatçılar için yapıldı
bu saygı albümleri.
Ki bunun da cılkı çıktı artık…
Şimdi, genç bir şarkıcı neden bu yola başvuruyor ben anlamadım.
Emekli mi oldu? Sesi mi kısıldı? Yardım mı toplanıyor kendisi için?
Hayır yani sebep ne?
Yeni şarkı üretemiyorsan, kendi şarkılarını yeniden söyle, bir albümde topla, isteyenlere dinlet ama tribute albüm ne mana şimdi?
Bir tür sevgi ihtiyacı mı? ‘Bana sevginizi gösterin a dostlar’ mı? Nedir yani?
NE KADAR ANLATIRSAN ANLAT…
Duman grubunun pazar günü Van’da vereceği konsere itiraz var.
Zaten olmasa şaşardık!
Efendim ‘Mustazaflar Cemiyeti’ denilen bir cemiyet; Duman grubunun, İhlas suresi ile dalga geçtiğini ileri sürdüğü ‘Rezil’ isimli şarkısını albümden çıkarmadığı için şehirde konser vermesini istemiyor.
“Bu rezilliği durdurun” açıklaması yapan cemiyet, “Van’ın rezil şarkılarla kirletilmesine, duman altında bırakılmasına izin verilmesin” çağrısı yapıyor.
Bir anlamda tehdit. ‘Gelirseniz görürsünüz’ çağrısı.
Oysa ki grup, bu şarkının sözleri üzerine çıkan tartışmalarda hep aynı şeyi söyledi: “Ortada dönen tezgahlara ve dinin suistimal edilmesine karşı bir mesaj verdik. Lem Yelid’i deforme etmek kimsenin haddine değil, bizim de haddimize değil” diyerek dertlerini anlatmaya çalıştılar.
Ama anlamak, dinlemek genlerimizde yok bizim...
Hollanda’yla yaşanan politik gerginliğe karşı lale keserek, portakal sıkarak, ‘Hollanda ineğimi keserim’ tehdidiyle tepki veren bu milletin fertleri, Duman grubunu da anlamak istemediği için yasaklamaya kalkacaktır elbette.
Öyle günlerden geçiyoruz ki, durum tam da şöyle:
Ne kadar anlatırsan anlat, anlattıkların karşındakinin anlayacağı kadardır.
ÖĞRENCİYE 1 TL’YE BİLET! İKSV BOMBAYI PATLATTI…
5-15 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek 36. İstanbul Film Festivali süresince, hafta içi gündüz biletleri öğrencilere 1 TL olacakmış.
Evet yanlış okumadınız, 1 TL! ‘Kaldır Kafanı’ sloganıyla başlayacak festival kapsamında; 11 gün boyunca 207
yönetmenin toplam 203 filmi gösterilecek ve öğrenciler 1 TL’ye film gösterimlerini izleyebilecek.
Bu haber neden şahane biliyor musunuz?
Haluk Bilginer’in bir röportajda “Sanat bir şeyleri düzeltebilir mi?” sorusuna verdiği cevap yüzünden.
Şöyle cevaplıyor Bilginer:
“O kadar çok şeyi düzeltir ki aklınız almaz. Sadece tiyatroya giderek, sergi gezerek, konser dinleyerek... Bunların hepsini yapın demiyorum. Sadece sanat denen olguyu yaşamımızın bir parçası haline getirmemiz gerek diyorum.
Sanat, bir estetiğin peşinde koşmak, empati kurmaktır. Mesela seyirci tiyatroda bir oyun izlerken karakterle empati kuruyor. Empati kuran insan kötülük yapamaz, gidip birini öldüremez, bağıramaz.Bir ülkede sanat yoksa empati yoksunluğu artar...”
İşte bu yüzden diyorum ki; şimdi öğrenci olmak vardı!
ARZU SABANCI’NIN ROMANTİK KOLEKSİYONU
Pazartesi akşamı bir grup gazeteci Pera Palace Hotel’deki yemekteydik.
Arzu Sabancı’nın Koton markası için ürettiği ‘Arzu Sabancı for Koton’ koleksiyonuyla tanıştık…
Harika bir iş çıkarmış Arzu Sabancı, hakkını teslim etmek lazım.
67 parçalık koleksiyon son derece ince işçilikle, detaylarla, işlemelerle süslenmiş.
Kaliteli, zarif. Elbiseler çok şık, zamansız ve romantik.
Üstelik son derece ulaşılabilir fiyatlara. Mesela bir pantolonun fiyatı 79.99 TL!
Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden biri olan Arzu Sabancı, Türkiye’ye getirdiği lüks marka Pinko’nun ve bu marka için ürettiği tasarımların ardından herkesin ulaşabileceği bir koleksiyon yapmak istemiş.
Anlattıklarına bakılırsa da, oldum olası böyle bir merakı varmış.
Sabancı Holding bünyesindeki tekstil markalarında çalışmışlığı var ancak araya üç çocuk girince hevesini hep ertelemiş. Şimdi aradığı tadı bulduğu için mutlu ve heyecanlı. Bu işbirliği süreci de çok gizli yürütülmüş…
Koton’un sahibi Gülden Yılmaz’ın isteği üzerine 7-8 ay boyunca Koton binasına gizlice gidip gelmiş Arzu Sabancı. Koleksiyonun kod adı da ‘Yıldız’mış.
Onca süre gizlemek için böyle demişler. O yüzden tasarımların üzerinde bolca yıldız var.
Ben bu işbirliğini çok sevdim. Hele şu dönemde, ‘ulaşılabilir lüks’ yaratmak çok önemli ve gerekli.
Bir de müjde…
Bu işbirliği sohbaharda da devam edecek.
