Şirin Sever Olimpiyat tepkisi büyüdü TRT yayın hakkını aldı
HABERİ PAYLAŞ

Olimpiyat tepkisi büyüdü TRT yayın hakkını aldı

80’li yıllar. Hayal meyal hatırlıyorum… Babam televizyon karşısında, pür dikkat olimpiyat oyunlarını izlerdi. Uzun atlama, buz pateni, gülle fırlatma… Hayret nidaları, yorumlar havada uçuşurdu.

Az mı isim ezberledik o günlerde? Hâlâ da çoğumuzun aklının bir köşesinde duruyordur: Buz pateni kraliçesi Katarina Witt, Rumen jimnastikçi Nadia Comaneci ve daha pek çoğu.

Neredeyse bütün ülke tanırdı. Yıllarca da izledik bu şölenleri. Derken 2016’ya geldik… Bütün dünyanın gözü, 21 Ağustos’a kadar sürecek olimpiyat oyunları için Brezilya’nın Rio kentinde. 206 ülke adına 10 binden fazla sporcunun yarışacağı bu spor şölenine, Türkiye’den de 103 sporcu katılacak. Belki de en iddialı olduğumuz yıl ama bu spor şöleninin başlamasına saatler kala hiçbir Türk kanalı olimpiyatları yayınlamak için anlaşmaya varmamıştı...

Haberin Devamı

Bu yayını vermesi gereken TRT de dahil! Nedeni de, yayın haklarını elinde bulunduran Saran Holding’le bütçe konusunda anlaşamamasıydı. Özel kanalları geçtim, bu bir devlet televizyonu için fiyaskodur. TRT’nin asli görevi dizilere, dini programlara, spikerlere fahiş ücretler ödemek değil, kamu yayıncılığı yapmaktır. Sonunda tepkiler artınca, iş çözüldü...

Rio Olimpiyat Oyunları’nın başlamasına 12 saat kala TRT, Saran Grup’la anlaştı. Olimpiyatlar, TRT ve TRT Spor’dan canlı olarak yayınlanacak. Bu kriz sonrası bilmek şart oldu... TRT onlarca yıldır onca vatandaştan katkı payı alıyor.

Elektrik falan yetmedi, ipad ve cep telefonlarından da pay alacak şimdi. Ama olimpiyatları yayınlayacak bütçesi son dakikaya kadar yok nedense! TRT’nin gelir ve giderlerini öğrenmek bu katkı paylarını veren her vatandaşın hakkı. Bilmek ve öğrenmek istiyoruz.

‘Beyaz atlı prens’ enkaza çevirir!

‘Mon Roi/Prensim’ filminin ana fikri tam da bu: Aşk insanı enkaza çevirir, acıtır, bitirir! Son yıllarda izlediğim en duygusal, en gerçekçi ve en acıtan aşk filmiydi. Tony çok aşık, çok sadık, ayakları yere sağlam basan, güçlü bir kadın avukat...

Georgio ise çapkın, özgür ruhlu, deli dolu ve karizmatik bir aşçıdır. İkisinin yolları kesiştiğinde ve birbirlerine doğru çekildiklerinde çok romantik, çok eğlenceli, rüya gibi bir ilişki yaşıyorlar. Hatta adam öylesine aşık ki, sevdiği kadından çocuğu olsun istiyor. Evleniyorlar. Sonrası çorap söküğü gibi…

Haberin Devamı

İlk başta kadını çeken özgürlük acıya, kıvrak zeka yalanlara, incelikler başka kadınlara dönüyor ama Tony kalıyor, dayanıyor. Çünkü tutku ve aşk bitmiyor. Ama kadın bitiyor. Tükeniyor. Bu ilişki kadını öldürüyor. Çıkış yolu bulamadığında deliren ve sokakta avaz avaz bağıran bir kadına dönüşüyor.

Fena sahneydi! Cannes’da Emmanuelle Bercot’a ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünü kazandıran filmin erkek yıldızı ise Monica Bellucci’nin karizmatik eşi Vincent Cassel. Bir çiftin deli aşkını, inişlerini çıkışlarını çok iyi yansıtan, aslında ‘beyaz atlı prens’ kavramını sorgulatan müthiş bir film. Can yakan bir aşk ve kadın hikâyesi... Mutlaka izleyin.

‘Normal’e şaşırmak…

Biri şöyle yazmıştı Twitter’da… “CHP mitingini TRT’den canlı izlemek şaşırtıcı geliyor değil mi? Oysa normali bu. Normalden nasıl uzaklaştığımızı hatırlamış olduk böylece.” Çok doğru tespit. Çünkü hatırlamıyoruz.

Haberin Devamı

Normal olana şaşırıyoruz, hayret ediyoruz, hatta seviniyoruz. Asıl bu şaşırtıcı! Dengelerimiz şaştı. O yüzden bir an önce, acilen normalleşmemiz, barışmamız, ötekileştirmekten vazgeçmemiz ve ‘fabrika’ ayarlarımıza dönmemiz lazım.

Şehir Tiyatroları ne yapıyor?

15 Temmuz sonrasında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile 6 sanatçı Şehir Tiyatroları’ndan atıldı. OHAL bahane edilerek, bir oldu bittiyle hem de. Cumhurbaşkanı’nın bile şikayet davalarından vazgeçtiği; uzlaşma, barışma ve bütünleşme dönemi diye ilan edilen böyle bir dönemde iş mi şimdi bu? Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Abdurahman Şen…

Ve Şehir Tiyatroları Sanat Yönetmeni Süha Uygur… Ben de sormak istiyorum: Artık böyle mi olacak? Birileri muhalif isimleri hedef gösterecek, siz de sorup soruşturmadan işten mi atacaksınız? Ne yapmışlar, nasıl faaliyetlerde bulunmuşlar, olan biten nedir araştırmayacak mısınız?

Bir seyirci olarak bunları bilmeye hakkımız yok mu? Devletin en başındaki isimler bile ‘kandırıldık’ diye günah çıkarırken, insanları anlayıp dinleseniz keşke...

O KLİNİK KAPATILDI

İstanbul Levent’teki Artı Veteriner Kliniği’nde Murat isimli çalışanın bir köpeğe yaptığı işkence, günlerdir. sosyal medyada. Kliniğin sahibi, veteriner Ali Ülker bu çalışanın işine anında son verdi, bir de dava açtı. Ancak bu arada olanların faturası bu kliniğe kesildi.

Zira Beşiktaş Belediyesi ruhsatsız olduğu ortaya çıkan kliniği kapattı. 18 yıldır faaliyette olan bu kliniğin başına gelenler, burayla ilişkili olan tüm hayvanseverleri çok üzdü. Kimse o kliniğin bunu hak ettiğini düşünmüyor. Ancak İstanbul’un göbeğinde, 18 yıllık bir kliniğin ruhsatsız çalışıyor olması da gerçeten enteresan bir durum.

‘Mülteci Takımı’nın yarış ruhu kaçmaz!

Bu arada olimpiyatlarda bu yıl ilk kez 10 sporcunun yarışacağı bir ‘Mülteci Takımı’ yer alıyor. Burada amaç, ülkelerinden uzakta yaşayan sporcuların da olimpiyatlarda yer almasını sağlamak ve mülteci sorununa dikkat çekmek. 10 mülteci arasında iki de Suriyeli yer alıyor…

Şam, Beyrut üzerinden İstanbul’a, oradan İzmir’e, gemiyle Yunanistan’a gittikten sonra yolculuğu Almanya’da son bulan Yusra Mardini; yüzme dalında yarışacak. Raheleh Asemani ise tekvando dalında Belçika’yı temsil edecek.

Mülteciler olimpiyatların en büyük sponsorlarından Visa’nın 60 kişilik ‘Visa Takımı’nda yer alıyor. Visa yönetimi, bu insanların ‘herkesin her yerde kabul edilmesi inancını temsil edecekleri’ görüşünde. Ülkelerindeki savaştan kaçan bu insanların gösterecekleri çaba, insanlara verecekleri ilham izlenmeye değer.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder