Magazin 'Öfkemi içimde yaşarım'

'Öfkemi içimde yaşarım'

Paylaş
'Öfkemi içimde yaşarım'

Joytürk Buluşmalar' programına konuk olan Murat Dalkılıç, Gökhan Çınar'ın sorularını yanıtladı

Murat Dalkılıç’ın hayatında bu aralar nasıl ilerliyor?
Tabii ki müzikle ilerliyor, müzikle beraber aynı zamanda okul da var, bir yandan da onu devam ettirmek zorundayım. Ama çok güzel bir albüm dönemi geçiriyoruz. Yeni albümün repertuarını şu anda oluşturmaya başlıyorum, herhalde mayıs ayına kadar tamamlayacağımız bir şey olacak bir aksilik olmazsa. Genelde, beni dinleyenler ve dinlemeyenlerin benim hakkımda ortak bir görüşleri var. “Murat Dalkılıç hep fişekleyen adam konumunda” diyorlar. Yani müzik anlamında devamlı yüksek tempo, devamlı bir eller havaya konumunda. Aslında benim ruh halim çok karışıktır. Bazen down olabiliyorum bazen de çok kıpır kıpır. O yüzden de son albümüm böyle olsun istedim.

İlk albümün ‘Kasaba’daki Murat’la ‘Merhaba’daki Murat arasında en temel farklar nedir?
Her iki albümüm arasında çok büyük fark var. Çünkü ‘Kasaba’ çıktığında benim yedi yıllık bir sahne tecrübem vardı. Onun güveni vardı. Yedi yıl boyunca sahnede haftanın her günü şarkı söyledim. O yüzden rahat bir şekilde güzel yaparım diye gittim. Ama stüdyoya girdiğimde ilk bir saat içinde her şeyin çok farklı olduğunu gördüm. Benim için acayip sıkıntılı ve depresif bir dönemdi. Psikolojik olarak negatif olduğum için her şeyi biraz daha geç yaptım. Ama bu albümde daha fazla tecrübe kazanmış biri olarak çok daha rahat bir stüdyo ortamı geçti. Bundan soraki albümde daha da iyi olacak. Her seferinde stüdyo ile ilgili yeni şeyler öğreniyorum. Evimde de bir stüdyom var. Denemeler yapıyorum, şarkı söylüyorum, devamlı çalışıyorum, her geçen gün daha iyi oluyor benim için.

Genel olarak öfkeli bir tarafın var mıdır?
Öfkeden nefret ederim. Ama tabii ki benim de sinirlendiğim oluyor, öfkemi dışarıya yansıtmamaya çalışırım genelde. Kendi içimde yaşarım. Mantığa oturttuğum zaman öfkemi dindirip cümlelere dökebildiğim zaman söylerim, karşımdakine yansıtırm. İnsanlar birbirlerini çok fazla kırdığı zaman işler kolay halledilmiyor diye düşünüyorum. Eskiden öyle değildim.

Müzik kariyerinde ailenin desteği oldu mu?
Aslında şöyle. Müziği benden ilk alan babamdır, ilk geri veren de babamdır. İlkokulda 4 ve 5’inci sınıflarda iki yıl piyano eğitimi aldım. Piyano bölümüne girmek istedim. Babam müzisyenlikle ilgili bir şey yapmamı istemedi. Sonra baktı ki bütün çabaları yersiz, yıllar sonra, bana bir gitar aldı. Yurt dışına giderdi, bir bakardım, bana minyatür bir davul, bateri almış ama bu gitarı alması manidardı. Çok profesyonel bir gitardı. O sıralarda basketbol oynadığım için pek yüzüne bakamamıştım. Sonra güzel bir hediye olduğu için açtım, baktım ve iki hafta sonra para kazanmaya başladım müzikten.

Haberin Devamı