'Ne mutlu Türküm diyene'

‘AÇILIM’A GÖNDERME YAPTI
Sanatçı Hülya Avşar’a Milliyet Gazetesi’ne ‘demokratik açılım’ konusunda verdiği röportaj nedeniyle ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği’ gerekçesiyle soruşturma açılmıştı.

İfade veren Hülya Avşar, soruşturmayı yürüten savcının “Türk müsün, Kürt müsün?” sorusuna, “Hem Türk hem Kürtüm. Türk tarafımla çok şaşkınım. Kürt tarafımla ise gurur duyuyorum” cevabını vermişti.

Avşar hakkında takipsizlik kararı veren Bakırköy Savcısı Ali Çakır, gerekçeli kararında ilginç tespitlerde bulundu.

Hülya Avşar’ın demokratik ülkelerde olduğu gibi düşünce özgürlüğü kapsamında, gündemde olan bir konuda görüş ve düşüncesini açıkladığının altını çizen Savcı Çakır, kararda yer alan ifadeleriyle adeta ‘Demokratik Açılım’a gönderme yaptı.

‘ETNİK ÜSTÜ KAVRAM’
Savcı Çakır, kararda şöyle dedi: “Türk kimliği, Osmanlıdan kalan tüm ırkları, milletleri ve dinleri içinde barındıran total bir kimliktir. Bu kimlik ideolojik bir aidiyet değil, ulus aidiyetidir. Ulus devletin Türk kimliği, farklılıkların ortaya çıkardığı çeşitliliğin hem tümünü kucaklamış hem de tümünün üstünde yer almıştır.

Bir başka deyişle Türk kimliği, etnik kimliklerin tümünü içine alan etnikler üstü bir kavram olmuştur. “Ne mutlu Türküm diyene”, işte bu olguya tekabül etmektedir.

‘DÜŞÜNCE VE BASIN ÖZGÜR’
Kararda topluma birlik ve beraberlik çağrısı da yapan Savcı Çakır, düşünce ve basın özgürlüğüyle ilgili şunlara yer verdi: “Demokratik ülkelerde basının denetim, uyarma, eleştirme ve gerçekleri açıklama hürriyetini kullanırken, düşüncelerin sert bir üslupla açıklanması gibi, alışılmışın dışında da yayın yapabileceği Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleriyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında güvence altına alınmıştır.”