Neden 'Evet' neden 'Hayır'

Geçen hafta sevinçle, galiba cemre siyaset toprağına düştü, referandum, bahar havasıyla başladı demiştim. Hadi, ben de ‘Yanıldım’ diyeyim bari. Çünkü dil hemen değişti. Editoryal bir hatanın neden olduğu başlık yüzünden, 15 Temmuz sonrası kahraman ilan edilen gazeteci, “Edepsiz, ahlaksız” yakıştırmalarına uğrayıverdi.

Başbakan, Amasya’da Kılıçdaroğlu’na “Hadi ordan, hadi ordan” diye bağırdı. Bu söylemlerden kuvvet alanlar da dengeyi kaçırdı. Ama hala ümidimi koruyorum. Söylemler yumuşayacak.

★ ★ ★

Cumhurbaşkanı Erdoğan Pakistan dönüşü, uçakta gazetecilerle sohbetinde, “Halk var ya halk, çok zekidir“ dedi ya...

İşte bu noktada yine internetten bir video. Sokakta mikrofon uzatılan ve oyunun rengi sorulan halktan, “Neden” sorusuna çok güzel cevap verenler vardı. Çoğu belli bir yaşın üzerinde. Ancak, bu kesimden, “Bilmiyorum... İşte...” diyenler çoğunluktaydı.

Neye, neden, niçin evet veya hayır dediklerini bilmiyorlardı.

Ve ne acı ki, gençlerin hiçbir fikri yoktu. Gülmekten başka. Çoğu da üniversiteli. Yazık, çok yazık. İnandıkları uğruna uğraşanları ise tenzih ederim. İşte onlar geleceğimiz.

★ ★ ★

Geçen hafta bir de bayrak krizi yaşadık. Kriz, Bahçeli’ye, “Türk vatanında Kürdistan bayrağı dalgalanıyorsa, bunu nasıl sineye çekelim. Eğer Barzani, bize tercih ediliyorsa, bunu iyi niyetle okuyamam.” bile dedirtti.

Ama krizden, kriz bekleyenlere, ne AK Parti, ne de MHP prim vermedi ve olayı yine Bahçeli, “Evet diye yağacağız” diyerek noktaladı.

Bu iç kriz noktalandı ama, Almanya ile başlayan krizin sonu bakalım nereye varacak. Eyy Merkel, hazırlıklı ol.

★ ★ ★

Başbakan Yıldırım, konuşmalarında, “Tabii tek adam olacak” vurgusunu tekrarlıyor. Devamında ise, “Milletin oylarıyla gelecek” diye ekliyor. ‘Peki siz ne olacaksınız Sayın Başbakanım?’, diye sorulmaz mı? Tek adamın seçeceği yardımcı olacaksa, ona bir şey diyemem.

Yıldırım, bir de, “Türkiye yeni sistemde seçimlerle zaman kaybetmeyecek” dedi. Bunun da ne demek olduğunu, herhalde bir gün açıklayacaktır. İnşallah.

Şaşırmayın

Türkiye’deki 3 milyona yakın Suriyeli’nin illere göre dağılımı açıklandı. 81 vilayette kaçar Suriyeli var artık biliniyor. Kayıt dışı olanlar hariç tabii. Listeye bir göz gezdirdim, Karadeniz bölgesinde yok denecek kadar az. Diğerleri de yüzde 1 ila 24 arasında dağılmış.

Ama bir ilimiz var ki, sanki burası Türkiye değil: Kilis. Nüfusu 135 bin 655 gözüküyor. ‘Peki bu nüfusun içinde kaç Suriyeli var?’ derseniz, şaşırmayın ama tam 123 bin 150! Yani sadece 7 bin 505 kişi Türk vatandaşı.

Sanki Kilisliler, Suriyelilerin misafiri olmuş. İstanbul’da ise, oran yüzde 3.67. Perşembe günü bir videoda Suriyeli bir delikanlı vardı. 2 gün önce nüfus kağıdını almış. Referandumda da oy kullanacak ve ‘Evet’ diyecekmiş Erdoğan için. Yani geleceğimizde söz sahibi olacak.

E, hani bu vatandaşlık referandumdan sonra verilecekti? Geçiniz...

SİZ OLSANIZ

Şimdi geçer akçe Niran Ünsal’ı karalamak. Neymiş, “Kapanmam reklam değil. Açılmak şeytana hizmet etmektir” diyerek kapanmış da, sonra da tekrar türbanı çıkarmış. Ben hiç garipsemedim. Ne yapsın kadın. Geçimi konserlerden. Tabii ekibinin de.

O zaman nasıl para kazanacak? ‘İnanç uğruna aç kalsam da olur’ mu diyecekti? Bravo valla. Sesi, sahnesi ile ticaret yapıyorsa, derler ya, zararın neresinden dönülse kardır. O da onu yapmış. Onu yeren twitşörler siz olsanız ne yapardınız.

İMZA ÇAĞRIŞIMI

Erdoğan’ın, Star’dan Nazlı Çelik’ten sigarayı bıraktığına dair imzalı kağıt almasının hemen ertesi, Sağlık Bakanı da konuştu. Marketler, ödeme noktasındaki camekanlarda artık sigara satamayacaklar.

Söz sigaradan açılmışken, ben de 100 yıllık bir sigara reklamını sizlerle paylaşmak istedim. Chicago’daki bir sigara fabrikasının reklamında satıldığı yerler arasında Ottoman adı bile yok. Constantinople diye geçiyor. Ateshian adlı sigaranın tamamen Türk tütününden yapıldığı yazılırken, bu sigarayı, majesteleri II. Abdülhamid Sultanın da içtiği belirtiliyor.

Ya işte böyle “Ladies and gentleman”. Fiyatı da ucuz. 25 cent. Bugünkü kurla 1 lira bile değil. İsterseniz değiştirin sigaranızı. Ahaha.

Tavaf bitti

Akıl hastanesinde deliler namaza başlayınca şaşıran müdür, hepsini bahçeye çıkarıp sevinsinler diye, “Sizleri hacı yapacağım. Binanın etrafında dönün, tavaf etmiş olacaksınız” demiş. Hepsi dönmeye başlamışlar.

Dönme bitmeyince müdür de odasına geçip çayını içerken, birden penceresinden içeri taşlar yağmaya başlamış. Kafa göz yarık bir şekilde dışarı çıkıp, “Ne yapıyorsunuz siz!” diye bağırmış.

Delilerden gelen cevap: “Tavafımız bitti, şimdi şeytan taşlıyoruz.”