Şirin Sever Ne mutlu bize en cahil 9’uncu ülkeyiz!
HABERİ PAYLAŞ

Ne mutlu bize en cahil 9’uncu ülkeyiz!

Haberin Devamı

İngiltere merkezli araştırma şirketi Ipsos MORI tarafından her yıl düzenli olarak bir araştırma yapılıyor...

Gelişmiş ve gelişmekte olan 40 ülkedeki insanlara, yaşadıkları toplum ve ülkeyle ilgili sorular soruluyor ve en cahil ülkeler saptanıyor. Bu yılki ‘Cehalet Endeksi’ sıralamasında Hindistan birinci, Çin ikinci, Tayvan üçüncü, Güney Afrika dördüncü, Amerika beşinci olmuş.

Türkiye ise 9. sırada. Düşünün, 40 ülke arasında 9’uncu en cahil ülkeyiz! Yine de fena sayılmaz...

İlk kez bir listede başı çekmiyoruz ve dünya devi Amerika’dan sonra geliyoruz diye mutluyum, gururluyum!!!

‘Dönerse Senindir’ ama gideni zorla döndürmeye çalışma!

Yine bir ayrılık sonrası depresyon sahnesi... Bu kez farklı olarak erkeğin burnunu sildiği mendiller dağ olmuş, pizza kutuları sehpa üzerinde birikmiş, depresyon hırkasını erkek giymiş. Yani ayrılık acısından gün sayan kişi bu kez erkek; Murat Boz’un oynadığı ‘Mehmet’!

Sonra bir kişisel gelişim koçu ya da her şeyi bilen bir arkadaş çıkıyor; depresyona gireni hayata, sevgiliyi eve geri döndürmeye uğraşıyor. Ve illa ki ortaya bir tahta çıkıyor arkadaş! Yapılacaklar ve planlar o tahtaya yazılıyor.

Bugüne kadar ayrılan kimsenin bir tahta çıkarıp plan yaptığını görmedim, duymadım ama filmlerde o tahta hep var! Seyirciye ders olsun diye herhalde. Neyse… ‘Dönerse Senindir’de bir romantik komedide olması gereken bütün klişeler mevcut, işin matematiği hiç bozulmamış.

SEVİMLİ BİR FİLM

Durum böyleyken; sevimli, samimi, abartmayan, çok tatlı bir komedi çıkmış ortaya. Bir kere Yasemin Allen şahane oynamış. Allahı var, enerjisine, performansına bayıldım.

İrem Sak desen gayet doğal, sevimli, işini yapmış. Murat Boz’un daha çok fırın ekmek yemesi lazım ama kızların arasında kaynamış gitmiş diyelim, ses etmeyelim.

Filmin felsefesi de güzel: Dönerse senindir ama biri gitmişse zorla döndürmeye çalışma. Bu saatten sonra senin olmaz o! Gizem Elçi ve Oğulcan Türe’nin senaryosunu yazdığı, Erol Özlevi’nin yönetmenlik yaptığı film, tam da elde kahve ve çikolatayla izlenecek tatta bir iş. Kafa dağıtmak için gidilir.

Balık Ankara’da yenirmiş!

Güya Ankara doğumluyum ama Ankara’yı hiç bilmem. “En güzel balık Ankara’da yenir” derlerdi hep; bu lafa da inanmadım bugüne dek. Geçen hafta iş için gittiğimde, arkadaşım Ankara’nın ünlü balıkçısı Trilye’ye götürdü beni... Mekanın sahibi Süreyya Üzmez, bir dönem çalıştığım gazetede ‘lezzet’ yazıları yazardı ama mekanına gitmek hiç kısmet olmamıştı açıkçası.

ANKARA’NIN PAPERMOON’U

Şunu söyleyebilirim; Trilye’ye sadece balıkçı demek ayıp olur, Süreyya Üzmez bir füzyon mutfağı yaratmış. Sunumlar özenli, lezzetli. Mesela mezeler klasik balıkçılardaki gibi ortaya değil, kişiye özel olarak minik tabaklarda geliyor.

Tatlılar efsane. Mekan da tıklım tıklım. Öğrendim ki, hafta içleri Ankara’da mekanlar boş olurmuş ama Trilye pazartesi akşamları bile dolu. Zira siyasetçilerin uğrak yeri. Boşuna Ankara’nın Papermoon’u demiyorlar buraya, Trilye yakında İstanbul’a geliyormuş. Bahara doğru Bebek’te açılıyor. Ankara markaları bir bir İstanbul’u işgal ediyor belli ki.

Git, gör, keşfet, dene

■ Beşiktaş’taki BKM Mutfak sahneye yeni adım atanların şahane işler yaptığı bir mekan. Böyle yerlerin olması genç yetenekler için çölde vaha! Geçenlerde burada Erdal Şahin’in ilk stand up’ı ‘Neyim Normal ki’yi izledim. Köyde çobanlık yaparak büyümesi, sonra Afrika, derken İstanbul hikayeleri çok komikti. ‘Şu hayatta neler oluyor, ne hikayeler var’ diye arada Biletix’ten programlara bakmak lazım.

■ Hatırlarsınız, spor salonu zinciri Jatomi’ler bir süre önce iflas etmişti. Şubelerinden biri de City’s AVM’nin içindeydi. City’s yönetimi salonu devraldı, Oxygen Sport Club olarak yeniledi... Şimdi bizzat işletiyorlar. İleri teknoloji ekipmanlar ve donanımlı eğitmenlerle tanışın derim.

■ İnternetten sağlıklı ve doğal ürünler satan portakalbahçem.com’un limon reçeli, son zamanlarda yediğim en lezzetli şey. Resmen hastası oldum, size de şiddetle tavsiye ederim.

■ Capitol AVM’de bu yıl ‘Kardan Adam’ geçidi var. Hatta Kardan Kadın bile var! Yeni yıl coşkusu yaşamak isteyenler ihmal etmesin derim.

Edebiyat ve moda buluştu

İşte yılın o dönemi geldi... Dünyanın en saçma sapan, işe yaramaz objeleri ‘sırf yılbaşı hediyesi vermiş olmak için’ veriliyor. Firmalardan, şirketlerden, hatta dostlardan acayip objeler yağıyor, ne işe yaradığı, hangi amaca hizmet ettiği bile belli değil.

Yazık bence, sırf israf. Mesela Beymen Club ve Can Yayınları şahane bir işbirliği yapmış; edebiyat dünyasının sevilen klasiklerini modayla buluşturmuşlar. Dostoyevski’nin ‘Beyaz Geceler-Bir Hayalperestin Anıları’, Oscar Wilde’ın ‘Mutlu Prens’, Jane Austen’ın ‘Aşk ve Gurur’ kitaplarından ilham alınarak tasarlanan tişörtler, bez çanta ve kitap ayraçları set halinde satılıyor. Kitap kurtları için çok güzel hediye. E hediye dediğin de, biraz anlamlı olmalı.

ŞİRİN BİR LAF
Kaç promil gerekiyor ikimizi çift görebilmek için?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder