Erkut Can O geceden bugüne
HABERİ PAYLAŞ

O geceden bugüne

Bugün son günü ama, Türkiye böylesine uzun bir Temmuz ayı yaşamadı.

O dehşet gecesinden bu güne ortaya çıkan görüntüler hepimizi hayrete düşürüyor ve şükrediyoruz. Kamera görüntüleri normal de, o gece sanki herkes telefonları ile harp muhabiri olmuş.

Her gün akıl almaz bir görüntü çıkıyor ortaya. Hala. Vahşetin yanı sıra, ne kahramanlarla karşılaşıyoruz.

Erkeklerin önünde kadınlarla. O panik anlarında Cumhurbaşkanı’nın yol göstericiliği ile tanka, silaha karşı yürümenin tarihimizde şükranla anılacak görüntüleri bunlar.

Haberin Devamı

İşin aslına bakarsanız, kahramanlık destanı yazan halkımızın yanı sıra Atatürkçü askerlerimize de dua etmemiz lazım. Çünkü görünen o ki, asıl savaş karargahlarda yaşanmış. Zaten ordu içindeki yüzde 1.5’le anlatılan orducukla bu iş olmazdı ve olmadı da.

Ancak hepimizi hayrete düşüren tek rakam; 358 general ve amirale sahip ordumuzun 157 general ve amiralinin gaflet ve hıyanet içinde olmasıydı. Yani komuta kademesinin yüzde 44’ü. Dehşet verici bir sayı. Şimdi onlar ve alt kademelerindeki rütbeliler yargı önünde hesap verecekler.

‘Ele geçen’ ifadelerine bakılırsa, herkes “O yaptı” diyor. Yine herkes engellemeye çalışmış ama gücü yetmemiş. Şimdi itirafçı olma devri başladı. Anlatmaya 30 sene öncesinden başladılar. İbretlik. Yani okullardaki dönemlerinden.

Ama bir ifade ötekini tutmuyor. İki darbeci bir komutanı derdest ediyorlar ama yaşadıkları farklıymış meğer. Nasıl oluyorsa. Darbecilerin mağdurları da müdahil olacağına göre, savcıların işi çok zor. Bakalım bu işin içinden kaç ayda, yılda nasıl çıkacaklar.

Şimdi bir de ihbar furyası başladı. Twitter’da rahatça görülebiliyor. Nefret, intikam, kin gütme belirtileri bunlar. Peki biz böyle mi özgürlük, demokrasi, hukuk hayali kuracağız.

Ayrıca terörist ile muhalifin, darbeyle uzaktan yakından ilgisi olmamış gazetecilerin gözaltına alınarak (Olanlara sözüm yok) aynı torbaya konulmasının da bu ülkeye büyük zararlar vereceği bir gerçek. Hani deniyor ya cadı avı diye, işte bu olsa gerek.

Dileğim bir an önce bu yanlıştan dönülmesi. Yıllardır yaşadığımız kutuplaştırma sonrası 250 şehit verdikten sonra elimize bir fırsat geçti. Bayrağımızı sallayıp, İstiklal Marşımızı birlikte söyledik. Aman yeniden ötekileşmeyelim.

Haberin Devamı

Kimler geldiii kimler geçti

Sosyal medya bulup buluşturuyor, Gülen’le kimlerin kimlerin fotoğraflarını yayınlıyor.

Hepsi geçtiğimiz 25 yılın siyasileri, işadamları. Ne istedilerse veren takımdan da isimler var içlerinde. “Dön artık bu hasreti dindir” diyenler de, Türkçe Olimpiyatı’nda boy göstermek için yarışanlar da, kendini akıllı zanneden ahmaklar da.

Ama en güzel özeleştiriyi Bekir Bozdağ yaptı. “Bizim taksiratımız (kusurumuz) da çok. Hepimizin var” diyerek. Bu defa benden bir “Bravo” aldınız sayın bakan. Bu puslu ortamın en cesaretlisi siz çıktınız.

Açıklandığına göre, kamuda görevden alınanlar 66 bini geçmiş. Şimdi hala Cemaat devlete sızmış mı diyeceğiz? İstediklerinden fazlası verilince, devleti, ülkeyi teslim almışlar yahu. Bekleyelim bakalım. “Yok yahu o da mı?” diyeceğimiz daha kimler çıkacak.

Haberin Devamı

Çıkmalı da. Hem de fazlasıyla verenlerden, Amerika’ya günübirlik gidip bağlılıklarını bildirenlerden.

Belki de...

İBB’nin açıkladığına göre, ücretsiz toplu taşıma bu akşam bitiyormuş. Bu bana şunu anlatıyor. Demek ki, Bozdağ’ın söylediği “Darbenin artçısının olma ihtimali” önlenmiş, dolayısı ile demokrasi nöbetleri de biter herhalde.

O zaman belki POSTA’nın Cuma günkü manşeti, askerlerimize “Utanıyoruz” dedirten kışla önlerindeki, hafriyat kamyonları, iş makineleri ve künkler de kaldırılır. Askeri uzmanlar da, “Bu uygulama tankı engellemez” dediğine göre askerimizin onuru ile daha fazla oynamayalım.

Bu asker bize bugün de, yarın da lazım. Değil mi?

Darbeyi bilen kadın

Darbe sırasında gözden kaçtı. Benim de. Facebook’ta ‘Astrolog Semavii’ olarak sayfası bulunan Sema Kılıç, 14 Temmuz’da sabaha karşı 05.25’de bir mesaj paylaşmış.

Yıldızları, dolunayı incelemiş, incelemiş ve demiş ki: “Galiba tepemizdekiler darbe gibi bir şey yapacaklar. Ya da birileri bunlara darbe yapacak ve sıkıyönetim gelecek.”

Daha başka şeyler de yazmış. Sevgili arkadaşım Muko’nun 15 Temmuz’da paylaştığı bu uzun mesajı okumadım bile. Çünkü falın hiçbir türüne inanmam. Benim sayfamda gören, okuyan arkadaşlarımın, 16 Temmuz’da aramaları, kim bu kadın diye sormaları üzerine dönüp okudum.

Hala da tanımıyorum. Arkadaşımın arkadaşı. Fala meraklıysanız girin Face’deki sayfasına. Herkese açık.

Günah

Melih Gökçek, FETÖ’nün insanları nasıl etkilediğini ‘3 harflilere’ yani cinlere bağlayarak olayı magazinleştirmişti. Arkasından gedikli milletvekili M.Ali Şahin çıktı, “Gülen iade edilince Hayırsız Ada’ya konulsun” dedi.

İkisini de espri olarak kabul edebilirsiniz.

Ancak Diyanet İşleri Başkanı’nın ölen darbecilere din hizmeti verilmemesi isteği ve Kadir Topbaş’ın ‘Hainler Mezarlığı’ olarak tabela dikip yer belirlemesi ve ilk gömünün yapılmasının Müslümanlıkla alakalı olmadığını darbe karşıtı olanlar bile onaylamadı.

Giden gitti ama, geride kalanlarına büyük ayıp bu. Günahtır be

Unutmayın Unutturmayın ki Unutmasınlar OHAL de Bu halde Şu halde Her koşulda Her zaman Her yerde Yolumuz Laik, sosyal Atatürk yolu.

Sadece düşündüm

Tecavüzcü kimyasal olarak hadım edilecekmiş. Yasası yürürlüğe girdi. Zaten herkes darbeyi filan unutmuş bunu bekliyordu. O yüzden ellerini çabuk tuttular. Hay ömürlerine bereket.

Ama ben üşenmeyip, öküzü kaldırıp altına baktım. “Halk istiyor n’apalım.

Boynumuz kıldan ince” diye her fırsatta gündeme getirilen idamın geri dönmesi yasasına çanak olmasın diye düşündüm. Sadece düşündüm. Düşünmek artık suç değil, değil mi?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder