Balyoz soruşturması kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan eski 1. Ordu Komutanı emekli Org. Çetin Doğan, tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Haydarpaşa Hastanesi’nden avukatı aracılığıyla basına gönderdiği mektupta, eski Genelkurmay Başkanı emekli Org. Hilmi Özkök’ün Mayıs 2003’te kendisine, “1. Ordu’da bazı emekli generallerle darbe hazırlığı yaptınız mı?” diye sorduğunu açıklamıştı.

Çetin Doğan, 1. Ordu kozmik bürosundan ‘emir-komuta’ zinciri içinde alınan ‘Egemen Planı’na ait seminer belgelerinin 6 yıl sonra eklemelerle ‘Balyoz Darbe Planı’ olarak servis edildiğini öne sürmüş ve bu konuda Özkök’ün sorumluluğu bulunduğunu işaret etmişti.

Özkök de aynı gün Çetin Doğan’a yanıt vererek, “Kendisinden beklenen sorular sorması değil, cevaplar vermesi. Bir süredir bana yönelik ima ve suçlamalar var. Buna devam ederlerse yargı kanalıyla hesabını sormaktan çekinmem. Sabrımın bir sonu var” demişti.

‘BU SORULARI YANITLASIN’

İki komutan arasındaki atışma dün de devam etti. Hilmi Özkök’ün açıklamalarına çok üzüldüğünü kaydeden Çetin Doğan, “Bu tepkinin, bu alınganlığın nedenini kavrayamıyorum. Özkök’ü incitecek bir şey söylemedim. Erlere bile ‘siz’ diye hitap eden biri olarak eski komutanıma hakaret etmem mümkün değil” dedi.

Çetin Doğan bununla birlikte Özkök’ten saygı sınırları içinde açıklama beklediğini yineleyerek şu soruları sordu: “Ben Ağustos 2003’te emekli oldum.

Emeklilikten sonra siz emir komuta zinciri içerisinde 1. Ordu’nun kozmik odasında herhangi bir arama yaptırdınız mı? Arama yaptırdıysanız sonucu ne oldu?

Darbe planına ilişkin herhangi bir ize rastladınız mı? Kozmik odadan alınan bilgi ve belgeler yerinde yok, bunlara ne oldu? Bu konuyla ilgili soruşturma açtırdınız mı? Açtırdıysanız sonu ne oldu?”

‘HAKKIMDA DAVA AÇSIN’

Çetin Doğan’ın bu açıklamalarına Hilmi Özkök’ün yanıtı gecikmedi. Özkök şöyle konuştu: “İki emekli generalin kamuoyu önünde bu şekilde tartışıyor görünmesinden hicap duyuyorum.

Daha önce kişilik haklarımı korumak amacıyla konuştum. Elinde bana ilişkin suç unsuru taşıyan bilgi, belge varsa, beni mahkemeye verebilir.

Şayet bu belgeleri basına benim verdiğimi ima ediyorsa, delillerini savcılara vererek hakkımda ‘devlet sırlarını açıklamak’tan dava açtırmalıdır.

Hukuka saygılı olduğum gibi, kendi haklarıma da saygılıyım. Gerekirse haklarımı korumak için yargı yoluna başvurabilirim. Ben bu tür karnından konuşmaları, beni hedef gösterici sözleri muhatap almayacağım. Polemiğe girmeyeceğim.”