Giriş
Dersimiz Sosyal Bilgiler. Derin’le birlikte tekrar yapıyoruz. Yarınki sınav için kısa bir hazırlık süreci... Defterini açtık, o okuyor, ben dinliyorum, sonra ona sorular soruyorum... Bir soru: Atatürk’ün inkılaplarını kronolojik sıra ile yazınız. Vallahi bana sorsanız ilk ikiyi bilirim de gerisinin sırasını hayatta çıkaramam. Sonradan unuturlar mı bilmem ama şimdi ezbere biliyorlar. Ardından bir soru daha: Türk Medeni Kanun’un kabulü ile kadına verilen haklar nelerdir? Derin sıkı ezberlemiş, hızla cevaplıyor:
1-Kadın-erkek eşitliği sağlandı.
2-Resmi nikahla tek eşle evlilik esası getirildi.
3-Boşanma hakkı kadına da tanındı. 4-Mirastan kadın ve erkeğin eşit pay alması sağlandı.
5-Evlenme tarafların isteğine bağlandı. 6-Şahitlikte kadın ve erkek eşit haklara sahip oldu. Güzel anlatıyor da ezberlediği pek belli. Bu nedenle ona soruyorum “Bunların ne demek olduğunu anladın mı? Gel tersini düşünelim” diye... Sırayla geriye sarıyoruz yılları...
1- Kadın ve erkek eşit değildi.
2- Dini nikahla evlilik yapılıyordu ve erkek isterse birden fazla kadınla evlenebiliyordu.
3- Kadının boşanma hakkı yoktu. Erkek isterse kadını boşardı.
4- Mirastan erkekler fazla, kadınlar az pay alırdı. Aynı anne babanın çocuğu olmaları bile bu gerçeği değiştirmezdi.
5- Erkek istediği kadınla evlenirdi, kadın ise istediği erkekle evlenemezdi.
6- İki kadının şahitliği bir erkeğin şahitliğine denkti.
Olaya böyle tersten bakınca şok oldu Derin. İnanamadı bir erkek yerine iki kadının şahit sayıldığına, erkek evladın mirasta kızdan daha değerli olduğuna, istemediği bir adamla zorla evlendirilmesine ya da evleneceği adamın aynı eve birkaç kadın daha getirebileceğine... Onun hayretler içindeki bakışları görülmeye değerdi. Yine de bir yandan “Anne hiç öyle şey olur mu ya!” deyip duruyordu. Olur, olur, Atatürk yaptı oldu! Teşekkürler Atatürk!
(11.12.2010 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)
