Of of of...

Tek kelimeyle “müthiş” maçtı. Hani derler ya of of of... Gelin şimdi “müthiş”in açılımını yapalım. Hakemin başlama düdüğü çaldı, saha içinde futbol anlamıyla bir savaş başladı. Fenerbahçe golü hemen bulmak için saldırırken, Gaziantepspor rakibe yarı sahasında pres koyarak rakibini yıldırmaya çalıştı. Bunu yaparken zaman zaman futbolun içinde olan zaman zaman da olmayan sertliklere başvurdu.

[[HAFTAYA]]

Bursa maçında Semih’in pozisyonunda hakem Kuddusi Müftüoğlu takdirini “penaltı değil”den yana kullanmıştı. Gaziantep maçında da Hüseyin Göçek, Niang’ın ceza sahası içinde düşmesinde takdirini yine “penaltı değil”den yana kullandı. Tribünlerin yoğun protestosu üzerine bu karar sonrasında deyim yerindeyse Göçek dağıldı. (İkinci yarıda Lugano’nun ceza sahası içinde kündeyle yere düşürülüşünde de takdiri “penaltı değil” oldu) Dağıldıktan sonra da standardı olmayan kartlar göstermeye başladı. Lugano kırmızı kart görmesi gerekirken 90 dakikayı sarı kartla tamamladı. Murat Ceylan, Alex’e tekme attığı pozisyonda kırmızı kart görmesi gerekirken son dakikalarda düdük sonrası topa vurduğu için ikinci sarıdan kırmızı kartı gördü. Tam 13 sarı kart çıktı, daha fazlası da olabilirdi. Hakem konuşmayalım, futbol yazalım diyoruz ama hakemler buna izin vermiyor ki! Fenerbahçe çok istediği galibiyet için elinden geleni yaptı. 3 puana ancak 90+4’te ulaşabildi. Fenerbahçe’nin bu tip sıkıntıları yaşamaması için özellikle orta sahası ve hücum hattında oynayan futbolcularının gol becerilerinin daha yüksek olması şart. Alex her zaman işi bitiremeyebilir. İşte bu anlarda birilerinin çıkması lazım. Bakınız: Stoch. Oyuna sonradan girdi çok sert şutunda top direkten döndü, Santos da boş kaleye plaseledi. Şampiyonluk için bu isimlerin kalan haftalarda artması şart. Ya da Alex her maçta işi bitirecek. Çünkü Fenerbahçe bundan sonra stresi yüksek 5 maç daha oynayacak.